Cinsel şiddet ve kadın cinayetleri arasındaki bağlantının hem bireysel hem de yapısal bir sorun olduğunun altını çizen Temiz, daha etkin adli ve toplumsal mekanizmaların geliştirilmesinin kadınların yaşam hakkını koruma mücadelesinde vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Temiz, şunları söyledi:
"Cinsel şiddet, kadın cinayetlerinde ya bir öncül ya da suçun vahametini artıran bir unsur olarak sıkça karşımıza çıkıyor. Kadın cinayetlerinde cinsel şiddetin tetikleyici bir unsur olarak karşımıza çıktığı vakalardan biri de faili çalıştığı restoranda bir gün önce işe başlayan mağduru cinsel ilişki teklifini reddettiği gerekçesiyle öldürmesi ve cesedini betona gömmesidir. Bu tür olaylar, cinsel şiddetin, cinayeti tetikleyen veya ağırlaştıran bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Benzer şekilde, Ayşegül Aydın olayı da cinsel şiddetin kadın cinayetlerindeki rolünü göz ardı edilemez bir şekilde ortaya koymaktadır. Henüz 16 yaşında olan Ayşegül, saldırgan tarafından cinsel şiddete uğradıktan sonra başına taşla vurularak ağır yaralanmış ve 132 gün süren bir yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetmiştir. Bu olay, kadınların cinsel şiddetle başlayan bir tehdit döngüsünün sonunda hayatlarını kaybettiklerini dramatik bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak bu bağlantının yargılama süreçlerinde ne ölçüde dikkate alındığı, uygulamadaki sorunlara işaret etmektedir." (DHA)