Kur'an-ı Kerim'i yorumlayan uzmanlar, ''Cudi Dağı'' ve Nuh Tufanı ile ilgili ayetlerin, tufanın Cudi Dağı'nda gerçekleştiğini desteklediği görüşünde.
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bünyamin Açıkalın, tefsir kaynaklarında Hazreti Nuh'un gemisinin karaya oturduğu yer olarak öncelikle Cudi Dağı'nın işaret edildiğini söyledi.
Hazreti Nuh'un gemisinin büyük tufandan sonra Cudi Dağı'na mı yoksa Ağrı Dağı'na mı oturduğu yönünde araştırmalar sürerken Doç. Dr. Açıkalın, hazırladığı ''Tefsir Literatüründe Nuh Aleyhisselam Kıssası'' adlı araştırmasında, Cudi Dağı'nın coğrafi yapısının geminin oturmasına müsait olduğuna, Kur'an-ı Kerim'de belirtilen yerin de Cudi Dağı olma ihtimalinin yüksek olduğuna yer verdi.
Açıkalın, Nuh Tufanı ile ilgili araştırmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, hem ilk dönem hem de çağdaş tefsirleri incelediğini, hepsinde de geminin karaya oturduğu yerin Cudi Dağı'nı işaret ettiğini belirtti.
Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerde ''gemi oturdu'' ifadesinin yer aldığını, bu ayetlerin tefsirlerinin çoğunda İbni Ömer Ceziresi denilen bölgede bulunan Cudi Dağı'nın işaret edildiğini ifade eden Açıkalın, şöyle dedi:
''Kur'an-ı Kerim'de geminin oturduğu yer Cudi, Tevrat'ta ise Ararat dağı olarak geçiyor. Günümüzde de Ararat dağı Ağrı olarak meşhur olmuş, ama eski dönemlerde coğrafi isimlendirmeler günümüzdeki gibi olmayabilir.
Tefsirlerden birinde 'Ararat' denilen yer, eskiden Şırnak ve çevresini de içine alan geniş bir Urartu Uygarlığı'nın sınırları içerisindeydi. Tevrat'ta geçen 'Ararat dağına oturdu' ifadesi bu nedenle Cudi Dağı'nı da içine alan bir coğrafya olabilir.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yayımlanan İslam Ansiklopedisi'nde de olayın Cudi Dağı'nda geçtiğine dair bilgi var. Olay çok eski tarihlerde olduğu için hiç kimse bu konuda, kesinlikle 'bu budur' diyemiyor. Ancak tefsir kaynakları bunu doğruluyor.
Tefsir literatürü kaynaklarında Nuh'un gemisinin karaya oturduğu yer olarak öncelikle Cudi Dağı işaret ediliyor. İlmi hakikatlerin değişmediği gibi, tefsirlerde öncelikle Cudi Dağı'nın işaret edilmesi hakikatini de kimse değiştiremez.''