Medya

Mehmet Altan yazdı | Basın tarihi: “Roboski Uludere’nin Gözyaşları”

Roboski Katliamı 2011 yılının bitiminde ve daha sonrasında en çok konuşulan ve tartışılan tarihsel bir acı olarak kaldı. Olay yaşanır yaşanmaz ana mecrayı oluşturan medya, tek parti dönemini anımsatan bir duruşla epeyce bir zaman sustu, haberi vermedi…

25 Aralık 2024 12:10

Güncelleme: 25 Aralık 2024 12:15

2024 yılını da uğurluyoruz. Gelecek hafta yeni yılın ilk yazısını yazacağız.

Basın tarihi treni de 2011 yılından bir sonraki yıla hareket hazırlığında… Türkiye 2011 yılını bitirirken hem o yılın hem de tüm zamanların en korkunç olaylarından birini yaşadı: Roboski Katliamı.

28 Aralık günü, Roboski’nin 13. Yıldönümü.

 * * *

Roboski neydi?

“Roboski Katliamı, Uludere Katliamı veya Uludere Operasyonu, 28 Aralık 2011 gecesi, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Kürtçe: Robozkê) köyünde Türk Hava Kuvvetlerinin F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 34 sivil kişinin ölmesi olayı.

Olayda ölenlerin 28’i Encü ailesine mensuptu. Servet Encü yaralı olarak kurtuldu. Türk resmî makamları, ölenlerin Irak’tan Türkiye’ye mazot ve sigara getiren Kürt vatandaşlarının oluşturduğu bir kaçakçı kafilesi olduğunu açıkladı.

Genelkurmay Başkanlığı, olay sonrası açıklamasında 28 Aralık 2011 tarihinde saat 18.39’da tespit edilen grubun PKK’nın kullandığı yolları kullanması sebebiyle vurulmasına karar verildiğini ve operasyonun TSİ 21.37-22.24 arasında gerçekleştiğini belirtti."

Aradan geçen 13 yıla rağmen 34 kişinin bombalanarak paramparça edilmelerinin fail bulunamadı, kimin emir verdiği ortaya çıkmadı, yargılama yapılmadı.

Halbuki dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 20 Ocak 2012 tarihinde “Ne Uludere’deki 34 vatandaşımızın, ne de Hrant Dink’in davası, geçmişte olduğu gibi, Ankaranın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz” demişti.

* * *

Roboski Katliamı 2011 yılının bitiminde ve daha sonrasında en çok konuşulan ve tartışılan tarihsel bir acı olarak kaldı.

Olay yaşanır yaşanmaz ana mecrayı oluşturan medya, tek parti dönemini anımsatan bir duruşla epeyce bir zaman sustu, haberi vermedi.

Genelkurmay’ın resmi açıklamasını beklemeleri için uyarıldılar ve bu uyarıya uydular.

Uyarıya uymayan tek kişi Ayşenur Arslan oldu. Ve Türkiye bu olayı onun CNN’de yaptığı sabah programında duydu.

Arslan yıllar sonra o yasağı delmesinin ertesinde başına gelenleri anlattı.

Roboski etrafında 2011 yılı medyasını büyüteç altına almak, basın tarih açısından da çok kalıcı ve tarihsel ip uçları veriyor.

* * *

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 2011 İnsan Hakları Raporu, çoğu çocuk 34 canın yok edilmesi olayını şöyle yansıtıyor:

Türkiye’nin insan hakları durumuna baktığımızda maalesef yılın son günlerinde Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Roboski Köyü yakınlarında 35 köylünün yaklaşık bir saat boyunca bombalanarak öldürülmesi, yaşam hakkının Türkiye’de hâlâ nasıl bu kadar kolay ihlal edilebildiğini gösterdi.

Olay yerel basında duyulmasına rağmen ulusal medya saatlerce haber yapmadı.

Genelkurmay Başkanlığı olayın üzerinden yaklaşık 12 saat geçtikten sonra bir açıklama yaparken, AKP Hükümeti de Genelkurmay Başkanlığı gibi saatler sonra yaptığı açıklamasını da hükümet adına değil AKP adına yaptı.

Yapılan ilk açıklamalarda, çoğu çocuk 35 köylünün öldürülmesi nedeniyle özür dilemek yerine ‘terörle mücadelenin kararlılıkla devam edeceği’ vurgusu vardı.

Sonraki açıklamalarda ise olayın kasıt olmaksızın yapıldığı ileri sürüldü. Daha önce de hatırlanacağı üzere Ceylan Önkol da kasıt olmaksızın top mermisiyle parçalanarak öldürülmüştü.”

* * *

Eski CHP Ankara milletvekili, hukukçu Levent Gök TBMM’de kurulan Roboski komisyonun üyesiydi.

Belgelere dayanarak “Roboski Uludere’nin Gözyaşları” kitabını yazdı. Yaşananların iç yüzünü müthiş bir berraklıkla ortaya serdi. Kemal Kılıçdaroğlu da kitaba bir önsöz yazdı.

Levent Gök kitabın girişinde şunları yazıyor:

Bu kitabın dayandığı belge ve bilgiler TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun 27 Mart 2013 tarihli raporunda, Genelkurmay Askeri Savcılığının Kovuşturmaya Yer Olmadığına ilişkin 2013/404 E. sayılı dosyasında, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı 28.02.2012 tarihli Araştırma Raporunda yer almaktadır.

Aradan geçen on yılı aşkın bir sürede Uludere Roboski’ye adalet uğramadı. Acılı aileler evlatlarının acısını ilk günkü gibi yaşıyor ve yas tutuyorlar. Devlete karşı kırgın ve küskünler.

* * *

Bazen uzun boylu konuşmaya, tartışmaya, anlamaya çalışmaya gerek kalmaz.

Tek bir olay her soruya cevap olur.

İşte Roboski Katliamı o olaylardan biridir.

Roboski’nin üzerine projektör yakıla bir gün gelir mi, şimdilik çok zor gözüküyor ama yaşamdan umut kesmemek lazım.

Herkese mutlu yıllar diliyorum, âdettendir…


P24'ten alınmıştır.