İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, “500 bin ataması yapılmayan memleket evladı, öğretmen olabilmek için dirsek çürütsün, KPSS kursuna gitsin, para harcasın, 10 yıl atanamasın, ama bir kişi Cumhurbaşkanlığı kararıyla öğretmen atansın. Hem de Ankara’nın göbeğine, Keçiören’e. Bu 500 binin üzerinde olan ataması yapılmayan öğretmene ne cevap vereceğiz? Bakana sordum, ‘tık’ yok. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’a sordum, cevap yok. Milli Eğitim Bakanı olmak, böyle kafasına göre atama yapma hakkını kendisine veriyor mu? Bunu Sayın Mahmut Özer’e soralım. Başka bir ülkede olsa o bakan bir dakika bile o koltukta oturamaz. Bu ülke hukuksuzluğun, yolsuzluğun, yandaş kayırmanın cenneti haline geldi adeta” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda bugün, İyi Parti’nin hülle yolu ile yapılan öğretmen atamalarının araştırılması için daha önce verdiği araştırma önergesinin doğrudan gündeme alınması önerisi görüşüldü. Öneri, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk, şunları söyledi:
“Sayın Cumhurbaşkanı, 'yolsuzluğu biz hallederiz' diye bir cümle kullandı; inşallah diyelim"
“Sayın Cumhurbaşkanı, 'yolsuzluğu biz hallederiz' diye bir cümle kullandı; inşallah diyelim. Halledilmesi bakımından bir yolsuzluk da ben söyleyeyim. Öğretmenlerin ilk ataması, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'ne göre yapılır. Bu yönetmelik dışında Cumhurbaşkanı, bakan, hiç kimse öğretmen atama yetkisine sahip değildir. Hiçbir kanun da bu mevzuatın üzerinde bir yeni öğretmen atama şekli dayatamaz. Ama ne olmuş biliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı kreşine sözleşmeli birini alıyorlar, bu kızımız daha sonra Keçiören Nuri Pakdil Anadolu Lisesi'ne İngilizce öğretmeni olarak atanıyor.
"500 binin üzerinde olan ataması yapılmayan öğretmene ne cevap vereceğiz?"
500 bin ataması yapılmayan memleket evladı öğretmen, öğretmen olabilmek için dirsek çürütsün, KPSS kursuna gitsin, para harcasın, 10 yıl atanamasın, ama bir kişi Cumhurbaşkanlığı kararıyla öğretmen atansın. Hem de Ankara’nın göbeğine, Keçiören’e. Bu 500 binin üzerinde olan ataması yapılmayan öğretmene ne cevap vereceğiz? Bakana sordum, ‘tık’ yok. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’a sordum, cevap yok.
Benim tespitim bir kişi, ama gerçekten bir kişi mi? Bunu bilmiyoruz. 500 binin üzerinde ataması yapılmayan memleket evladının alın teri, emeği sizin için ne kadar önemli, göreceğiz. Bu bir kişi dışında daha kaç kişi atandı acaba? Bunu araştırmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevidir, ataması yapılmayan 500 binin üzerindeki evladımıza, gencimize borcumuzdur. Onun için elinizi vicdanınıza koyun ve bu teklifimize lütfen cevap verin. Bu nasıl olabilir? Atama usulü bellidir; ilk atama, yerinden atama, kurumlar arası yerinden atama, milli sporcuların atanması, engellilerinin atanması. Bu atama şekillerinin hiçbirisine, hiçbir kapsamına girmeyen tam bir üçkağıtla atama yapılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Yolsuzluğu biz hallederiz’ diyor. Buyurun.
"Milli Eğitim Bakanı olmak, böyle kafasına göre atama yapma hakkını kendisine veriyor mu?"
Milli Eğitim Bakanı olmak, böyle kafasına göre atama yapma hakkını kendisine veriyor mu? Bunu Sayın Mahmut Özer’e soralım. Başka bir ülkede olsa o bakan bir dakika bile o koltukta oturamaz. Bu ülke hukuksuzluğun, yolsuzluğun, yandaş kayırmanın cenneti haline geldi adeta. Kul hakkı yiyorsunuz, bir kişinin de değil. Başta Mahmut Özer’i ve bu konuda dahli olan her kim varsa hepsini, bu 500 bin memleket evladı adına şiddetle, İYİ Parti adına kınıyorum."
İyi Parti'nin grup önergesi hakkında söz alan CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise şöyle konuştu:
"Haluk Koç, 2015 yılında 300 isim söyledi"
“2015 yılında Ankara Milletvekilimiz ve CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcümüz Haluk Koç, 300 ismi bu şekliyle, tek tek isimleri açıklayarak, hangi kurumdan hangi kuruma geçtiğini açıklamıştı. Yani bunlar yeni şeyler değil, sürekli yaptıkları iş. Hele hele son günlerde, sağlık ocaklarından alınan raporlar, KPSS'ye girmeden devlet memurluğuna geçirilip daha sonra da kamu çalışanlarının haklarını gasp eden günde ortalama 20-30 kişinin aynı durumda olduğunu biliyoruz. Bu duruma eğer itibar etmiyorsanız gelin, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu iş için araştırma komisyonu kuralım, araştıralım. İyi Parti’nin bu önerisi eğer haksız bir öneriyse diyelim ki ‘Haksızlık yaptınız’. Ama biz biliyoruz, isim isim biliyoruz. İsmail Hocam bir isim söyledi, ben dört isim söylerim ama Haluk Koç 2015 yılında 300 isim söyledi. Bu durumu bir an önce çözmek zorundayız. Eğer 13 sendika bir araya gelmiş, 2 Kasım’da iş bırakma kararı almışsa işte sebep olan bu durumdur.
"19 Kasım’da yapılacak sınav, usulsüz bir sınav olacak"
19 Kasım’da siz, öğretmenleri sınava tabi tutacaksınız. Hangi yeterlilikle Milli Eğitim Bakanı bu sınavı yapacak, söyler misiniz? 31 Temmuz’da KPSS'de sorular çalındı, hırsız yok ortada. 18 Eylül’de benzer sorular çalındı, hırsız yine yok ortada. 41 can gitti, yine katiller ortada yok. Allah aşkına söyler misiniz; bir hırsızlık olduğunu Devlet Denetleme Kurulu söylüyor, peki hırsız nerede? Hırsız piyasada yok. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi bu konuyu araştırmaktır. Bu konu araştırılsın. Buradan ilan ediyorum; 19 Kasım’da yapılacak sınav, usulsüz bir sınav olacak, haksız bir sınav olacak, yandaşı kayırmacı bir sınav olacak. Biz, atanamayan 2019 KPSS mağduru, 2020 KPSS mağdurunun sorunlarını çözelim, bu sorunlar çözülmemiş. İngilizce öğretmenleri 10 bin atama bekliyor, Cumhuriyet’in 100'üncü yılına girerken 100 bin öğretmen atayarak ücretli öğretmenlerin de hak mahrumiyetine son verelim.” (ANKA)