Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Yüksek öğretimde okullaşmada Avrupa´da birinciyiz, öğrenci sayısı bakımından ise Rusya’dan sonra ikinciyiz” dedi. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı’nın (ÖSYM) önceki gün ALES’e ilişkin yayımladığı “Değerlendirme Raporu"nda ise üniversitelilerin büyük bölümü puan barajının altında kaldığı, hatta bazı üniversitelerde barajı geçen öğrencinin dahi olmadığı belirtildi.
Rapor, 109’u devlet üniversitesi olmak üzere sayısı 193’e yükselen üniversitelerle ilgili sunduğu rakamlarla Yılmaz'ın sözlerini doğrulamadı.
Birgün'den Mustafa Mert Bildircin'in haberi aynen şöyle:
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı’nın (ÖSYM) ilk defa önceki gün ALES’e ilişkin yayımladığı “Değerlendirme Raporu” üniversitelerin içinde bulunduğu tabloyu gözler önüne serdi. ALES’e giren adayların, 50 sorudan oluşan sayısal testin doğru yanıt ortalaması 18.59’da kaldı. ALES’e ilişkin istatistiklerin sınavlara yönelik iyileştirme yapılmasına olanak sağlayacağını savunan ÖSYM, bundan sonraki bütün ALES’lerin detaylı analizinin yapılacağını duyurdu.
50 soruda 18 doğru
Yılda iki kere düzenlenen ve öğrencilerin akademik başarısını ölçen ALES’e katılan üniversite son sınıf öğrencileri ve mezunlarının ortalama puan aralıklarının 60 ila 69 olduğu ortaya çıktı. 50 sorudan oluşan sayısal testte yalnızca 18.59 doğru cevap ortalamasını tutturan adayların sözel sorulara verdiği doğru cevapların ortalaması ise 30.37 oldu.
Hem sayısal hem de sözel sorulardan oluşan testte 70 puanı iki üniversitenin hiçbir öğrencisi aşamadı. ÖSYM’ye göre, Ardahan Üniversitesi’nden ve Iğdır Üniversitesi’nden sınava giren adayların tümü belirlenen puan barajının altında kaldı. Benzer bir tablo Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Şırnak Üniversitesi ve Munzur Üniversitesi’nde de yaşandı. Bu üniversitelerin son sınıfında öğrenim gören ya da mezunu olan adaylardan sınava girenler arasından yalnızca 16’sı 70 puanın üzerine çıkabildi.
Her yıl kötüye gidiyor
Yıllara göre ALES puan ortalamalarında yaşanan düşüş de Türkiye’deki üniversitelerin akademik başarısının her geçen yıl daha da kötüye gittiğini gösterdi. ALES puan ortalamaları 2009-2012 yılları arasında artarken, 2013-2017 yılları arasında ise azaldı. Son ALES’te ulaşılan puan ortalaması özellikle 2008 ve öncesindeki yılların çok altında gerçekleşti. 2009 yılı ve sonrasında mezun olan ve eğitimine hala devam eden adayların puan ortalamalarının daha yüksek olduğu bilgisi de ÖSYM’nin raporunda yer aldı. Buna karşın mezuniyetinden bu yana en az dokuz yıl geçen adayların ortalamaları düştü.
Erkekler yalnızca sayısalda üstün
ALES’ten 70 ve üzeri puan alan az sayıda adayın cinsiyet dağılımlarına da ÖSYM’nin hazırladığı raporda yer verildi. Sayısal puan türünde barajı geçen toplam 66 bin 490 adaydan 34 bin 80’inin erkek, 32 bin 410’unun ise kadın olduğu açıklandı. Eşit ağırlık ve sözel puan türlerinde, en az 70 puan alan kadın adayların oranları sırasıyla yüzde 56,8 ve yüzde 53,2 olarak gerçekleşti. 70 puanın ölçü alınarak yapılan hesaplamada, erkek ve kadın adaylar arasındaki yüzde farkının en yüksek olduğu puan türü eşit ağırlık oldu. Erkek adayların toplamda sayıca daha başarılı olduğu tek puan türü sayısal olurken, diğer puan türlerinde başarıya ulaşan kadın adayların sayısı erkek adayların üzerine çıktı.
Mezunlar işsiz
Öte yandan Türkiye’deki üniversite mezunu işsizlerin oranı da çarpıcı boyutlara ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son açıkladığı verilere göre, yükseköğretimde işsizlik oranı yüzde 12.8’e çıktı. TÜİK’in yalnızca İŞKUR kayıtlarını dikkate alarak veri oluşturduğu göz önüne alındığında bu oranın daha da yüksek olabileceği kaydedildi. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının toplam işsizlik içinde yüzde 13.9 olduğunu öngören uzmanlar, 1 milyonun üzerinde mezunun işsiz olduğunu belirtti.
***
Yaratılan algı gerçekliği örtemedi
Üniversitelerin derslik sayıları, binaları ve istatistiki bilgileri kullanılarak yaratılmaya çalışılan algının var olan gerçekliğin üzerini örtmeye yetmediğini söyleyen Eğitim Sen Genel Eğitim ve Yüksek Öğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Yükseköğretim ile ilgili yapılan açıklamalar, MEB tarafından yaşanan sorunların algılanamadığını ve dolayısıyla çözüm için adım atmanın da gerekli olmadığı fikrinin eğitimi yönetenler arasında hakim olduğunu ortaya koymaktadır” dedi. Bozdoğan, üniversitelerin uygulanan politikalar sonucunda bilim yapılan özgürlük alanları olmaktan çıktığını belirterek, “Üniversiteleri, iktidarın varlığının devamının aracı haline getirilmeye çalışılan kurumlara dönüşmüştür” diye konuştu.
Bozdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapılan atamalar ile nitelikli bir eğitimin verilmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir. Son olarak bir rektörün kep yerine takke önermesi ile başlayan tartışma ne ile karşı karşıya olduğumuzu olanca açıklığı ile ortaya koymaktadır. Yaşanan sorunların rakamların ardına gizlenme koşulunun kalmadığı da ALES’e yönelik paylaşılan istatistiklerle ortaya çıkmıştır. MEB’i ve YÖK’ü gerçeğe bakmaya davet ediyoruz.”