Politika

İran Cumhurbaşkanı Reisi ve heyetinin hayatını kaybetmesi sebebiyle 1 günlük yas ilan edildi

"Reisi'nin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı"

20 Mayıs 2024 20:00

T24 Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine, Beştepe'de bir araya geldi. 3 saat süren toplantıda, masada kritik başlıklar yer aldı. Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi ve heyetinin vefatı nedeniyle İran halkının acısını paylaşmak için 1 günlük milli yas ilan edildiğini açıkladı.

TIKLAYIN - Helikopter kazası geçiren İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi hayatını kaybetti

Konuşmasında, AKP hükumeti döneminde yapılan anayasa değişikliklerinin "mevcut anayasanın artık kangrene dönüşmüş sorunlarını" giderdiğini söyleyen Erdoğan, mevcut anayasayı "yamalı bohça"ya benzeterek, bu anayasanın yeni Türkiye'yi taşımasının mümkün olmadığını söyledi. Boşanma oranlarının yükselmesi ve doğum oranlarının düşmesinin kaygı verici olduğunu da söyleyen Erdoğan, "3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Pek çok kez eleştiriye uğradık. Maalesef zaman bizi öngörülerimizde haklı çıkardık. Nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Komşu ülkelerden hükumet ve devlet başkanlarını ülkemizde ağırladık. Kuveyt emirinin ziyaretiyle diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 60. yıl dönümünü manasına uygun şekilde idrak ettik.

Azerbaycan'ın Karabağ zaferi sonrasında Ermenistan ile yürüttüğü barış görüşmelerini yakından takip ediyoruz. 4 köyün Azerbaycan'a iadesi kararını memnuniyetle karşıladık. Bu tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini vurguladık. Azerbaycanlı kardeşlerimiz barış isteyen taraf olduklarını defalardır gösterdiler.

Bölgemizin istikrarsızlığından beslenen yabancı güçlerin oyunlarına gelinmemelidir. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceğiz.

"Yamalı bohçaya dönüşen 82 anayasasıyla ağır aksak bugünlere gelebildik"

Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pek çok adım attık. Hükumetlerimiz döneminde gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri, mevcut anayasanın artık kangrene dönüşmüş sorunlarını giderdi. Yamalı bohçaya dönüşen 82 anayasasıyla ağır aksak bugünlere gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü darbe anayasasıyla karşıladık ve geçirdik. Bunu Türk siyaseti adına bir eksiklik olarak gördüğümü daha önce de dile getirdim. Ne yaparsak yapalım anayasaya darbecilerin zerk ettiği vesayetçi ruhu ortadan kaldıramadık. İleri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa. Bu hakikati sadece biz değil, hukukçular da sık sık ifade ediyor.

"Mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değil"

Gelinen aşamadan şunu çok net görebiliyoruz; mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değildir. Yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Biz bunu kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'nin, milletimizin buna ihtiyacı var. Gelecek nesiller özgürlükçü bir anayasa ile yönetilmeyi hak etmektedir. Siyaset kurumu, sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal teslimiyete ve temsiliyete, olgunluğa sahiptir. Türk demokrasisi yeni ve sivil bir anayasayı ülkemize kazandırarak darbe geleneği ile hesaplaşmasını tamamlamalıdır.

Yeni anayasa sadece siyasetin konusu da değildir. Sivil toplumun, akademinin, baroların, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ediyoruz. 

"SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3 ülke arasındayız"

Türkiye'nin tarih yazdığı alanların başında hiç kuşkusuz savunma sanayi vardır. 2002 yılında yüzde 80 oranında dışa bağımlıyken bugün savunma ihtiyaçlarımızın neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşılıyoruz. Kendimizle birlikte dost ve kardeş ülkelerin de taleplerini tedarik etmeye başladık. Bundan 10 sene önce 1,2 milyar dolar olan savunma ihracatımız 4,5 kat artışla 2023 yılında 5.5 milyar dolara yükseldi. Geçen sene 185 ülkeye savunma sanayi ürünü ihraç ettik. SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3 ülke arasındayız.

Şu anda Afrika'dan Avrupa'ya 50'den fazla ülke Türk şirketlerinin ürettiği insansız hava araçlarını kullanıyor. İHA'lar, sadece askeri alanda değil, tabi afetlerde, arama kurtarma faaliyetlerinde de kritik rol oynuyor. Manavgat'taki orman yangınından 6 Şubat depremine kadar pek çok afette İHA'ların ne kadar büyük imkan olduğunu tecrübe ettik. 

"Reisi'nin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı"

İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bayraktar Akıncı İHA, İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama-kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi. Akıncı, zorlu hava şartlarına rağmen bölgede 7,5 saat arama-tarama faaliyeti yaparak toplam 2 bin 100 kilometrelik uçuş gerçekleştirdi. Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü.

Savunma sanayimizin ülkemizdeki belirli çevreler tarafından sık sık hedefe konduğunu biliyoruz. Tüm itibar suikastine rağmen özveriyle çalışan savunma şirketlerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Miçotakis'in Türkiye ziyareti: Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ziyareti, ilişkilerimizde yeni bir sayfa açma irademizin en son göstergesi oldu. Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan, komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan ile temaslarımızın artmasından memnunuz. Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz ama ortak menfaatlerimizin olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Bunun sabır ve dirayet gerektiren bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sayın Miçotakis'in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Satın Miçotakis'in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Risklerin farkında olarak süreci kararlılıkla ilerleteceğiz. 

