Yaşam

İstanbul'da 20 yılda çok şey değişti

Türkiye'de nefes alıp veren 6 kişiden birinin yaşadığı İstanbul'da son yirmi yılın rakamları incelendiğinde inanılmaz bir nüfus hareketi dikkat çekiyor.

27 Aralık 2010 02:00

T24 - Megakentte yaşayanların neredeyse 5'te 1'i İstanbul nüfusuna kayıtlı. İstanbul'da İstanbullu olmayanların başında gelen Sivaslılar 1990'da 317 bin kişiydi, 2000'de 375 bin ve 2009'da 681 bin kişiye ulaştı. İkinci sırada ise 516 bin kişiyle Kastamonulular var.

Türkiye'de nefes alıp veren 6 kişiden birinin yaşadığı İstanbul'da son yirmi yılın rakamları incelendiğinde inanılmaz bir nüfus hareketi dikkat çekiyor. Şehrin nüfusu her yıl 350 veya 400 bin artıyor.

Nüfusu 13 milyonu aşan Avrupa'nın en büyük şehri İstanbul en çok hangi illerden göç alıyor? 'İstanbul'daki Anadolu'yu en iyi göç rakamları gözler önüne seriyor.

1990 nüfus sayımında İstanbul'da yaşayanların illere göre dağılımında ilk 10 şöyleydi: Sivas 317 bin, Kastamonu 222 bin, Kars 214 bin, Giresun 210 bin, Ordu 163 bin, Trabzon 175 bin, Erzincan 150 bin, Malatya 141 bin, Sinop 135 bin, Rize 131 bin.

2000 nüfus sayımında Kars, Rize ve Erzincan'ın düştüğü listeye Samsun, Tokat ve Erzurum girdi. 2000 sayımına göre 'Şehr-i İstanbul'da' 375 bin  Sivaslı, 263 bin Kastamonulu, 245 bin  Giresunlu, 244 bin Ordulu, 214 bin Trabzonlu, 212 bin Samsunlu, 203 bin Tokatlı, 195 bin Malatyalı, 179 bin Sinoplu ve 186 bin Erzurumlu yaşıyordu.

1990 sayımına göre İstanbul'da Şırnaklıların sayısı 1412 ile son sırada yer alıyordu, 2000 yılında şehirde yaşayan Şırnaklıların sayısı 6 bin 615'e çıktı. 2000'de listenin sonunda 3 bin 795 kişiyle Hakkâri vardı.

2009'a gelindiğinde ise bambaşka bir İstanbul karşımıza çıkıyor: Sivaslı 681 bin, Kastamonulu 516 bin, Giresunlu 455 bin, Ordulu 453 bin, Tokatlı 396 bin, Samsunlu 373 bin ve Trabzonlu 357 bin.

Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemalettin Şahin'in verdiği bilgiye göre İstanbul'un en çok Gaziosmanpaşa, Esenler, Bağcılar ve Ümraniye ilçeleri göç alıyor.

İstanbul'un göç yükünü ise Antalya, Adana ve Mersin gibi Akdeniz kentleriyle İzmir, Manisa ve Denizli gibi Ege kentleri rahatlatıyor. Bu kentler olmasaydı bugün İstanbul'un nüfusu 20 milyona ulaşabilirdi.


İki büyük göç dalgası 1950 ve 1980-90 arası

1930'ların ortasında İstanbul'un nüfusu 800 binler civarındaydı. 1950'lerdeki sanayi hareketi ve ardından 1980-90'larda yaşanan sanayileşme İstanbul'daki göçün iki büyük dalgası oldu.

Megakentin 1980'lerdeki nüfusu 4-5 milyon arasındaydı. 1990 yılında 7 milyon olan nüfus, 2000'de 10 milyona yükseldi, 2010'da 13 milyonu geçti.


Kentin içinde birbirinden habersiz gruplar var

Sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin, bundan beş yıl önce İstanbul'daki göç dalgasını şöyle yorumlamıştı:

"İstanbul'a göç eden insanlar, aynı yerlere yerleşiyor, memleketliler mahalleleri oluşuyor. İstanbul'un içinde Anadolu'nun birtakım yerleşim merkezlerinin kopyaları, ikizleri oluşuyor. Ve bu insanların çoğunun İstanbul kentinin merkeziyle, ne iş, ne de sosyal yönden hiçbir alışverişi yok. Coğrafi olarak istanbul'da yaşıyorlar ama zihnen halen İstanbul'da yaşamıyorlar. Zihnen ve kültürel olarak sosyal alışkanlıkları, bırakınız İstanbullu olmayı, bir büyük kentli alışkanlığı bile değil. Dolayısıyla Türkiye'de kentleşme var ama kentlileşme yok.

Buna karşılık İstanbul'un yerli kültürünü özümsemişler arasında da, müthiş bir metropol yaşam biçimine yöneliş var. Burada kentin içinde müthiş bir ikilikten, birbirinden habersiz grupların arasında sosyolojik bir duvar örülmüş bir megakentten söz ediyoruz."