Medya

Karar yazarı: 16 Nisan'da gönül rahatlığıyla 'evet' oyu kullanacağım

"Her maddesini ayrı ayrı inceledim"

11 Nisan 2017 13:11

Karar yazarı Hakan Arslan, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasında 'evet' oyu kullanacağını ifade etti. "26 yıldır bu sistemi savunan birisi olarak ilk günden itibaren her maddesini ayrı ayrı inceledim" diyen Arslan, "Her yönüyle içime sindiğini gördüm. Yaklaşık üç aydır da yazılarımı sadece bu konuya ayırdım, tüm ayrıntılarına değinmeye çalıştım. 16 Nisan günü tam bir gönül rahatlığıyla Evet oyu kullanacağım" ifadesini kullandı. 

Hakan Arslan "Gönül rahatlığıyla 'evet' diyorum" başlığıyla yayımlanan (11 Nisan 2017) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ne getirecek? Yalın ve kısa ifadelerle anlatmaya, tek bir yazıya sığdırmaya çalışayım. Yasama ile yürütme daha sandıkta ayrışacak. Meclisi de Hükümeti kuracak olan Cumhurbaşkanını da halk seçecek. Bütçe kanunu hariç, yasa teklifi hazırlama ve sunma yetkisi milletvekillerinde olacak. Milletvekillerinin bakanlık beklentileri sona erecek. Meclis yasama ve denetleme işlevine yoğunlaşacak.

Bu ayrışma sayesinde, parti gruplarının güçlendiğini, milletvekillerinin her dönem biraz daha bağımsızlaştığını göreceğiz. Hükümette görev alma beklentisi olmayan milletvekilleri çok daha işlevsel hale gelecek. Meclis uzmanlaşacak, kanun hazırlama konusundaki bürokrasi tekeli ortadan kalkacak. Bugün hayır diyenler bile şaşıracak, “Meclis hakikaten güç kazandı bu sistemle” diyecek.

***

Yönetimde çift başlılık ortadan kalkacak. 12 Eylül rejiminin bekçi kulübesi olan Cumhurbaşkanlığı makamı 2014’te milletin oyuyla tümden sivilleşmiş, milletin makamı haline gelmişti. Şimdi milletin makamı yürütme kurumunun başı olacak. Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı gün yapılacak. Güvenoyunu sandıkta halk verecek. Beş yıllık istikrar dönemleri gelecek. Cumhurbaşkanı seçilmek için halkın oyunun yüzde ellisinden fazlasını almak gerekecek.

Hükümet düşürmeler, siyasete dışarıdan müdahale ve tehditler, milletvekili pazarlık ve transferleri tarihe karışacak. Sadece o mu? Koalisyonlar da. Buna karşın, Mecliste uzlaşma ve ittifak arayışları artacak. Neden mi? Hükümet ile Meclis sandıkta ayrıştığı için, seçmenin oy verme davranışı da özgürleşecek. Cumhurbaşkanının partisi Mecliste çoğunluğu sağlayamazsa, diğer partiler ile işbirliği imkanı arayacak. Uzlaşma ve ortak yaklaşımlar değer kazanacak.

Liderler için yürütmenin başı olarak görev yapma süresi en fazla 10 yılla sınırlanmış olacak. Partilerin yeni bir liderlik anlayışı geliştirmesi gerekecek. Siyaset dönemsel olarak yenilenecek. Başarısız liderlerin parti başkanı olarak uzun yıllar görev yapması çok zorlaşacak. Hükümetler teknokrat ağırlıklı, icraat odaklı olacak. Bürokratlarıyla birlikte gelecek, bürokratlarıyla birlikte gidecekler. Bürokrasi de Hükümete ayak uydurmak zorunda olacak, bürokratik hantallık azalacak.

Mevcut anayasaya göre sadece vatana ihanetten ve o da Meclisin dörtte üç oyuyla yargılanabilen Cumhurbaşkanına gerçek anlamda cezai sorumluluk gelecek. Mecliste Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar için soruşturma açılabilecek. Gerek görülürse, Yüce Divan’a gönderilecekler. Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alamayacak. Meclis, Hükümeti genel görüşme, Meclis araştırması ve yazılı soruyla da denetleyecek. Hükümet üyelerinin tüm iş ve işlemleri yargı denetimine tabi olacak.

Meclis’e ve Cumhurbaşkanına karşılıklı olarak tanınan “seçimleri birlikte yenileme yetkisi” çatışmayı ve krizi derinleştirmeyi değil, uzlaşmayı teşvik edecek. Meclis ve Hükümet kriz durumunda uzlaşmayı tercih edecek. İlk döneminde erken seçime gitmeye kalkan Cumhurbaşkanı kendi dönemini kısaltmış olacak, 2. döneminde bu kararı alırsa tekrar aday olamayacak. Erken seçim çok nadiren başvurulan bir yöntem olacak. Önümüzdeki on yıllarda hiç erken seçim görmeyeceğiz belki de.

***

Yargıda tarafsızlık anayasa hükmü haline gelecek. Yargının kararlarında ve denetiminde kritere dönüşecek. Askeri yargı ve sıkıyönetim uygulaması kalkacak. Yargı sivilleşecek. Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin seçiminde Meclis iradesi ön plana çıkacak, yetki nihayet seçilmişlerde olacak.

Kısa kısa ifade etmeye çalışsam da diyeceklerimin ancak yarısını yazabildim. Anayasa paketinde daha nice olumlu değişiklik var. 26 yıldır bu sistemi savunan birisi olarak ilk günden itibaren her maddesini ayrı ayrı inceledim. Her yönüyle içime sindiğini gördüm. Yaklaşık üç aydır da yazılarımı sadece bu konuya ayırdım, tüm ayrıntılarına değinmeye çalıştım. 16 Nisan günü tam bir gönül rahatlığıyla Evet oyu kullanacağım.