Türkiye, uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz. Bir diğer komşumuz Gürcistan ile iş birliğimizi geliştirme irademizi de sayın başbakan ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduk. Organize güç şebekeleri ve FETÖ ile mücadelede Gürcistan'ın daha fazla desteğini almayı ümit ediyoruz.

Kim ne derse desin bizim çiftçimizin, tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. 

"Aile risk altında; boşanma oranları artıyor, çocuk sayısı azalıyor"

Ne mutlu bizlere ki, aileye değer veren, aile yaşantısını önemseyen, mukaddes sayan bir köklü geleneğe sahibiz. Aile Türk toplumunun temelidir, tespitini yapan anayasamız devletin aileyi koruma görevlerini tek tek sıralamıştır. Alkol, içki, uyuşturucu gibi insan sağlığını ve aileyi tehdit eden belalarla mücadelede geniş bir yelpazede devletin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir. Aile, kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahade ediyoruz. Kitle iletişim araçlarının ailevi değerleri göz ardı eden yayınları, ahlaki ve kültürel yozlaşma sürecini beraberinde getiriyor. Küreselleşme ile birlikte çeşitlenen arzi durumlar, toplumun çekirdeği olan aileyi pek çok riskle yüz yüze bırakıyor.

Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları, buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Çocuk sahibi olmak, aileler için sürekli ertelenen bir durum haline geldi. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor. Bu küresel trendden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz.

"3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk, eleştiriye uğradık"

TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Buna göre 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51'e gerilemiştir. Yani nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir bir felakettir. Biz bu tabloyu gördüğümüz için sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Tavsiyemizden dolayı pek çok kez eleştiriye uğradık. Maalesef zaman bizi öngörülerimizde haklı çıkardık. Nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönemde bu konuda daha kararlı olacağız. 

Sadece boşanma ve evlilikten uzaklaşma değil, küresel cinsiyetsizleştirme projeleri de aileyi tehdit ediyor. Çok uluslu şirketler, kurumlar ve belli başlı devletler cinsiyetsizleştirme projelerini alenen destekliyor. Bu akımları fonlayanların amacının hak ve özgürlük olmadığını biliyoruz. Sapkın akımların meşrulaştırılmasına itiraz etmenin siyasi ve ekonomik maliyeti giderek yükseliyor. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor.

Eurovision yarışması: Bu tür etkinliklerde normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız

Bunun dünyada nasıl vahim boyutlara ulaştığına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk. Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva atları olduğu açıktır. Bu tür uluslararası etkinliklerde giyimi, tavrı ve sözleriyle normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız hale geldi. Bunun bilinçli bir politika olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye'yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz. Biz aynı çizgide kalmaya devam edeceğiz. 

İmamoğlu'nun Roma seyahati

31 Mart yerel seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketiminin yaygınlaştırılması oluyor. Milletin ona derdi, beklentisi ve talebi varken bu politikalar düşündürücü olduğu kadar kaygı verici. Kimse kusura bakmasın, belediyelerin görevi gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivaline götürmek değil gençlerimizi alkol belasından uzak tutmaktır. Aile müessesesi ile bireyin ruh ve vücut sağlığını tehdit eden her türlü politikanın karşısındayız. Güçlü aile yapısının tesisi için üzerimize düşen her görevi sorumluluk bilinciyle adım adım fert fert planlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

TIKLAYIN - Fatih Altaylı'dan İmamoğlu'nun gazetecilerle çıktığı Roma seyahatine eleştiri: Muhalefetin AKP’den ne farkı var demezler mi adama!

Deprem bölgesindeki Yerinde Dönüşüm projesi

Yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim etmeyi hedefliyoruz. Yerinde Dönüşüm projesine başvurular 256 bine ulaştı. Depremzede şehirlerimizde yapılacak altyapı projeleri için yerel yönetimlere hibe desteği sağlıyoruz. Şu an projelendirme çalışmaları sürdürülüyor. Deprem bölgelerimizi yeniden ayağa kaldırıncaya kadar gecemizi gündüzümüze katıp, koşturacağız.

1 günlük milli yas

Reisi ve beraberindeki üyelerin vefatından derin üzüntü duydum. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti adına kardeş İran halkına en samimi taziyelerimi iletiyorum. Kabine toplantımız esnasında Cumhurbaşkanı vekili ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim.

İran bizim sınır komşumuz, İran halkı da bizim kardeşimizdir. Asırlardır aynı coğrafyayı paylaşıyoruz. İran'ın Filistin davasına verdiği güçlü desteği takdirle karşıladık. İran'a karşı uygulanan tek taraflı yaptırımlara katılmayarak komşuluk hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Merhum Reisi'yi Ankara'da ağırlamış, imzaladığımız 10 anlaşmaya ilişkilerimizi ileriye taşımıştık. Helikopter kazasından sonra İran makamlarıyla temasa geçerek arama kurtarma çalışmalarına katkı vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kabine toplantımızda İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık. İranlı kardeşlerimizin tekrar başı sağ olsun diyoruz."