Habertürk yazarı Fehmi Koru, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan'ın "AKP seçmeni yolsuzluğun palavra olmadığına inanıyor" çıkışı ile başlayan tartışmalar çerçevesinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP çevreleri üzerinde etkisi olan ve bu kesimle yakın ilişkisi bulunan ilahiyat profesorü Hayrettin Karaman'ın "Ey devleti yönetenler, yoksulların hakkını yiyenlerden hesap sorulmazsa üzerimize bela yağacak!" şeklinde hükümete ağır eleştiriler yönelten sözleri ile AKP'ye yakın cenahta da sıkça dile getirilmeye başlanan yolsuzluk konusunda "Algıyı süratle tersine çevirmek gerekiyor" uyarısında bulundu. "Başbakan Davutoğlu, dünya siyaset tarihinin aynı zamanda dünya yolsuzluklar tarihi olduğunu en iyi bileceklerin başında geliyor" diyen Koru, "Kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı. 'Bizde kimse yanlış yapmaz' tarzı totalci inkâr yerine, 'Kimle ilgili iddialar varsa, gitsin, hesabını versin' demokratik tavrını benimsemelidir" dedi.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Yolsuzluk Algısı Endeksi raporuna dikkat çeken Koru, şunları söyledi:
“Türkiye küresel yolsuzlukta 11 basamak birden tırmandı, başlıklı haberler herhalde en fazla iktidarda bulunan kadroyu rahatsız ediyordur. Yolsuzluğun yaygınlaştığı algısı bile, bir ülkeyi, güvenilmez ve yatırım yapılmaz hale getirir çünkü."
Koru'nun Habertürk'te "Yolsuzluk iktidarları bozar" başlığıyla yayımlanan (8 Aralık 2014) yazısından bazı bölümler şöyle:
AK Parti dönemi?
Ülkemizi 12 yıl boyunca yöneten kadroların kamu kaynaklarına yaklaşımları başkalarından farklı. İnançla bezenmiş bir sorumluluk anlayışının belirlediği bu yaklaşıma sahip olanların garip gurebanın hakkını yemekten kaçınmaları beklenir.
Galiba beklemekten öte bir kanaat var bu konuda; iktidarın ne yapıp edip iktidar sahiplerini bozacağına dair evrensel gerçekliğe ve bizde de bozduğunu ispat için öne sürülen iddialar ve tapelere rağmen, kamuoyu AK Parti’ye bu konuda toz kondurmuyor.
Bayağı garip bir durum bu: Genellikle kamuoyları, politikacıların yolsuzluğa bulaştığıyla ilgili haberlere, hatta doğruluk payı olmasa bile, kolayca inanırlar. Şimdiyse AK Parti’nin tabanını teşkil eden kitleler, yaylım ateşine dönüşen yolsuzluk iddiaları karşısında duyarsız bir görüntü veriyorlar.
İyi bir şey mi bu? Hayır değil. Tek tek bireyler yanlış işlere bulaşmış olsalar bile toplumların ahlaki endişelerinin yerli yerinde kalması gerekir.
Ortadaki bulanık havayı dağıtma, yolsuzluklar ile siyasi iktidar arasında kurulmak istenen ilintinin yanlışlığını sergileme sorumluluğu herhalde bizzat AK Parti yönetimine düşüyor. En başta da, var olan tedirginliğin farkında olduğu izlenimini konuşmalarında konuya ayırdığı bölümlerle açıkça veren Başbakan Ahmet Davutoğlu’na...
Dünya siyaset tarihinin aynı zamanda dünya yolsuzluklar tarihi olduğunu en iyi bileceklerin başında geliyor Başbakan Davutoğlu, akademisyen kimliğiyle... İnsanın melek olmadığının, bazılarının zor bazılarının kolay olsa da herkesin “iğva” edilebileceğinin de elbette farkındadır. Bu sebeple, “Bizde kimse yanlış yapmaz” tarzı totalci inkâr yerine, “Kimle ilgili iddialar varsa, gitsin, hesabını versin” demokratik tavrını benimsemelidir.
Mahkemeler yanlışı doğrudan ayırmak için var.
İktidarın bozucu etkilerinden fazla etkilenmemek için de tedbirleri artırmak gerekiyor. Küçük çizgi dışılıkların aslında yüksek makamların zaaflarının istismarından cesaret alınarak yapılabildiği gerçeği unutulmadan, iktidarın en güçlü temsil edildiği makamlarda bulunanların en fazla hassasiyet ve titizlik göstermesi gerekir.
Kimsenin gözünün yaşına bakılmamalı.
“Türkiye küresel yolsuzlukta 11 basamak birden tırmandı” başlıklı haberler herhalde en fazla iktidarda bulunan kadroyu rahatsız ediyordur. Yolsuzluğun yaygınlaştığı algısı bile, bir ülkeyi, güvenilmez ve yatırım yapılmaz hale getirir çünkü.
Algıyı süratle tersine çevirmek gerekiyor.
Yazının tamamı için tıklayın