Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i vahşice öldüren Cemal Metin Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanarak verilen 23 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme, Gültekin’in Avcı’ya şantaj yaptığı iddiasını haksız tahrik indirimine gerekçe yaparken, sanığın eziyet etmek değil “delilleri yok etmek amacıyla” Gültekin’i yaktığını öne sürdü.
Tasarlayarak öldürdü
Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin, Muğla’da eski sevgilisi Cemal Metin Avcı tarafından 2020 yılı Temmuz ayında öldürülmüş, Gültekin’in cesedi bir varil içerisinde yakılmış ve üzerine beton dökülmüş halde bulunmuştu. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Gültekin’in ölümüne ilişkin davada sanık Cemal Metin Avcı’ya, haksız tahrik indirimi uygulayarak 23 yıl hapis cezası vermesi kamuoyunda tepkiye neden olmuştu. Mahkemenin gerekçeli kararı açıklandı. Tartışma yaratacak ifadelerin de yer aldığı gerekçeli kararda, Pınar Gültekin’in yaşadıkları evlilik dışı ilişkiyi eşine ve çevresine anlatacağını söyleyerek sanığı tehdit ettiği ve para istediği, sanık Avcı’nın da bu nedenle Gültekin’e para gönderdiği iddia edildi. Avcı’nın bu nedenle Gültekin’i öldürmeye karar vererek, bunu tasarladığı ve maktulü görüşmeye çağırarak öldürdüğü ifade edilen kararda, sanığa bu nedenle tasarlayarak öldürme suçundan müebbet hapis cezası verildiği kaydedildi.
Sırf öldürmüş olmak için öldürdüğüne dair delil yok
Ancak kararda, sanığın “canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme” kastıyla hareket etmediği savunuldu. TCK’da düzenlenen canavarca his kavramına ilişkin Yargıtay kararlarına atıf yapılan gerekçeli kararda, canavarca hisle öldürme suçunun oluşabilmesi için “sırf öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk almak için öldürmek, insanı kurban etmek” gibi duyguların etkisi altında olunması gerektiği, buna karşın önceden tanışan ve aralarında anlaşmazlık bulunan Avcı’nın Gültekin’i böyle bir düşünce içerisinde hareket ederek öldürdüğüne dair delil bulunmadığı öne sürüldü.
Eziyet değil delil karartma
Mahkeme kararında, “eziyet çektirerek öldürme” suçu yönünden değerlendirme yapılırken, sanık Avcı’nın Gültekin’i eziyet etmek için değil delilleri yok etmek için yaktığı iddia edildi. Kararda, eziyet çektirme suçunun varlığının kabul edilebilmesi için, “failin maktülü öldürme olanağı varken hemen öldürmemesi, maktülün belirli bir süre acı çektirilerek öldürülmesi gerektiği” ifade edilerek, “yakarak öldürmenin de bu durumlar arasında sayılacağı ancak eylemi gerçekleştirmeye değil delilleri yok etmeye yönelik davranışların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği” ifade edildi.
Cesedi yok etmek istedi
Adli Tıp Kurumu’nun Gültekin’in henüz hayattayken yakıldığına ilişkin raporuna değinilen kararda, aynı raporda maktülün, Avcı tarafından boynuna yapılan baskı sonucu ölmüş olabileceğinin de belirtildiğine dikkat çekildi. Kararda, Avcı’nın yayla evine gitmelerinden sonra buradan çıkarak benzin almaya gitmesi gibi davranışlarına atıfta bulunularak, eziyet suçunun şu gerekçelerle oluşmadığı iddia edildi: “Sanık Cemal Metin'in maktulle birlikte yayla evine girdikten hemen sonra maktulün boğazını sıkarak maktulü öldürmeye kalktığı ve eylemini bir an önce tamamlamak istediği, eziyet çektirme kastının bulunması halinde uzun süre eylemini devam ettirmesinin gerektiği, sanığın profesyonel bir sağlık personeli olmadığı da gözetildiğinde maktulün boğazını ölümü gerçekleştirecek nitelikte kırık oluşmasına neden olacak kadar sıktıktan sonra maktulün henüz ölmemiş olduğunu bilemeyebileceği, sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmekteki amacının eziyet çektirmeye yönelik olmayıp maktulün cesedini yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu..”
