Medya

Karar yazarı Karaalioğlu, Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin 7 yıl önceki sözlerini hatırlattı: Türkiye adına gerçekle yüzleşme yolunda en önemli tutum metni

26 Nisan 2021 10:51

Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlamakta "haksız" olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu 2014 yılında 1915 olaylarının yıl dönümünde yayımladığı mesajı hatırlattı ve"Türkiye adına gerçekle yüzleşme yolunda en önemli tutum metni olduğunun altını da çizelim. Erdoğan, uluslararası tarih komisyonu çağrısı da yaptığı o açıklamada ortak acılara vurgu yapmış ve birinci dünya savaşında hayatını kaybeden bütün Osmanlı vatandaşlarını ırk ve din farkı ayırmadan rahmetle anmıştı" dedi. 

Karaalioğlu, yazısında, "Osmanlı hükümetinin, vatandaşı olan Ermenilere yönelik son derece yanlış, gayrı insani ve denetimsiz tehcir politikası hakkında bir asır sonra siyasi hüküm vermek acının dinmesine yardımcı olmuyor. Hiç şüphesiz, tehciri sorumsuzca uygulayan İttihat Terakki hükümetinin asla onaylanamaz politikaları tarihimizin iyi anılacak sayfaları değildir. Bir daha asla bırakın yapılmasını, akla getirilmesi dahi kabul edilemeyecek yanlışlar yapılmıştır. Ne var ki, ABD’nin izlediği yol acıyı azaltmıyor aksine husumeti depreştiriyor" dedi. 

"Türkiye, mutlak inkar politikasıyla geçen yılların ardından meselenin kapağını açmaya başladığında dünyadaki kanaat çoktan Ermeniler lehine oluşmuştu. Yüzleşme bu yüzden önemliydi ve hâlâ önemlidir. Dolayısıyla bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2014 yılı 24 Nisan’ında olayların 100. yılı münasebetiyle yayınladığı mesajın Türkiye adına gerçekle yüzleşme yolunda en önemli tutum metni olduğunun altını da çizelim. Erdoğan, uluslararası tarih komisyonu çağrısı da yaptığı o açıklamada ortak acılara vurgu yapmış ve birinci dünya savaşında hayatını kaybeden bütün Osmanlı vatandaşlarını ırk ve din farkı ayırmadan rahmetle anmıştı" diyen Karaalioğlu, Erdoğan'ın söz konusu mesajındaki şu ifadeleri alıntıladı:

“… Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının hangi din ve etnik kökenden olursa olsun, Türk, Kürt, Arap, Ermeni ve diğer milyonlarca Osmanlı vatandaşı için acılarla dolu zor bir dönem olduğu yadsınamaz. Adil bir insani ve vicdani duruş, din ve etnik köken gözetmeden bu dönemde yaşanmış tüm acıları anlamayı gerekli kılar. Tabiatıyla ne bir acılar hiyerarşisi kurulması ne de acıların birbiriyle mukayese edilmesi ve yarıştırılması acının öznesi için bir anlam ifade eder.

Atalarımızın dediği gibi ‘ateş düştüğü yeri yakar’.

Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir.

Türkiye’de 1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi; çoğulcu bir bakış açısının, demokrasi kültürünün ve çağdaşlığın gereğidir.

….Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiseler, hepimizin ortak acısıdır. Bu acılı tarihe adil hafıza perspektifinden bakılması, insani ve ilmi bir sorumluluktur.

Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır.

…. Aynı dönemde benzer koşullarda yaşamını yitiren, etnik ve dini kökeni ne olursa olsun tüm Osmanlı vatandaşlarını da rahmetle ve saygıyla anıyoruz.”