İSTANBUL, (DHA)- MEDICANA Bahçelievler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Özgür Yaşar, modern tıp teknolojilerinin gelişmesiyle görme kaybına neden olan birçok hastalığın tedavi edilebildiğini söyledi. Göz bebeği ve göz merceğinin arkasının etkilendiği durumlar için kullanılan yöntemlerden bir tanesi olan vitrektomi cerrahisinin de bu yöntemlerden biri olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Özgür Yaşar, ameliyat hakkında bilgi verdi.
Gözün içinin vitreus denilen saydam ve jölemsi bir maddeyle dolu olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Yaşar, sözlerine şöyle devam etti:
“Gözün içindeki bu madde sayesinde, göz anatomik bir bütün olarak kalabilmektedir. Bazı retina hastalıklarında bu jölemsi madde boşaltılarak operasyon yapılabilmektedir. Vitreusun boşaltılması, vitreoretinal cerraha, retinaya ve onda oluşan patolojilere ulaşma imkânı verir. Bu boşaltılan maddenin yerini, göz içi sıvı (hümöraköz) doldurur. Vitrektomi genel olarak vitreus ve bazı retina hastalıklarında, yani göz bebeği ve merceğinin arkasındaki kısım etkilendiğinde yapılır. Bunlar, makula deliği, diyabete bağlı kanama, katarakt cerrahisi komplikasyonları, üveite bağlı vitre bulanıklıkları gibi hastalıklarda yapılır.”
“GÖZ ZAMANLA YENİDEN SIVI ÜRETİYOR”
Jelin temizlendikten sonra tekrar oluşmasının mümkün olmadığını belirten Dr. Özgür Yaşar, “Ameliyatın sonunda göz içine sıvı, hava, gaz veya silikon bırakılır. Gözün kendi ürettiği sıvı zaman içerisinde göz içinde bırakılan maddenin yerini alır. Bu hava için 1 hafta, gaz için ise 2-8 haftadır. Silikon ise göz içinde kaybolmaz ve alınması için ikinci bir ameliyat gerekir. Eğer hastanın gözünde katarakt varsa ve gözün arka kısmının görülmesini engelliyorsa mutlaka aynı seansta katarakt cerrahisi de gerekir” dedi.
“AMELİYAT SONRASI GÖRME TAHMİNİ YAPILAMIYOR”
Dr. Özgür Yaşar, vitrektomi cerrahisi hakkında bilgi verdi ve şunları söyledi:
“Göz doktorları tarafından, ameliyat sonrası görme tahmini yapmanın en zor olduğu ameliyat vitrektomi ameliyatıdır. Ameliyatın anatomik başarısı göz dokularının olması gerektiği şekle yeniden döndürülmesidir. Bu genellikle sağlanmaktadır. Fonksiyonel başarıysa, kabaca görme düzeyinde artış olarak düşünülebilir. Bu başarının sağlanıp sağlanmadığı ise ancak ameliyattan belli bir süre sonra anlaşılabilmektedir. Elbette fonksiyonel başarı, görmeyi sağlayan hassas yapılarının operasyon öncesinde ne kadar etkilenmiş olduğu ile de ilgilidir. Operasyondan önceki retina dokusundaki hasar az ise ameliyat sonrası görme artışı oldukça yüksek oranda sağlanabilmektedir.”
“AMELİYAT SONRASIYLA İLGİLİ DOKTORA SORULAR SORULMALI”
Ameliyattan sonra gözün, aksi söylenmediği takdirde kapalı kalması gerektiğini belirten Dr. Yaşar, sözlerini şöyle noktaladı:
“Göze bir hafta süreyle su değmemeli, duş alırken sadece boyundan aşağısı yıkanmalıdır. Göze asla dokunulmamalı, silinmemelidir. Operasyon sonrasında reçete edilen ilaçlar tarife göre disiplinli bir şekilde kullanılmalıdır. Operasyon sonrasında 1-2 hafta hafif bir batma ve yanma normaldir. Ancak şiddetli bir ağrıda doktora başvurulmalıdır. Operasyondan sonra baş pozisyonu önemli olup doktordan nasıl yatmak gerektiğini ve ne kadar süre ile böyle yatmak gerektiğini sorarak öğrenilmeli ve söylenen pozisyonda kalınmalıdır. Operasyon gereği göz içine gaz verilmişse görmenin az olması normaldir. Gözün önünde siyah bir karartı hissedilmesi olasıdır.”