T24- Yalnızca kadınların katılımına açık olan Filmmor Kadın Kooperatifi, 2007 yılındaki Altın Portakal Film Festivali'nde Bir İletişim'in ortağı ve genel müdürü olan Nimet Demir'e saldırısı nedeniyle 13,5 ay hapis cezasına çarptırılan TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil’i ikinci kez istifaya çağırdı. Filmmor Kadın Kooperatifi, olayın hemen ardından 1 Kasım 2007’de de Yiğitgil’in istifasını istemişti.
Kadınların sinema ve medyaya katılımını, bu alanda kendilerini ifade edebilme, olanak ve güçlerini artırmak, cinsiyetçi olmayan temsil ve deneyimlerini yaygınlaştırmak amacıyla 2003 yılında kurulan Filmmor Kadın Kooperatifi, TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil’in 13.5 yıl hapis cezası aldığı dava sonrasında yapıtğı açıklamada şu görüşlere yer verdi.
TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil’in, organizasyonu TÜRSAK tarafından gerçekleştirilen 2007 yılındaki 44. Altın Portakal Film Festivali sırasında festivalin iletişim danışmanı Nimet Demir’e, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını basından öğrenmiş, kadın filmleri festivalleri ve kadın sinemacılar olarak Engin Yiğitgil’i ilk kez 01 Kasım 2007’de istifaya çağırmıştık.
O zaman olduğu gibi şimdi de TÜRSAK Başkanı olan Engin Yiğitgil, Nimet Demir’e uyguladığı şiddeti yalanlayarak, haber yapan gazeteciler gibi, Filmmor Kadın Kooperatifi’ne de, “kazanacağı tazminatı Hayvanları Koruma Derneği’ne bağışlayacağını” beyan ettiği davalar açmış, kaybedeceğini anladığı bazı davaları düşürmüş, sonuç olarak açtığı hiçbir davayı kazanamamıştır.
Bu davalar ve konumu dolayısıyla, Nimet Demir’in ve hepimizin yıpratıldığı 3 yılın ardından, Hukuk Engin Yiğitgil’i suçlu buldu. Nimet Demir’in açtığı dava, 11 Ekim 2010’da, Engin Yiğitgil’e, hakaret ve yaralamaya teşebbüsten toplamda “13 ay 15 gün hapis cezası verilmesi; cezanın para cezasına çevrilmesi, parayı ödemediği takdirde hapis yatması” kararıyla sona erdi.
2007’den bu yana “hayvan beslemesinden klasik müzik sevmesine” varan çeşitli gerekçelerle Engin Yiğitgil’i ve dolayısıyla böyle bir şiddet uygulamayacağını savunan herkese bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki:
- Kadınlara yönelik şiddet, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsiz koşullar, erkekler lehine biriken güç ve egemenlikten kaynaklanır ve beslenir. Her sınıf, dil, din, siyasi görüşten erkek, kadınları sindirmek için bu yöntemi kullanabilir. Yani arabesk, caz ya da klasik müzik sevmek kadınlara yönelik şiddetin bir yöntem olarak kullanılıp kullanılmayacağını belirlemekte ayırt edici bir unsur değildir.
- Benzer durumlarda hiçbir bahane aramaksızın, uluslararası hukukta olduğu gibi kadının beyanı esas alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, genellikle gücün ve tahakkümün devamlılığı ve pekiştirilmesi için kullanılan bir araç olarak şiddet, genelde güçsüz olan üzerinde daha kolay uygulanır ve güçsüz olanın açıklaması ve karşı çıkması zordur. Çünkü bu güç ilişkileri içinde inkar edilmesi, üstünün örtülmesi daha kolay mümkün olur. Bir kadının bütün bu eşitsiz koşullara rağmen bu şiddeti ifşa ettiği durumda beyanı esas alınmalı, hiçbir şekilde şiddete uğrayan kadını yargılayan, zihinsel ve duygusal bütünlüğüne bir kez daha zarar verecek
Şiddet ve ayrımcılığın olmadığı sinema sektörü ve film festivallerine kavuşmak üzere, suçu Yargı tarafından da sabitlenen Engin Yiğitgil’i tekrar istifaya çağırıyor, bu suçu kurum kimliğinin arkasına gizleyerek ya da “hayvan ve müzik sevgisi” gibi gerekçelerle destekleyenlerin de davalara muhatap olan herkesten özür dilemesini, bundan sonra ilgili herkesin, kadınlara yönelik şiddet söz konusu olduğunda şiddetten yana değil şiddete karşı konum almasını bekliyoruz.
Altın Portakal tacizcisi Engin Yiğitgil'e 'kadına şiddet' cezası!