CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin kurultay çağrısına ilişkin olarak, "Kurultay çağrısı yapmayacağım. Çünkü buna gerek yok" dedi.
Hürriyet'ten Hande Fırat'a konuşan Kılıçdaroğlu, üç önemli hamle yaptıklarını belirterek, "Bizim seçim süresince eğer bir eksiğimiz, bir aksaklığımız; izlediğimiz strateji ve politikalarda bir yanlışımız varsa; örneğin üç önemli hamle yapıldı, işte yeni partiye 15 milletvekilinin verilmesi, millet ittifakının kurulması, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gibi üç önemli ve büyük hamle yapıldı" ifadesini kullandı.
Kıılçdaroğlu'nun söyleşisi şöyle:
“(Seçim sonrası ilk değerlendirmeyi İnce’ye bırakmanız siyasi nezaket miydi?) Evet, aynen öyle.
(İnce’nin bir siyasi nezaketsizliğini görüyor musunuz?) Seçim sürecinde Muharrem Bey çalıştı, eşi de refakat etti, 100’ün üstünde miting düzenlendi doğru.
Seçimlerden sonra pek çok şeyler yazıldı çizildi, onları da hepimiz okuduk zaten. Sonra ortalık biraz duruldu ve ben ‘Muharrem Bey ve eşini yemeğe alayım’ dedim. Medyadan uzak bir yemek yiyelim, oturup konuşalım, sohbet edelim, o gözlemlerini anlatsın, ben gözlemlerimi anlatayım. İşte bir aile yemeği idi bu. O seçim süresince karşılaştığı olayları anlattı, ben karşılaştığım olayları anlattım. O bürokratik anılardan söz etti, ben bürokratik anılarımızdan söz ettim. Karşılıklı fıkralar anlattık. Gayet güzel keyifli bir akşam aslında. Görüşlerini, düşüncelerini aktardı. Ben de kendi görüşlerimi ve düşüncelerimi aktardım. Fakat sabahleyin bir aile yemeğinde yapılan konuşmaların bağlamından koparılarak, medyaya bir söylem olarak ifade edilmesi doğru bulmadığım bir davranış.
Oradaki konuşmaların içeriğini söylemek istemiyorum. Çünkü bir aile toplantısı bu. Konuşmanın ana bağlamından koparılarak böyle, özellikle medyaya taşınmasını doğru bulmadım. İşin özeti bu. Orada şu konuşuldu veya bu konuşuldu diye bir hani bir aile yemeğinin bir şekli ile dillendirilmesini doğru bulmuyorum.
(Onursal başkanlık, olağanüstü kurultay çağrısı) Olağanüstü kurultay çağrısı yapmayacağım. Çünkü buna gerek yok. Bizim seçim süresince eğer bir eksiğimiz, bir aksaklığımız; izlediğimiz strateji ve politikalarda bir yanlışımız varsa; örneğin üç önemli hamle yapıldı, işte yeni partiye 15 milletvekilinin verilmesi, millet ittifakının kurulması, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi gibi üç önemli ve büyük hamle yapıldı. Buralarda bir hata varsa elbette kurultay toplanmalı ve bu hatanın gereği yapılmalı. Hiçbir tereddütüm yok orada. Buralarda bir hata yoksa o zaman biz kurultayı niye topluyoruz?
Yani önümüzdeki süreçte yerel seçimler var. Bizim dışımızdaki bir bilim yuvasına daha doğrusu ODTÜ’den bir grup akademisyene seçim analizi yaptırıyoruz; hatamız, eksiğimiz nedir diye. Ayrıca bir siyasi analize de ihtiyacımız var onu da yine partinin dışında bağımsız bir kuruma bir siyasi analiz o da Parti Meclisi’ndeki bazı arkadaşlardan öneri geldi. Onu da getiriyoruz. Önümüzdeki günlerde PM ve MYK’da görüşeceğiz ve belirleyeceğimiz bir strateji ile tekrar yolumuza devam edeceğiz. Bütün bu çabaların altında yatanın da CHP bir şekli ile sürekli tartışılsın, AK Parti’nin işte oy kaybı bir şekilde görülmesin, gözden uzak tutulsun gibi özel bir çaba olduğunu düşünüyorum.
"Herhangi bir örgüt üyesine telefon açıp da ‘şöyle yap’ demem"
(Örgüte çağrıda bulunması) Herkes Cumhuriyet Halk Partisi’nde aday olabilir; genel başkan adayı olmak için bir yerden icazet almaya gerek yok. Herkes aday olabilir. Ama şu gerçeği de hiç kimse unutmasın; örgüt, bir kişinin arka bahçesi değildir. Örgüt bağımsızdır, iradesini ortaya koyar, genel başkanı da yardımcılarını da sorgular. CHP’nin örgütü diğer partilerin örgütüne benzemez. Daha bilinçlidir, daha belli konularda karar alırken daha dikkatli oturur kararını alır.
(Hodri meydan der misiniz?) Örgüt ister mi istemez mi onu bilmiyorum. Genel başkan olarak herhangi bir örgüt üyesine telefon açıp da ‘şöyle yap’ demem, zaten bunu asla doğru bulmam. Örgütler ile ilgili bir şey söyleyeceksem zaten düzenli olarak il başkanlarıyla toplantı yapıyoruz. Medyaya açık bölümü, medyaya kapalı bölümü var. Ben düşüncelerimi örgütle orada paylaşıyorum. Düşüncelerimi gayet rahat, açık, gayet net ifade ediyorum zaten.
(İnce’ye kırgın mısınız?) Davranışı doğru bulmadığımı ifade ettim.
(Baykal’ın geçici başkanlıktan vazgeçmesi) Onu bilmiyorum. Bu kısa süre içerisinde bir görüşmem olmadı. Daha önceki bir görüşmemde yemin törenine katılabileceği şeklinde beyanı olmuştu; ama şu andaki durumunu bilmiyorum. Kararı doktorlar verecek. Aynı zamanda bir sağlık sorunu tabii.”