"Kafessiz Türkiye" Kampanya Direktörü Emre Kaplan, toplumsal sorunların sorumlularını ararken sıradan insanlardan ziyade ellerinde gücü tutan kişi ve kurumlara odaklanılması gerektiğini söylüyor.
Yumurta için yetiştirilen tavukları en eziyet verici yöntem olan kafeslerden kurtarmak için mücadele eden Kafessiz Türkiye’nin, Endüstriyel Hayvancılık ve Hayvan Hakları eğitim serisinin 3’üncü oturumu yaklaşık 100 dinleyicinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Kafessiz Türkiye Kampanya Direktörü Emre Kaplan’ın konuşmacı olduğu “Değişim nasıl gerçekleşebilir? En çok hayvan kurtaran yöntem: Kurumsal kampanyalar” başlıklı eğitimde, “Hayvanlara yardım ederken kullanabileceğimiz çeşitli yöntemler ne? Bu yöntemlerin bu zamana kadarki etkileri ne oldu? Kaç hayvanı etkiliyor? Hayvanların sorunları ne? Bu sorunları nasıl ortadan kaldırabiliriz?” gibi sorulara yanıt verildi.
Hangisi etkili; bireysel tüketim mi, kurumsal kampanyalar mı?
Bireysel ve Kurumsal politikalardaki ayrım konusunda katılımcıların fikrini almak için çocuk işçiliğine dair örnek veren Kaplan şöyle konuştu:
“Örneğin lüks bir çikolata ürününün çocuk işçiliğiyle üretildiğini fark ettik ve bazı marketlerde bu şekilde üretilen bir çikolata satılıyor. Burada yapabileceğimiz iki seçenek var. Birincisi Türkiye'de beş yüz bin tane çocuk işçiliğine karşı duyarlı insanın bu ürünü almaktan kaçınması. İkincisi ise bu beş yüz bin kişinin bireysel bir boykotun ötesinde bu ürünü satan marketlere yönelik kampanyalar yapması, 500 bin tane tepki mektuplarının gitmesi, e-mailler gitmesi, sosyal medyada 500 bin kişinin paylaşımlar yapması ve bu markaya çocuk sömürüsüne destek olmayın demesi… Birinci seçenekte her ne kadar insanların çocuk işçiliği ile üretilen ürünleri almaması iyi bir şey olsa da, bunun kendi başına çocuk işçiliğini bitirmesi mümkün değil (neticede 80 milyonda 500 bin kişi sadece). Ama 500 bin kişinin kurumsal bir değişiklik için odaklanması halinde işte o zaman başarı ihtimalimiz artıyor. 500 bin kişinin kurumsal talebine ve protestosuna hiçbir şirket kayıtsız kalamaz.”
"Güç kimdeyse, sorumlu da o"
Toplumsal sorunların sorumlularını ararken sıradan insanlardan ziyade ellerinde gücü tutan kişi ve kurumlara odaklanılması gerektiğini söyleyen Kaplan, şu an hayvan endüstrisinde yaşanan şeyler konusunda gücün politika yapıcılarında ve büyük şirketlerin yöneticilerinde olduğunu belirtti.
Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir market yöneticisinin hafta sonu indirimli ürün olarak neyi satmaya karar verdiği yüz bin tane tavuğun hayatını etkiliyor veya bir yasa yapıcının GDO’lu ürün ithalatında tavuk yemlerinde GDO izni vermesi milyonlarca hayvanın hayatını etkiliyor. Bu şirketlerin ve yasa koyucuların etki sahibi oldukları hayvan sayıları muazzam. Bundan ötürü bizim de sorumluluğu gücün sahiplerine yöneltmemiz lazım. Çünkü hayvanların etkileyecek politikaları gerçekleştirebilecek yerler, güç sahipleri ve sorumluluğun da sıradan tüketicilerde değil, güç sahiplerinde olması gerekiyor.”
Neden kafes karşıtı kampanyalar?
Kafessiz Türkiye’nin öncelikli olarak yumurta endüstrisinde kullanılan kafes sistemini ortadan kaldırmak için çalıştığını belirten Kaplan, bunun sebebi olarak kafes sisteminin endüstriyel hayvancılıkta hayvanlara en çok eziyet eden sistem olduğuna ve 100 milyondan fazla hayvanın ne yazık ki bu acıyı tecrübe ettiğine işaret etti.
Kaplan, insanlara teker teker kafes resimlerini göstermek yerine markalara yönelik kampanyalar yapmanın kafesleri engellemenin en etkili yollarından biri olduğunu, insanların yumurta üreticilerini bilmediğini ama zincir markaları bildiğini ve dünyada da firmalara yönelik kampanyaların çok hızlı bir şekilde kafeslerin büyük ölçüde sonlanmasını sağladığını açıkladı. Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kafessiz sistemlerde de hayvan eziyetinin tamamen yok olduğunu söyleyemeyiz ancak bu reform sayesinde hayvanlar kafeslerde yaşadığı dayanılmaz acıyı artık tecrübe etmiyor. Kafesteki hayvanlar kanatlarını rahatça açamıyor, toprağa ayak basamıyor, temizlenemiyor, tüneyemedikleri için iyi uyuyamıyor, follukları olmadığı için yumurtalarken strese giriyor. Kafessiz sistemlerde tavuklar en azından bunları yaşamıyor.”
"120 milyon hayvanı kurtarabiliriz"
Şimdiye kadarki çalışmalar neticesinde 45’ten fazla firmanın kafes yumurtası kullanımını bırakacağına dair taahhüt verdiğini ve bu sayede 100 binlerce hayvanın kafes cehenneminden kurtulduğunu belirten Kaplan, firmalara yönelik kampanyalara destek veren gönüllülerle birlikte kafes sisteminin tamamen ortadan kalkmasının ve 120 milyon tavuğun eziyetten kurtulmasının mümkün olduğunu söyleyerek sözlerini sonlandırdı.