T24 - CHP lideri Kılıçdaroğlu, düşünceleri tarikatları bugünden yarına kaldırmanın mümkün olmadığı, ancak özgür sivil toplumun güçlendikçe, filizlendikçe sorunun çözüleceğini öne sürdü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, düşüncelere sınır getirilmesinden yana olmadıklarını, siyaset kurumunun manevi dünyaya müdahale etmemesi gerektiğini belirterek, tarikatlar için, “Onları bugünden yarına kaldırmanız mümkün değil. Biz çağdaş anlamda sivil toplumu güçlendirirsek, öbür kültür dediğimiz bir araya gelme kültürü farklılığı toplumu hissedecektir. O çerçevede zaman içinde bu sorun çözülecektir. Bunu zamana bırakmak lazım. Onları yasaklamak tam tersine onların güçlenmesine yol açıyor ” dedi. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
Gazetelerin Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
DERELERİN KARDEŞLİĞİ: Cemaat endişelerinize katılıyoruz. Türkiye’nin bir gerçeğini görmezlikten gelmek doğru değil, böyle bir olgu var. Dinsel anlamda olmayabilir, ama Doğu Güneydoğu’daki aşiretlerin varlığını reddetmiyoruz, bunu kabul ederek sivil toplum güçlendikçe bu yapı da kırılacaktır. Karadeniz’de ‘Derelerin Kardeşliği’ diye yapı var. Çok farklı siyasi görüşe sahip insanlar ortak bir çabayı harcıyorlar. Doğuda kadın hareketleri süratle gelişiyor. Bu yapının belli süre sonunda kırılacağını düşünüyorum.
FETHULLAH GÜLEN’E MESAFELİ Mİ?: (‘Fethullah Gülen hareketi var oraya karşı eleştirel mesafeniz var diye mi anlayacağız’ denilmesi üzerine) Sivil toplumu savunuyoruz, örgütlensin insanlar diyoruz. Biz düşüncelere sınır getirilmesinden yana değiliz. Şiddetin kullanılmasına karşıyız. Etnik ve inanç temelli özgürlükler sadece Türkiye’ye özgü değil, 20. yüzyıl başlarında Avrupa’da da yer bulan düşünceler bunlar.
YASAKLAMAMAK LAZIM: (Tarikatlarla ilgili soru üzerine) Belki adına sivil toplum demekle beraber kendi içinde katı hiyerarşik yapısı olan kuruluşlar da var. Ama biz onları görerek daha özgür bir sivil toplumun oluşmasını engellememeliyiz. Onlar da olacak zaten onları bugünden yarına kaldırmanız mümkün değil. Ama özgür sivil toplum güçlendikçe, filizlendikçe öbürlerinin sivil toplum olmadığı şeklindeki kanı bu kez toplumda yayılacak. Çünkü onlar katı düşüncelerini değiştirmeyen bir anlamda itaat kültürü olan yapılar olarak ortaya çıkacaktır. Biz çağdaş anlamda sivil toplumu güçlendirirsek, öbür kültür dediğimiz bir araya gelme kültürü farklılığı toplumu hissedecektir. O çerçevede zaman içinde bu sorun çözülecektir. Bunu zamana bırakmak mazım. Onları yasaklamak tam tersine onların güçlenmesine yol açıyor. Yasak değil onları bırakacağız zaten toplum onları hissedecektir, görecektir ne olduğunu.
İNANÇ GRUPLARINA SAYGILIYIZ AMA: Dini inanç grupları kendi manevi değerlerini yaşamak için bir araya gelmelerini toplanmalarını kimse yasaklayamaz. Sorun şurada; eğer bunlar belli siyasal grupların arka bahçesi haline dönüşüyorsa bu yanlış. İnançla siyaseti ayırmamız lazım, siyaset çok hızlı değişir. Düşünceler değişir ama inançlar değişmez, kendi değişmeyen kuralları vardır. Tüm inanç gruplarına neye inanıyorlarsa saygılıyız. Biz her inanç grubunun siyasete belli mesafe içinde olmasını isteriz. İnancının ötesinde, Türkiye’de gördüğü tablodan memnun olup olmadığına göre gidip sandıkta oy kullanmasını istiyoruz cemaatlere böyle bakıyoruz.
DALGA DALGA HALKA YAYILACAK: Gazeteciler son iki hafta içinde 3-4 kez yürümek zorunda kaldı, hekimler yürüyor. Bunları iki önemli göz görüyor, birisi halk, diğeri ABD’dir. Özgürlük talepleri baskıcı bir rejimin var olduğunu gösteriyor. Yürüyüş yapanların entelektüel düzeyleri dikkat çekici. Gazetecilerden, hekimlerden, entelektüellerden başlayan tepki yayılacaktır. Bunun dalga dalga halka inmesi kaçınılmaz olacaktır.