Kuşların memelilerde olduğu gibi dış kulakları olmamasına rağmen farklı sesleri duymadaki yetenekleri inanılmazdır. Kuşlar, sesin kaynağının kafalarının yukarısında mı, aşağısında mı ya da kafalarıyla aynı seviyede mi bulunduğunu kolayca algılayabilir. Peki, bunu nasıl yapabiliyorlar?
Jacqueline Howard'ın kuşlardaki bu duyma yeteneğinin nasıl işlediğini ele aldığı, ABD'nin önde gelen gazeterinden Huffington Post'ta yayımlanan yazısı şöyle devam ediyor:
Bunu yapabiliyor olmaları sihirli bir şey değil. Almanya’daki Technische Universitat Munchen(TUM)’de yürütülen yeni bir çalışmaya göre, "Kafalarını sanki büyük bir dış kulakmış gibi kullanan kuşlar, sesi bu sayede konumlandırıyorlar."
Kargaların, ördeklerin ve tavukların kulak zarlarını ve kulak zarlarına farklı açılardan ulaşan sesleri inceleyen araştırmacılar, “Kuşların kulak zarlarına sağdan ve soldan gelen seslerin farklı frekanslarda geldiğini; sesin geldiği yöne bağlı olarak frekansların farklılık gösterdiğini” fark etmişler.
Buna göre, araştırmacılar, “Kuşun beyninin iki kulak arasındaki frekans farklılığını sesin nereden geldiğini belirlemek için kullandığını” söylüyor.
Bir memelinin dış kulağı da kısmen benzer bir şekilde sesin nereden geldiğini ses frekanslarına odaklanarak anlamakla sorumludur; ses dış kulaktan orta ve iç kulağa doğru ilerler.
Karatavuk, ördek veya karga gibi gözü kafasının yanlarında olan kuşlar, yanlardan gelen seslerin yüksekliğini ve sesin volümünü çok hassas bir şekilde ayırt edebilir. Peçeli baykuş gibi gözleri önde olan kuşlar ise önden gelen seslere yönelik çok özel bir duyma kapasitesine sahiplerdir.
Çalışmayı yürüten ve TUM’da hayvanbilimi dalında doktora öğrencisi olan Hans A. Aschnyder, "Kuşların bir sesin nereden geldiğini belirlemesini sağlayan sistemin oldukça açık olduğunu” söylüyor: “En yüksek seviyede, kuşlar yandan gelen sesleri -30°‘dan +30°’a olan yükseklik açılarında tanımlayabiliyorlar.”
“Kuşbeyinli” gibi bir tabir olsa da, çalışma kuşların ne kadar etkileyici özelliklere sahip olduğunu gösteriyor.
Bu araştırma online olarak Plos One Dergisi’nde 12 Kasım 2014’de yayınlanmıştır.