Medya

Kurtuluş Tayiz: İlker Başbuğ askerlikten anlamazdı, siyaseti de bilmiyor

"Siyasete girmek istiyorsa illa bozgunculuk yapması, devlet içinde fitne çıkarması gerekmiyor"

14 Şubat 2018 13:39

Kurtuluş Tayiz, Türk Sİlahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Suriye'nin kuzeybatıısnda bulunan Afrin'e yönelik gerçekleştirdiği eytin Dalı Harekâtına ilişkin "Operasyonu siyaseti alet etmeyin" diyen Orgeneral İlker Başbuğ'a tepki gösterdi. Başbuğ hakkında, "Askerlikten anlamazdı, siyaseti de bilmiyor" diyen Tayiz, "Bu millet biliyor ki İlker Başbuğ ne devlet yönetiminden, ne askerlikten, ne stratejiden anlayan bir isim. Siyasete girmek istiyorsa illa bozgunculuk yapması, devlet içinde fitne çıkarması gerekmiyor" ifadesini kullandı.

Kurtuluş Tayiz "PKK" üyeliği iddiasıyla 13 yıl hapis yatmıştı.

Akşam yazarı Kurtuluş Tayiz'in "İlan edilmemiş bir paylaşım savaşı…" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yanı başımızda yaşananlar için ilk kez bu kadar açık bir şekilde “İlan edilmemiş bir paylaşım savaşı” tespitinde bulundu. Daha fecisi, Türkiye’nin de bu paylaşımın bir parçası olarak görülüyor olması. ABD ile Avrupa’nın, Rusya ve kısmen İran’ın yanı başımıza kadar sokulmalarının (Suriye’yi işgal etmelerinin) sebebi “Terörle mücadele” değil, paylaşma savaşıdır.

Irak ile başlayan, Suriye ile devam eden bu zamana yayılmış işgal hareketinin hedef ve kapsamında şüphesiz Türkiye de yer almakta. ABD merkezli işgal harekatı yıllardır yürürlükte. Şu ana kadar da kesintiye uğramadan, hedefinden sapmadan adım adım ilerlediğini görüyoruz.

Devlet de -aslında pek de sır olmayan- bu gerçeği sonunda kabul etti ya da açık açık konuşmaya başladı. Yaklaşan tehlikelere karşı zaten başka türlü tedbir almanın bir yolu da yok. Millete bu gerçekleri anlatmadan tedbir almak da imkansızdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da “artık açık açık konuşmanın zamanı gelmiştir” sözleri, bu gerçeğe karşılık düşüyor.

Evet, Amerikan Yönetimi, yıllık bütçesinden milyonlarca doları, ülkemizin bekasını tehdit eden terör örgütünü eğitip donatmak ve sınırımızda konuşlandırmak üzere bir terör ordusu kurmak için ayırdı. ABD, böylece “stratejik ortak” yalanını da sonlandırmış oldu.

ABD’nin “ortak” değil, “düşman” olduğu gerçeğiyle karşılaşmak en fazla Türkiye’yi asırlık bir korkunun kollarından kurtarmaya yarar. Türkiye Cumhuriyeti, varlığını ne ABD ve NATO’ya, ne de başka bir güce borçlu. Soğuk Savaş yıllarında ürettikleri korkularla, Türkiye’yi yarım asırdan fazla zamandır esir almayı başardılar. Türk dış politikası yarım asırlık korkularından sıyrılıyor, bundan daha iyi ne olabilir?

Türkiye’ye parmak sallayan, “şöyle vururuz, böyle vururuz” tehditleri savuran ABD’li generaller artık anında cevabını alıyor.

Teröre binlerce TIR silah, milyonlarca dolar kaynak aktaran ABD ile aslında çoktan savaşa tutuşmuş olmamız gerekirdi. Çünkü 40 bin şehidin baş sorumlusu ABD’dir. Bu gerçekleri dünyanın gözüne sokmamız gerekiyor.

Ana muhalefet partisi ile ana akım medya işgalci ABD’nin bu topraklardaki Truva atı rolünü oynamaya hazırlansa da Türk milleti yekvücut şekilde ikinci bir İstiklal harbi vermeye hazırdır.

Türk milleti ülkesini son ferdine kadar savunma kararlılığı içinde. Bu özelliği de onu diğer toplumlardan ayırıyor. Cumhurbaşkanı’nın şu sözleri her Türk vatandaşının hissiyatını da yansıtıyor:

“Bizim kimseye verecek ne bir karış toprağımız ne de bir hiç uğruna feda edecek tek bir evladımız yoktur. Türk milleti olarak bu toprakları kanlarımızla yoğurarak vatan haline getirdik. Buradan başka bir vatanımız yok bizim. Hiç kimsenin bizi çevremizdeki kimi toplumlar gibi dünyanın dört bir yanına savurmasına izin vermeyeceğiz.”

Askerlikten anlamazdı, siyaseti de bilmiyor

FETÖ’nün Genelkurmay Karargahı’nı ele geçirdiği dönemde İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı’ydı. FETÖ’nün oynadığı oyunlara, çevirdiği dolaplara aklı ermeyince talihsiz bir şekilde gözünü hapishanede açmıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan, FETÖ’yü tarumar etmeseydi hapishane kapıları ona ömür boyu açılmayacaktı.

Şimdi bu çok bilen general, kalkıp “Afrin operasyonunu siyasete alet etmeyin” gibi ucuz laflarla devlet içindeki birliği, milli beraberliği bozmaya çalışıyor. İlker Başbuğ, CHP’nin 2019’daki cumhurbaşkanı adayı olmak için mesaj veriyor herhalde kendince. Bu millet biliyor ki İlker Başbuğ ne devlet yönetiminden, ne askerlikten, ne stratejiden anlayan bir isim. Siyasete girmek istiyorsa illa bozgunculuk yapması, devlet içinde fitne çıkarması gerekmiyor. 2019’a herkes gibi aday olabilir, siyasete girebilir; ama ülkenin beka mücadelesini buna alet etmese iyi olur.