Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, yabancı kuruluşlardan fon alan medya kuruluşlarıyla ilgili son dönemdeki tartışmalardan önce, "havuz medya" tartışmaları olduğunu belirterek, "Havuz medyası diye nitelenen alan, sadece okur – seyirci finansmanı ile destekleniyor olsaydı, ömrü kaç gün sürerdi? Ziraat Bankası, bütün medya organlarını Demirören grubu gibi fonluyor mu mesela?" diye sordu.
TIKLAYIN - Altun: Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır
Taşgetiren, bugünkü yazısında ABD'deki Chrest Foundation'un Türkiye'de bazı medya kuruluşlarına fon sağladığı yönünde Odatv haber sitesinde yayınlanan bir haber sonrası başlayan tartışmalara değindi.
"Bu Amerikan fonlamaları gündeme gelmeden önce Türkiye 'havuz medyası' ya da 'yandaş medya'yı tartışıyordu. Olay iktidar eliyle 'medya fonlaması' anlamına gelmekteydi" diyen Taşgetiren, şu ifadeleri kullandı:
"Bakıyorum şu anda Amerikan fonlaması konusunda en bıçkın yazıları döşenenler, o medya içinde isimleri oradan oraya tedavül edenler. Ben şöyle düşündüm onlara bakınca: Bu bir tür yara sarma operasyonu. Ukde vardı içlerinde havuz medyası - yandaş medya diye tanımlanmaktan ötürü, şimdi bir başka 'kötü' buldular onun üzerine çullanarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar.
Ben gene de insanların otomat olmadığını düşünürüm. Yani havuz medyası içindekiler de bütün bütün 'otomat' değildir, en azından fonlandıkları odaktan faklı düşünmediklerini zannederek farklı düşünür hale gelebilirler ve bir süre sonra mimlenebilirler. (Kaç kişinin işine son verildi küçük eleştirilere yöneldiler diye o medya gruplarında?) Ya da, insani zaaf sebebiyle unutarak, yanlış düğmeye basarak farklı noktaya savrulurlar. En son Cumhurbaşkanının görüntüsü nasıl yayınlandı İletişim Başkanlığı’nın olağanüstü hassasiyetine rağmen?
Doğrusu Türkiye’de bir yandan 'bir tripod bir kamera ile' medya alanına girmek ve gündemi sarsmak mümkün, bir yandan da, medya finansmanı kolay taşınır bir şey değil. Şu soru çok rahat sorulabilir: Havuz medyası diye nitelenen alan, sadece okur – seyirci finansmanı ile destekleniyor olsaydı, ömrü kaç gün sürerdi? Ziraat Bankası, bütün medya organlarını Demirören grubu gibi fonluyor mu mesela? Gazetelerin devlet kuruluşlarından aldıkları reklam hangi amaca yönelik bir fonlama anlamı taşıyor, bunu da tartışsak ya...
Son bir soru soralım: Açlıktan nefesi kokan vatandaşın sokak medyasına söylediği sözün yakıcılığını kim fonluyordur acaba? Ya da bu vatandaş, “kaçıncı kol”a mensup olarak ülkeyi yıkmaya çalışıyordur?"
Yazının tamamı için tıklayın.
Ne olmuştu?
Odatv, Türkiye'de bazı medya kuruluşlarının ABD merkezli Chrest Foundation’dan fon aldığına ilişkin olarak bir haber yayımlamıştı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'de faaliyet gösteren bazı medya kuruluşlarına yabancı ülkelerden fon sağlandığına dair habere ilişkin AA'ya yaptığı açıklamada "Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır. Bunun örneğini Amerika Birleşik Devletleri’nde görmemiz mümkündür. Örneğin ABD'de yabancı devletler tarafından fonlanan medya kuruluşları, altı ayda bir ABD makamlarına çalışmaları hakkında detaylı bilgi vermek durumundadır. Türkiye'de de benzer statüde faaliyet gösteren, doğrudan yabancı devletler tarafından fonlanan çeşitli medya kuruluşları bulunmaktadır. Bunlarla ilgili kamu düzeninin korunması ve halkımızın doğru haber hakkının teminat altına alınması amacıyla, ihtiyacımız olan düzenlemeleri en kısa sürede tamamlayacağız." demişti.