Magazin

Kama Sutra feminist bir eser mi?

Hinduizm uzmanı Wendy Doniger, aşk hakkında yazılmış en eski eserleri irdeledi

09 Ağustos 2015 15:13

ABD'de Chicago Üniversitesi öğretim üyesi ve Hinduizm üzerine yazdığı beş kitapla konunun uzmanlarından Wendy Doniger, Hindistan'ın en eski aşk kitaplarını inceledi.

Wendi Doniger, Kama Sutra Sanskritçe yani antik Hindistan'ın edebi dilinde kaleme alınmış, aşk hakkında yazılmış muhtemelen en tanınmış eser olduğu düşünülen kitabı irdeledi.

 

'Pornografi sanıyorlar'

 

Amerikalı Hinduizm uzmanı ve aynı zamanda Kama Sutra çevirmeni Doniger artık "büyük bir yanlış anlamaya son vermenin" ve kitabın gerçek anlamını ortaya koymanın zamanı geldiğine inanıyor.

Doniger "Kama Sutra'yı cinsel ilişki pozisyonları hakkında hafif bir kitap ya da bir tür pornografik metin olarak görüp okumaya utananlar çok" diyor ve sürdürüyor:

Okurlara bunun, çok ileri bir medeniyet düzeyinde kadınlar ve erkekler arasındaki gayet ince ilişkiler hakkında yazılmış büyüleyici bir kitap olduğunu söylemek isterim. Kitap çok temelli psikolojik gözlemler ve evlilik, evliliğin devamlılığı ve eşini aldatma konularında çok iyi tavsiyeler içeriyor.

Doniger işte yeni yayımlanan The Mare's Trap başlıklı yeni kitabında Kama Sutra hakkındaki yaygın kanıları değiştirmeye çalışıyor.

Kama Sutra'nın çok yönlü ve cesur bir metin olduğunu, kadınların cinsel özgürlüğü konusundaki yaklaşımının bugünün tutucu sansürcülerini ayağa kaldıracak kadar ileri gittiğini anlatıyor.

Bunun önemli bir kanıtı olarak ise Vatsyayana'nın, cinselliğin "çocuk sahibi olma amaçlı bir faaliyet" tanımıyla hiç alakadar olmayıp, zevk amaçlı seksle ilgilenmiş olmasını gösteriyor.

 

Feminist bir eser mi?

 

Öyleyse Kama Sutra cinsellik üzerine bir erken feminist eserdir diyebilir miyiz?

Doniger buna "Ben Kama Sutra'ya kelimenin dar anlamında bir feminst kitap diyemem çünkü ana amacı kadınların haklarının savunulması değil ve çoğunlukla erkeklere hitaben yazılmış. Onlara kadınlara nasıl davranmaları gerektiğini anlatıyor" diye yanıt veriyor ve sürdürüyor:

Fakat aynı zamanda kadınların eşitliği, cinsel ilişkiden eşit zevk alma hakları, kadının kendisinin ilgileri ve yetenekleriyle uyumlu bir eşle yaşama hakkı gibi bir çok noktada feminizm açısından da faydalı bir kaynak oluşturuyor.

Bundan ikibin yıl önce "Avrupalılar daha kültürel ve cinsel olarak deyim yerindeyse ağaç dallarında sallanıyorken" Hindistan'da böyle bir metin yazılmış olmasını inanılmaz buluyor:

Kitaptaki temel psikolojik yaklaşım yüzyıllar sonra hala anlamlı. Dünyada cinsel şiddet bu kadar yaygınlaşmışken, cinsel arzuların karanlık yönlerinin nasıl kontrol edileceğini, partnerlerimizin duygularına saygılı olmayı, özellikle erkeklere sık sık tecavüz vakaları olarak vuku bulan kontrolsüz cinsellikten uzak durmayı öğütleyen böylesi bir kitaba hala çok ihtiyaç var.