Sağlık

"Mamografi korkusu, tanıyı geciktiriyor"

Sağlık Bakanlığı, 50 yaşından itibaren 2 yılda bir mamografi çekilmesini öneriyor

07 Ekim 2015 11:48

Meme kanseri farkındalık ayında, mamografi konusunda uzmanlar uyarıyor: Mamografi korkusu, tanıyı geciktiriyor ve can alıyor! İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Vahit Özmen, “Mamografiyle alınan radyasyonun, İstanbul-New York uçak yolculuğunda alınan kadar olduğunu” söyledi.

İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Vahit Özmen, meme kanserini erken yakalamada en etkili tarama yönteminin mamografi olduğunu söyledi. Mamografi aleyhine yazılan makalelerin, lehine olanlara göre çok az sayıda olduğunu belirten Prof. Dr. Özmen, “Makaleleri karşılaştırmadan ve incelemeden ‘mamografi zararlı, çektirmeyin’ demek ülkemizde sıklığı giderek artan ve farkındalığı zayıf meme kanserinde tanıda gecikme ve ölümlerin artmasına neden olacak” uyarısı yaptı.

Türkiye’de mamografi aleyhine konuşanların, meme kanseri tanı ve tedavisiyle ilgi uzmanlar olmadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Özmen, şu bilgileri verdi: “Mamografi aleyhinde konuşanlar ne medikal onkolog ne radyoloji onkoloğu ne de meme cerrahları. Ama ne yazık ki söylediklerinin caydırıcı etkisini görüyoruz. Zaten meme kanseri farkındalığı çok düşük. Kliniğe gelen kadınların yüzde 25’i evre birde. Meme kanseri geç fark edilince tedavi uzuyor, ağırlaşıyor, bazen meme kaybediliyor, yaşam kısalıyor.”

‘Mamografi radyasyon yayarak kanser yapıyor’ kaygısına karşılık, Prof. Dr. Özmen, mamografiyle alınan radyasyonun, İstanbul-New York uçak yolculuğunda alınan kadar olduğuna dikkat çekerek, “Bir araştırmaya göre 100 bin kadına 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çektirilirse, ancak 86 kadında radyasyona bağlı kanser ortaya çıkma ihtimali var. Bu düşük bir olasılık” dedi.

 

"Mamografi 4.5 kat daha fazla hayat kurtarıyor"

 

Halbuki düzenli mamografi çekildiği zaman 4.5 kat daha fazla yaşam kurtarılıyor. 9.5 yıl daha fazla yaşam şansı veriyor. Prof. Dr. Özmen, “Evet mamografi ile gereksiz biyopsiler, tedaviler, kaygılar artıyor. Ancak, bugün hiçbir tanı ve tarama yöntemi bazı yan etkileri olmadan uygulanamaz.”

Meme kanserindeki artışa rağmen, bizde tanı için mamografi çektiren kadınların oranı düşük. İstanbul Bahçeşehir’de 1000 kadında yapılan ve geçtiğimiz yıl ABD’de yayımlanan araştırmaya göre, sosyo-kültürel düzeyi nispeten iyi bir bölge olmasına rağmen burada yaşayan 40-69 yaş arası kadınların ancak yarısı yaşamında bir kez mamografi çektirmiş. Bu oran gelişmiş ülkelerde yüzde 100’e yakın.

Her tanı ve tarama yönteminin avantaj ve dezavantajları bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Vahit Özmen,  bu konuyla ilgili de özetle şu bilgileri verdi: “Mamografi, meme kanserinden ölümleri azalttığı bilinen tek önemli tarama yöntemi. Dezavantajları, sağladığı yararlar (erken tanı ile ölümleri azaltması ve memenin korunmasına yardımcı olması) yanında ihmal edilebilir. ABD’de 50, Batı Avrupa’da 40 yıldan beri toplum tabanlı tarama yöntemi. Ülkemizde meme kanseri görülme sıklığı son 20 yılda 2 katından fazla arttı. Yüzde 27’sinde hastalık memede lokal iken, bölgesel lenf nodüllerine yayılmadan fark edilebiliyor. Diğer hastalarımızda daha geç evrede tanı konuluyor. Bunun en önemli nedeni, mamografik taramanın azlığı ve kadınların bu hastalığın farkında olmaması.”

 

Sağlık Bakanlığı: 2 yılda bir yaptırın

 

Bazı karşı görüşlere rağmen, Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Kanser Enstitüsü, Amerikan Radyoloji Derneği, mamografiyi tarama yöntemi olarak 40 yaşından itibaren ve yılda bir kez öneriyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı, AB ile uyum çerçevesinde 50 yaşından itibaren 2 yılda bir mamografi öneriyor. Ancak nüfusumuzun genç olması ve 50 yaş altı meme kanserli kadınların tüm meme kanserlilerin yarısını oluşturması, Türkiye’de mamografik tarama yaşının 40’a indirilmesini düşündürüyor.