Politika

Kürşad Zorlu açıkladı: İYİ Parti yerel seçimlere 81 ilde kendi adaylarıyla gidecek

13 Eylül 2023 17:38

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, partisinin kritik GİK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Zorlu, GİK'te alınan karar uyarınca; İYİ Parti'nin 81 ilde kendi adaylarını göstereceğini açıkladı.

Zorlu, kritik GİK toplantısının ardından parti binasında açıklamalarda bulundu. Zorlu, İYİ Parti'nin 81 ilde kendi adaylarını göstereceğini açıkladı.

Kürşad Zorlu, 31 Mart 2024'te yapılacak seçimlerde, bütün seçim çevrelerinde İYİ Parti'nin kendi adaylarını belirleyeceğini söyledi:

"81 il ve ilçelerinde partimizin kendi adaylarının, her seçim çehresinde halkla görüşülerek aday adaylarımızın tespit edilmesine karar verildi ve parti başkanlık divanımız bu süreçte yetkilendirildi. Bu kararın yeniden ayağa kaldırmayı hedeflediğimiz siyasete hayırlı olmasını diliyorum."

"Karar, oy çokluğuyla alındı"

Zorlu, İmamoğlu ve Yavaş'ın karşısına aday çıkarıp çıkarmayacaklarına ilişkin soruya ise, "Bahsettiğiniz tüm kişi ve tartışmalardan azade şekilde aday tartışması meselesini ele alıyoruz. Birkaç arkadaşımızın farklı görüşleri oldu. Kararın oy çokluğuyla alındığını söyleyebiliriz" diyerek yanıt verdi. 

Zorlu, İYİ Parti'nin kendi adaylarını belirleyerek 'kıskaç siyasetine' son vermeyi hedeflediğini de ifade etti. Zorlu, "GİK bizim nihai karar verme organımız, bu konularda genel başkanımız GİK'in görüşünü almadan asla hareket etmez" şeklinde konuştu.

"Rekor üstüne rekor, maşallah diyoruz"

Kürşad Zorlu, akaryakıt zamlarını ve emekliler için yapılan zam oranını ise şu sözlerle eleştirdi:

"Güne yine bir zam haberiyle uyandık. Emekliye, emekçiye hakkını vermemek için kırk dereden kırk su getiren siyasi iktidar şimdi de mazotun litresini 40 TL'nin üzerine çıkarttı. Benzine de yine zam geldi. Rekor üstüne rekor, maşallah diyoruz. Bu sebeple iğneden ipliğe her şeye zam gelecek. Bir yandan servet transferine devam ediliyor, bir yandan da yoksulluk ekonomisine. Dar gelirliye ne oluyor derseniz; işte orada hükümetin umurunda olmayan bir gerçeklik var. Çünkü onlara göre nasıl olsa vatandaş onlara oy verdi.

Yaklaşık 7 milyon emeklimiz 7 bin 500 TL alırken 3 milyon dul ve yetim 5 bin liranın biraz üzerinde maaş alıyor. Buna ek olarak milyonlarca yurttaşımız ise 3 bin TL'nin altında maaş almaya devam ediyor. Diğer yandan emekli maaşlarının düzenlenmesi konusunda hükümetin bir çalışma yaptığı kamuoyuyla paylaşılmış olmasına rağmen siyasi iktidar mensupları ne yazık ki her zaman olduğu gibi bu çalışmayı da uzattıkça uzatıyorlar. Neden, kafada yerel seçim var. Konu yandaş ekonomisi olduğunda ışık hızıyla hareket eden siyasi iktidar maalesef emekli maaşlarının erimesine göz yummaya devam ediyor.

"Önerimiz, en düşük emekli aylığının asgari ücretin altında olmamasıydı"

Emeklilerimiz bir şey talep ediyor; 'Devletimiz bizi açlık sınırının altında mahkum etmesin yaşamaya.' Düşünün ki yerel seçim öncesinde bunu bile bir lütuf gibi sunmanın hazırlığı içerisindeler. Bizim önerimiz en düşük emekli aylığının asgari ücretin altında olmaması yönündeydi. Biz Meclis açılır açılmaz gereken girişimleri zaten yapacağız.

"İktidar şimdi önceliğini ne hikmetse hazine arazilerine vermiş durumda"

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Özhaseki bu hafta Birleşik Arap Emirlikleri'nden sesleniyor ve diyor ki; hazine arazilerinin imara açılması için konuyu Meclis'e getireceklerini ifade ediyor. Daha geçen ay deprem çalışması yapılıp acil bir şekilde konuyu Meclis'e getirmek isteyen siyasi iktidar şimdi önceliğini ne hikmetse hazine arazilerine vermiş durumda.

Bugüne kadar imara kapalı olan arazilerin imara açılarak lüks konutlar yapılmış olması ve bu konut fiyatlarının daha da yükselmesine sebep gösterilmesini unutuyorlar ya da unutmak istiyorlar. Oysaki biz depreme karşı ranta dönüşmeyen bir çalışmanın getirilmesi durumunda burada katkı vereceğimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde böyle bir yasayı destekleyeceğimizi söylemiştik. Şimdi o yasa ne durumda biz onu soruyoruz. Ne yazık ki siyasi iktidarın yanlış ekonomi politikalarının hazine arazilerini imara açarak dengeleyebileceğini düşünmesi ne kadar kabul edilebilir?"