İlk kitabı “Kadın Argosu Sözlüğü” 2000 yılında yayınlanan ve ardından argo üzerine pek çok kitap hazırlayan Filiz Bingölçe yaşamını yitirdi. 1965 yılında doğan Bingölçe aynı zamanda AltÜst Yayınları’nın kurucularındandı. “Osmanlı Argosu Sözlüğü”, “Futbol Argosu Sözlüğü”, “Asker Argosu Sözlüğü” ve “Kadın İş Türküleri” gibi kitapları AltÜst Yayınları etiketiyle basılmıştı.
Kültür Servisi'nin haberine göre, İlk kitabı “Kadın Argosu Sözlüğü”nün basılmasından hemen sonra hakkında “müstehcenlik” suçlamasıyla dava açıldı. Savcılığın toplatılma talebi mahkeme tarafından reddedilmiş ancak süreç 2004 yılına kadar sürmüştü. Filiz Bingölçe kitabını şu cümlelerle anlatmıştı:
"Bu sözlüğün öncelikli kaynakları kadınlardır. Etrafımızda gördüğümüz, karşılaştığımız, bildiğimiz, büyük kent merkezlerinde ya da ilçelerinde yaşayan kadınlar. 2500'ü aşkın yüz yüze görüşüp, sözcük topladığım bu kadınların anneleri, anneanneleri, babaanneleri de dolaylı olarak bu sözlüğün 'eski toprak' kaynakları oldular... 'Argo en mazlum olduğu anda en saldırgan olabilendir,' diyor Hulki Aktunç. Bence de öyle. Bu sözlüğün kaynaklarının çoğu şüphesiz 'temiz aile' kadınları. Örneğin hemşireler, hasta bakıcıları, doktorlar, ev kadınları, öğrenciler, işçi kadınlar, gazeteci kadınlar, memureler, kuaförler, ağdacılar... Kadınların yaratıcılıklarını, fantezilerini, neyle nasıl alay ettiklerini görmek mümkün bu sözlüğün sayfalarında. Eksik kalan parçalar var. Örneğin hapishanelerdeki kadınlarla hiç temasa geçilemedi, genelevlerdeki kadınlarla da istenen ölçüde temas sağlanamadı. Kırsal alanın yerel söyleyişlerine pek girilemedi.
Bu sözlüğün asıl karakteri sözlü kültüre dayanmasıdır. Bir dil oyunu mu bu? Kadınlar arası tanışıklığı mı güçlendiriyor? Erkeklere kapalı bir üstünlüğü mü kanıtlıyor? Bir dil bağıyla kopmaz bir doku mu oluşturuyor? Şifrelerle anlaşma çabası mı? Hayatı kendi dünyasıyla karşılama gayreti mi?İşte tümü burada... Güzeller ve lanetliler, geceleyin sevecenliği gelenler, çöplük turnaları, yüzü yaralılar, ciciği bereliler, şekli bozulmuşlar, rahmi alınmışlar... Bu dili ya ben koparırım, ya onlar.”