Politika

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Evlerimizi dikizliyor, dikizciden Başbakan olmaz

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'kızlı erkekli ev' açıklamalarına karşılık "Senin derdin karma eğitimi ortadan kaldırmak" dedi

05 Kasım 2013 17:20

 

Öğrencilerin kaldığı evlere denetim getirileceği konusuyla ilgili değerlendirmede bulunan CHP Genel Balkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kız ve erkek öğrencilerle aynı yurtta kalmasını istemediğini ifade ederek, “Senin derdin yurt değil, karma eğitimi nasıl yok ederim” dedi. Daha önceki konuşmlarında Erdoğan'a "Dolmabahçe'de oturup, Kadıköy'den gelen vapurlardaki kadınları dikizliyor" ifadesini kullanan  Kılıçdaroğlu bu kez de,  "Dolmabahçe’den kadınları dikizlese tamam diyeceğiz. Bizim evlerimizi de dikizliyor. Evlerimizi dinliyor. Özetle dikizciden Başbakan olmaz" dedi.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

Geçen hafta genç bir teğmenin nikâhına katıldım. Bu nikâh hapishanedeydi. Fakir bir aileden geliyor bu teğmen. Bu teğmenin cep telefonuna saniyeler içinde telefon numaraları yükleniyor. Bilirkişi raporuyla bu ispatlanıyor. Bu yüklemeleri kimin yaptığına dair suç duyurusunda bulunuyorlar ve garabete bakın ki 6 savcı değişiyor bu olayla ilgili. 6 savcı değişiyor fail bulunamıyor bir türlü. Özellikle hukukçu milletvekillerinden rica ediyorum. Bu davanın takipçisi olacaksınız

Son on yılda kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 arttı. Kim bunun sorumlusu. Diktatöre sorarsanız CHP. Oysa bütün CHP’liler yürekten kadın-erkek eşitliğine inanıyor. Kadını erkeğin gözüyle görmüyoruz biz. Birey olarak görüyoruz. Bu sosyal politika bu tabloyu ortaya çıkarıyor.

AKP’ye oy veren kadınların da artık direnmesi gerekiyor. Kadın nasıl giyinecekmiş. Sana ne kardeşim nasıl giyinirse giyinir. Şimdi kadınların uyanması gerekiyor. Demokrasi geri gidiyorsa bunun en ağır faturasını kadınlar ödeyecektir. Ne diyordu, Kabataş İskelesi’nde türbanlı bir kadına 50 kişi saldırmış, üzerine idrar… Daha neler neler. Ne demişti, “Yalancıdan Başbakan olmaz” Utan utan. Boyundan utan bari. Böyle yalan söylenir mi? İnsanda biraz vicdan olur. Öyle bir olay varsa zaten saldıranları insan olarak tanımlamak mümkün değil.

 

'Çuğum neden işsiz diye sorun'

 

İstanbul’un merdiven altı atölyelerinde binlerce başörtülü kadın çalışıyor. Hiçbirisinin sigortası yok. Onlara da biz sahip çıkıyoruz. Siz hiç duydunuz mu Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından ‘Sigortasız çalıştırılmaz’ diye. Sigorta primini yatıramadığı için hastanede ‘Kusura bakma sana bakamayız’ diyor. İnsanlık dışı ama hadi anladık diyelim. Senin karına da bakmam diyor. Hadi ekonomik kriz oldu ödeyemedi diyelim peki karısının günahı ne Allah aşkına.

Elinde palayla kadın döven kişiye ne yaptı bunlar. Çıkıp Başbakan ‘Böyle bir saldırı insanlıkla bağdaşmaz’ dedi mi? Cennet anaların ayağında diyorsan önce çocuğuna süt veremediği için kendini asan annenin ağırlığını vicdanında duyacaksın. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum: Benim çocuğum işsiz diyorlarsa neden işsiz olduğunu sorsunlar. Atanamayan öğretmenler yıllardır bekliyor. Analar şunu düşünsün;  “Yemedim yedirdim benim çocuğum neden yıllardır atama bekliyor”

 

'Senin deerdin nasıl karma eğitimi yok edebilirim'

 

"Kız ve erkek öğrenciler aynı yurtlarda kalmayacak" diye kalkmış demeç veriyor. Zaten kalmıyorlar ki. Kız yurdu ayrı erkek yurdu ayrı. Senin derdin yurt sorunu filan değil. Senin derdin nasıl karma eğitimi yok edebilirim. TOKİ kalkıp bir sürü Sovyet tipi ev yapıyor da neden yurt yapmıyor. Sana engel olan ne. "Yurt yok" diyorlar sonra da neden yapmıyorsun peki sorumlusu sen değil misin?  Kadınlarımızın çok dikkat etmesi gerekiyor. Suudi Arabistan’da kadınlar eylem yapıyor ‘araba kullanacağız’ diye. Yarın öbür gün size de böyle bir yasak gelirse sakın şaşırmayın.

 

'Görevi ne? Kadıköy'den gelen vapurlaraı dikizlemek'

 

İstanbul’un güzellikleri ranta kurban edilmek isteniyor. Ama yine de İstanbul çok güzel. İstanbul’a giden bir adam daha var. Dolmabahçe’ye oturuyor görevi ne Kadıköy’den gelen vapurları dikizlemek. O vapurlara bakabilirsiniz. Hayat var coşku var o vapurlarda. Vapurlar İstanbul’un bir güzelliğidir. Martıları izlersiniz. Simit atarsınız onlara. Bunu seyredebilirsiniz. Ama bir de kötü niyetle seyretmek var. Bakın ne diyor. Dolmabahçe’de ofisimin önünde Kadıköy’den gelenlerin halini görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil. Nedir senin değerin? İnsanlardan nefret etmek midir?

 

'Sevsinler senin davanı'

 

Böyle bir adamın Başbakan olduğu yerde demokrasiden bahsedilemez. Dikizliyor dediğim için dava açmış sevsinler senin davanı. Açmazsın namertsin. TDK’ya baktım dikizlemek nedir diye gözetlemek yazıyor. Dikizci dedim. Gerçekten haklıyım. Sen bu insanlara önyargıyla nefretle bakamazsın. Ön yargılarından arın biraz adam ol adam. 60 yaşına geldin. Kadınlara nasıl böyle bakabiliyorsun sen. ‘Ben damdan düştüm bunun için biliyorum’ demiş bugün öğrenci evleriyle ilgili konuşurken.

Geçmişinde ağır travmatik sorunları olmayanların böyle bir ifade kullanması mümkün değil. İşte bu dikizci zihniyet bu ülkeye özgürlük ve demokrasi getiremez. Dikizci diyorum, ben söylemiyorum aslında o söylüyor. Dikizcilik yaptığını söyleyenin normal bunu eleştirenin anormal sayıldığı bir yapı var şu an Türkiye’de… Sadece Dolmabahçe’den kadınları dikizlese tamam diyeceğiz. Bizim evlerimizi de dikizliyor. Evlerimizi dinliyor. Özetle dikizciden Başbakan olmaz.