Haksız tahrik gerekçeleri
Mahkeme kararında, sanığa haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik ilginç ifadeler kullanıldı. Sanık Avcı’nın, Gültekin’e para gönderdiğine ilişkin bilgilere ve Gültekin’in kardeşi ile eski ev arkadaşının tanık sıfatıyla verdiği ifadelere değinilen kararda, maktülün sanık Avcı’yı yaşadıkları evlilik dışı ilişkiyi eşine ve çevresine anlatacağını söyleyerek tehdit ve menfaat temin ettiği, ikilinin ilişkilerinin bitmesinin ardından aralarındaki tek iletişimin Avcı’nın Gültekin’e para gönderdiği tarihlere denk geldiği anlatıldı.
Haksız tahrik kuşkuya yer vermeyecek şekilde sabit
Kararda şu ifadeler kullanıldı:
“Tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde; maktulün sanık Cemal Metin'i aralarındaki evlilik dışı ilişkiyi eşine ve çevresine söyleyeceğinden bahisle tehdit ederek sanıktan menfaat temin ettiği, maktulün söz konusu eylemlerinin öğretide ve yargısal içtihatlarda açıklama tehdidi ile menfaat temini olarak tanımlanan TCK'nın 107. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturduğu, bu fiillerin ise haksız bir davranış olduğunun izahtan vareste olduğu, sanık Cemal Metin'in de maktulün söz konusu haksız fiil içeren davranışlarından duyduğu öfke ile maktule yönelik söz konusu suçu işlediği dikkate alındığında mahkememiz yargılamasına konu somut olayda TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulama şartlarının tamamının gerçekleştiğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde sabit olduğu gözetilerek mahkemece sanık hakkında verilen cezada TCK'nın 29. maddesi uyarınca indirim yapılmıştır”
Hukuki dayanaktan uzak
TCK’daki “haksız tahrik” hükümlerinin, eylem öncesindeki davranışların değerlendirilmesine yönelik hükümler olduğu kaydedilen kararda, bu nedenle maktulün faile yönelik haksız bir davranışta bulunup bulunmadığı ve bu davranışın etkisi altında failin söz konusu fiili işleyip işlemediğinin değerlendirildiği anlatıldı. Kararda, Gültekin ailesinin avukatlarınca yapılan, sanığa haksız tahrik hükümlerinin uygulanması durumunda eyleme meşruiyet kazandırılacağı yönündeki savunmanın mahkemece “hukuki dayanaktan uzak bulunduğu” ifade edilerek, şu açıklama yapıldı:
“TCK'da eyleme meşruiyet kazandıran ve cezasızlık sebebi olan haller arasında haksız tahrik hükümlerinin bulunmadığı, haksız tahrik hükümlerinin indirim sebebi olduğu, bu düzenlemelerin amacının ise hiçbir haksız davranışı bulunmayan kişiye karşı işlenen suç ile bir takım haksız davranışları bulunan kişiye karşı işlenen suç arasında farklılık yaratarak adaletin sağlanmasına ilişkin olduğu ve şartları varsa hakimlerce uygulanmasında zorunluluk bulunduğu gözetildiğinde katılan vekilinin eyleme meşruiyet kazandırılacağına ilişkin beyanları hukuki mesnet taşımamaktadır”.
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de gerekçeli kararın açıklanması sonrası Pınar Gültekin'in hayattayken yakıldığını hatırlattı. Epözdemir, "Bu da Pınar Gültekin'in diri diri yakılmadığına dair manüplatif iddiaların gerçek dışı olduğuna ilişkin Adli Tıp Raporu. Bakalım utanacak mısınız?" diye sordu.
Ne olmuştu?
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık Cemal Metin Avcı hakkında Muğla 3. ağır ceza mahkemesinde görülen 13. duruşmada karar verildi. Sanık Cemal Metin Avcı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cemal Metin Avcı'ya verilen müebbet hapis cezası "haksız tahrikle" 23 yıla indirildi.
Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık Cemal Metin Avcı hakkında Muğla 3. ağır ceza mahkemesinde görülen 13. duruşmada karar verildi. Sanık Cemal Metin Avcı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cemal Metin Avcı isimli erkeğe verilen müebbet hapis cezası haksız tahrikle 23 yıla indirildi. Karara Gültekin'in babası Sıddık Gültekin isyan etti.
Karar sonrasında Gültekin'in Babası Sıddık Gültekin, "Bu kadar işkence çektirmek adalet midir? Ben geceleri yatamıyorum. Kabuslar görüyorum. Yalnız ben ölmedim, kızım ölmedi, benim bütün sülalem öldü. Benim iki bin tane gencim var buraya getiremiyorum. Adaletin olmadığı zaman kendi adaletini kendin sağlayacaksın kardeşim. Böyle olması mı lazım? Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz. Muz cumhuriyetinde değil. Yeter artık. Buradan kendimi yakmadan gitmeyeceğim. Kendimi yakmak istiyorum" diyerek isyan etti." />