Medya

'Kol saati' tartışması aynı gazetenin iki yazarını birbirine düşürdü; tartışmaya kimler dahil oldu?

"Ben ona 'Başka bir örnek bulamadın mı?' diyorum, o bana 'Soda iç' diyor"

17 Eylül 2017 16:59

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ABD'de yürütülen "Reza Zarrab" davasına "sanık" sıfatıyla dâhil edilmesi, iktidara yakınlığıyla bilinen bazı gazetelerin köşe yazarlarını ikiye böldü. Söz konusu mahkeme kararını "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik düzenlenmiş bir 'operasyon" olarak değerlendirenlerin karşısında, konuya ilişkin olarak iktidar partisinin ortaya koyduğu "tavrı" eleştirenler yer aldı.

TIKLAYIN - Zafer Çağlayan'ın da sanık olduğu ABD'deki Reza Zarrab davasının ek iddianamesinde neler var?

Söz konusu tartışma özellikle Star yazarları arasında kendini gösterdi. Ahmet Taşgetiren ile Ahmet Kekeç arasında başlayan tartışma, çok sayıda yazarın köşesinde kendine yer buldu. 

Kekeç - Taşgetiren tartışmasında neler yaşandı?

Ahmet Taşgetiren, Zafer Çağlayan hakkında ABD'de verilen "tutuklama" kararı sonrası kaleme aldığı köşe yazısında, iktidarın 17-25 Aralık "yolsuzluk operasyon"ları sürecindeki politikasını eleştirdi. Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek'in “Yüce Divan’a gitmezlerse bu konu hiç durmadan tartışılır, tartışmalar sürer durur. Giderlerse mahkeme karar verir ve üzerinde fazla durulmaz, hayat devam eder" ifadesini hatırlatan Taşgetiren, sözlerinin devamında şunları kaydetti:

"Kol saati' ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu 'milli mesele' ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. 'Çağlayan'ın yükü”nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?"

Taşgetiren'e ilk tepki, köşe komşusu Ahmet Kekeç'ten geldi. '17-25 Aralık' sürecinin bir "darbe girişimi" olduğunu savunan Kekeç, Taşgetiren'e "Asıl hedefin yolsuzluk iddiaları üzerinden Erdoğan’a ulaşmak (Erdoğan’ı indirmek) olduğu da biliniyor. Bunları bile bile, 'kol saati' diye yazılar yazıp, o günkü iddiaların bir başka veçhesiyle 'haklılığına' işaret etmek, en hafif ifadesiyle, ayıptır" diyerek tepki gösterdi. Taşgetiren'in, Kekeç'e cevabı ise "İçine sindirebilene diyecek bir şeyim yok. Hazım için soda bile içebilirler. Benim dediğim sadece 'milli mesele' ile 'kol saati' birbirinden ayrılsın, yüreklere yük olmasın meselesidir" oldu. 

Aynı gün Kekeç'in, Taşgetiren'in önceki ifadelerine ilişkin olarak kaleme aldığı bir yazısı daha yayımlandı. Kekeç, Taşgetiren'in Gülen cemaatine mal edilen "kontrollü darbe" söylemini kullanmak istediğini, ancak "çekindiğini" ileri sürdü. 

Taşgetiren daha sonra "İçine sindirebilene diyecek bir şeyim yok. Hazım için soda bile içebilirler. Benim dediğim sadece 'milli mesele' ile 'kol saati' birbirinden ayrılsın, yüreklere yük olmasın meselesidir" ifadesini kullanınca Kekeç, "Başka örnek mi bulamadın?' diyorum. O, 'Soda iç' diyor. Böylece tartışmış oluyoruz. Dünkü yazıma da tartışma adabına uygun bir cevap vermesini bekliyorum. Soda örneğini kullandığına göre, yeni ve orijinal şeyler söyleyebilir. Mesela, 'Gargara yap' diyebilir" tepkisini gösterdi.

 Taşgetiren, Kekeç'e yanıt verdiği son yazısında (17 Eylül 2017) "Ne yapabilirim şimdi Kekeç'in kafası böylesine çabuk karışıyorsa. Oysa ben çok sade yazdığımı düşünürüm ve okurlarım da bunu bilirler" ifadesini kullandı.

Kimler dahil oldu?

Ahmet Kekeç ile Ahmet Taşgetiren arasında başlayan tartışmaya Fehmi KoruFatih AltaylıCem Küçük ve Mehmet Tezkan'ın da aralarında bulunduğu birçok köşe yazarı dahil oldu. 

Habertürk'ten ayrıldıktan sonra kendi adıyla yayına başlayan blogda ve kurduğu Ocakmedya adlı sitede yazan gazeteci Fehmi Koru, "O dönem doğru davranış sergilenseydi daha sonra meydana gelen sarsıntılar da yaşanmayabilirdi" dedi. Türkiye yazarı Cem Küçük ise, söz konusu kararın "Türkiye'ye karşı düzenlenmiş bir komplo" olduğunu iddia ederek "Böyle bir olayda bile Erdoğan takıntılı bazı yazarlar ülkemize ve Cumhurbaşkanımıza saldıran ABD'nin ekmeğine yağ süren mahiyette yazılar yazıyorlar. Bu yazarlar içlerindeki 'Erdoğan takıntısı' hastalığını asla yenemiyorlar. Yolsuzluğa karşı çok duyarlı pozu kesmek tamamen sahte bir tavırdır" görüşünü dile getirdi. 

Milliyet yazarı Mehmet Tezkan ise, söz konusu tartışmayı okurlarına aktardığı yazısında "İktidar cephesinde hiç de toz pembe bir hava yokmuş. İktidar cephesi sakin, sessiz, mutlu bir hayat sürmüyormuş" ifadesini kullandı. 

"Kol saati' meselesini tabana sorsunlar"

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Kekeç - Taşgetiren tartışması üzerinden AKP'ye yönelik olarak birtakım önerilerde bulundu. Çağlayan'ın Zarrab davasına "sanık" sıfatıyla dahil olmasıyla Türkiye'de 17-25 Aralık sürecinin yeniden gündeme geldiğini hatırlatan Altaylı, "AK Parti’nin sık sık anket yaptırdığını biliyoruz. Bu anketlerden birinde saat meselesiyle ilgili, bırakın muhalifleri AK Parti’ye oy verenlerin ne düşündüğünü sorsunlar" dedi.