Gündem

"İstanbul Sözleşmesi"nden çekilme kararının iptali için dava üstüne dava

22 Mart 2021 13:09

T24 Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin ayrılmasına yönelik kararına karşı Danıştay’da davalar açılmaya başlandı. İptal davası açacağı belirtilen CHP’yi beklemeden çok sayıda kişi ve kurum Danıştay’da kararın iptali istemiyle dava açtı.

Avukat Figen Çalıkuşu, davanın dilekçesinde, "Cumhurbaşkanının bu şekilde bir Avrupa Konseyi sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi'ni feshedebileceği kabul edilirse, Cumhurbaşkanı kararıyla feshetme yolu bir kez açıldığında bu yolun nereye kadar uzanacağını kimse bilemez." ifadelerini kullandı. Eski Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu da bir müvekkili adına dava açtığını belirterek, matbu dava dilekçesi örneğini twitter hesabından paylaşarak, bütün kadınların bu dilekçeyle dava açabileceğini kaydetti.

Çalıkuşu, Danıştay’a açtığı davanın dilekçesinde, şu ifadeleri kullandı: "Sayın Daire; bir kadınım, bir anneyim, bir hukuk insanıyım, avukatım. Pek çok tecavüz, taciz ve şiddet davasına girdim. Benim ülkem her gün kadın cinayeti ile uyanıyor, en az dört kadın ya öldürülüyor ya şiddet mağduru oluyor ya tacize uğruyor. Bu ülkenin 42 milyon kadını için taciz, şiddet, tecavüz, öldürülme her zaman yakın bir tehlike olarak mevcuttur.

Ne yazık ki kadın erkek eşitliği insanlığın ilk dönemlerinden beri dünya üzerinde aşılamayan, varlığını sürdürmeyi başaran en temel sorundur. Anayasa’da garanti altına alınan eşitlik ilkesini ve yaşam hakkını güçlendiren, 46 ülke tarafından imzalanan, benim ülkemin partili Cumhurbaşkanı da bir zamanlar çok övündüğü, kadınları koruması amacıyla imza edilen İstanbul Sözleşmesi olarak anılan sözleşmeyi feshetti. Hukuk devletinde kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin sağlanması ve korunması esas olduğundan, kişilere etkili hak arama olanağı sağlayan güvencelerin de tanınması gerekmektedir
."

İstanbul Sözleşmesi’nin amaçlarını özetleyen Çalıkuşu, "Yasayı, Anayasayı bir kenara koyun, bu amaca yönelik bir sözleşmenin feshedilmesini haklı kılar makul bir sebep olabilir mi? Makul bir sebep olmadığı bir yana, otuz bir yıllık hukukçu birikimime dayalı olarak, tüm kadınlar için her an yakın tehlike olan şiddetin her türlüsünde koruma, önleme ve caydırıcılık imkanı sağlayan İstanbul Sözleşmesi’nin, bir Cumhurbaşkanlığı Kararı ile feshedilmesinin hukuka uyarlı olmadığına inancım ile iptali istekli bu davayı açıyorum ve kabulünü diliyorum" dedi.

"Sözleşme ayakta ve varlığını sürdürüyor"

Çalıkuşu, gerekçelerini şöyle aktardı: "Çok taraflı bir sözleşme feshedilemez. Sözleşme halen ayaktadır, varlığını sürdürmektedir. Uluslararası hukukta, uluslararası sözleşmenin kendisi çekilmeye izin vermiş ise, bu sözleşmeden taraflar çekilebilir. Ancak iptali istenen Cumhurbaşkanlığı Kararı ile çekilme değil fesih iradesi bildirilmiştir. İlk aşamada bu hali ile yasal bir keyfiyet ve dayanağı hukuka uyarlı değildir.

Cumhurbaşkanı imzası ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi için alınan kararın dayanağı olarak 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. maddesi olarak gösterilmiştir. İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı Kararnamesi’ne neden konu edilemez. Kanunla TBMM tarafından onaylanması uygun bulunan uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamaya karar yetkisi TBMM’ye aittir. Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bu yetki kullanılamaz.


Cumhurbaşkanlığı Kararı ile uluslararası andlaşma olan İstanbul Sözleşmesi’nin hükümden düşürülmesinde yetki gaspı nedeniyle hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. Anayasada yer alan “siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez” hükmü de Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine engeldir. Zira İstanbul Sözleşmesi Anayasa’nın en temel hakları olan “eşitlik hakkı” ile “yaşam hakkını” güçlendiren hükümler ihtiva etmektedir."

"Yürütmeyi durdurma talebi"

Çalıkuşu, dilekçesinde, "İstanbul Sözleşmesi'nin koruyucu, önleyici ve caydırıcı etkisinden yoksun kalınması, toplumda zaten çok fazla olan şiddet ve ölümleri cesaretlendirecektir. Uluslararası sözleşmeleri fesih yetkisi, sıradan bir yetki değildir. Cumhurbaşkanının bu şekilde bir Avrupa Konseyi sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi'ni feshedebileceği kabul edilirse, Cumhurbaşkanı kararıyla feshetme yolu bir kez açıldığında bu yolun nereye kadar uzanacağını kimse bilemez.

Bu keyfi ve kontrolsüz yetkinin kullanılması ile hem toplum hem de devlet bekası için çok tehlikeli sonuçların hasıl olması mümkündür. Bu durum, telafisi imkansız zararlara sebebiyet verme yönünde kesin ve kuvvetli bir sebep teşkil edecektir. CB Kararının uygulanması halinde bu telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleştiğinden yasal cevap hakkı ve süreler beklenmeden ivedi olarak yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini de talep etmekteyim
."

TIKLAYIN | İstanbul Sözleşmesi için Danıştay'da dava açıldı

Dernekten de dava

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararına karşı Danıştay’da dava açtığını duyurdu.