T24 - Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kurulan alt komisyon raporunu tamamladı. Raporda kadına yönelik şiddetin en çok hafta sonu yaşandığı hatırlatılarak 'mağdura hafta başını beklemeden kalacak yer ve adli destek sağlanması' için öneriler de yer aldı
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde kurulan kadına yönelik şiddet alt komisyonu çalışmalarını tamamladı ve raporunu hazırladı. Raporda, birlikte yaşayan, imam nikâhlı veya boşanmış çiftlerin de resmi nikâhlılar gibi ‘4320 Sayılı Aile’nin Korunması Hakkındaki Kanun’ kapsamına alınarak şiddete karşı korunması önerisi dikkat çekti.
4320 sayılı kanun, şiddet uygulayan eşin bir süre evden ve çocuklardan uzaklaştırılması, varsa silahına el konulması gibi tedbirleri içeriyor.
Ancak yasa sadece resmi evlilik bağıyla birlikte yaşayan çiftler için uygulanıyor. Beraber yaşayan, imam nikâhlı veya boşanmış kadınların, sırf ‘resmi nikâhı’ yok diye yasadan yararlandırılmaması ve buna bağlı olarak yaşanan trajediler, eleştiri konusu.
Eleştiri konusu olan bir diğer nokta da şiddet gören kadınların, mesai saatleri dışında ve hafta sonları ‘muhatap’ bulamamasıydı. Raporda bu konuya da el atıldı. Hafta sonu şiddete uğrayan kadınların, hafta başını beklemeden kalacak güvenli yer ve şikâyetini iletebilecekleri mahkeme bulabilmeleri için bazı pratik çözüm önerileri sunuldu.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddet ve Alınacak Önlemler Alt Komisyonu uzun zamandır süren çalışmalarını tamamladı. Komisyonun raporu üst komisyonda da tartışılarak kabul edildi. Raporda yer alan önerilerden bazıları şöyle:
Koruma kolaylaştırılmalı: Şiddet mağduru kadının şiddete uğradığını kanıtlaması istenmemeli. Kanuna ‘Koruma kararı verilmesi için belge aranmaz’ ibaresi konulmalı.
Acil durum yetkisi verilmeli: Mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde aile mahkemesi hâkimleri çalışmadığı için acil durumlarda savcıya tedbir kararı yetkisi verilmeli. Yine bu günlerde polisin aile mahkemesi hâkimine ulaşması sağlanmalı. SHÇEK, sığınmaevlerinin bulunduğu illere ilk istasyon merkezleri açmalı, 7 gün 24 saat esasına göre çalışmalı.
Şiddetin mesaisi: Kadına yönelik şiddet daha çok akşamları ve hafta sonları yaşanmakta, dolayısıyla kadınların sığınmaevine yerleştirilene kadar barınma ihtiyaçları karşılanmalı. Kamu misafirhaneleri bu amaçla kullanılabilmeli. Sığınmaevlerinde hukukçu kadrosu bulunmalı.
Şiddetin olması beklenmemeli: Şiddete uğrama tehlikesinin varlığı da tedbir kararı için yeterli olmalı. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve sözel şiddet türlerine sosyal şiddet de eklenmeli.
Birleşik mahkeme: Çocuk ve Aile Mahkemeleri Birleşik Aile Mahkemeleri olarak birleştirilmeli. Bu mahkemeler adliye binasından çıkarılmalı.
Özel fon: Şiddet mağduru kadının nafaka alamaması ihtimaline karşı, fondan ödeme yapılmalı. Ödeme daha sonra kusurlu eşten tahsil edilmeli. Yeni ev kurmak isteyen kadınlar için Kadın Destek Fonu oluşturulmalı.
Nikah: Boşanmış, yahut birlikte yaşayan ama evlilik bağı olmayan çiftler de kanunun sağladığı korumadan yararlanmalı.
Personel: Personel mağdur kadına ne yapması gerektiğini değil, neler yapabileceğini söylemeli, alternatifler göstermeli. Bu konuda personele eğitim verilmeli. Aile içi şiddet konusunda uzmanlaşmış aile savcısı, aile polisi birimleri kurulmalı.
‘Dikkat bu yapımda ayrımcılık var!’
Kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili raporda TV yapımlarıyla ilgili tebbirler de yer aldı.
Raporda şöyle denildi:
“RTÜK’ün akıllı işaretleri arasına, ‘Dikkat bu program, film vb. cinsiyet ayrımcılığı içermektedir’ ibaresi eklenmeli. Kullanmayan medya kuruluşuna yaptırım uygulanmalı. Cinsiyetçi dil kullanılması (RTÜK tarafından) cezalandırılmalı.”
“SHÇEK’in işlettiği Alo 183, kadına yönelik şiddete özgü bir hat değil, genel olarak bütün sosyal hizmetlerle ilgili. Şiddet mağduru kadına yaklaşım tekniklerini bilen çalışanların olduğu ve sadece bu konuda uzmanlaşmış bir özel hat kurulmalı.”