Yaşam

İstanbul civarında bulabileceğiniz dört doğal gıda pazarı

Hülya Ekşigil: Şile, Kilyos ve Silivri’deki alternatif çiftlik ve pazarların ortak noktası, toprakla haşır neşir yaşamaktan zevk duyan insanlar tarafından başlatılan girişimler olmaları

29 Ocak 2021 15:08

T24 Yaşam

Yemek kültürü yazarı Hülya Ekşigil, tarımda genetiğiyle oynanmış tohum kullanılan ve tarım ilacına boğulan bilinçsiz bir üretimin olduğunu ama zaman içinde bunu tersine çeviren bir değişimin de başladığını söyledi. 

Ekşigil, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin üç ayda bir çıkan ‘İST’ isimli dergisi için kaleme aldığı yazıda İstanbul’un etrafındaki köylerde özenle üretilmiş lezzetlere ulaşılabileceğini ve varlıklarının, bulundukları yerdeki tarım ve beslenme anlayışını da etkilerken, ‘iyi gıda’ya giden yolda da yeni heveslerin oluşmasını sağladığını belirtti.

Ekşigil’in hazırladığı İstanbul ve çevresindeki doğal gıda pazarları listesi ise şöyle:

Şile Yeryüzü Pazarı: Aracısız buluşma yeri

2012’den beri cuma ve pazar günleri kurulan Şile Yeryüzü Pazarı'nda 40 kilometrelik bir alan içinde yaşayan 36 üreticinin ürünleri satılıyor. Slow Food Şile Palamut Birliği’nin kurucusu Fatma Cam Denizci’nin önayak olduğu pazar Ovacık Köyü Kadın Tohum Derneği, Şile Turizm ve Tanıtma Derneği, Şile Belediyesi ile Kaymakamlık desteğine de sahip.

 

Yeryüzü Pazarları, yerel yemek kültürünü ve üreticisini korumayı amaçlayan küresel örgüt Slow Food’un belirlediği kurallar çerçevesinde kurulan yerel pazarlar. En önemli özelliği mevsimsel, doğal ürünleri aracısız, üretici eliyle doğrudan halka ulaştırması. Dolayısıyla, kurutulmuş ısırgan satan köylüden bu otun nerede nasıl kullanılabileceği bilgisini, ekmek satandan içindeki unun çeşitlerini öğrenmek de tanımadığınız bir malzemeyi değerlendirmek için öneriler almak da mümkün. Atalık tohum kullanan üreticilere gerekli eğitimler veriliyor ve hepsi gıda ve ziraat mühendisleriyle zabıta tarafından sürekli denetleniyor.

Şifa Köy'ün ağır topu ‘butik’ yeşillik

Yine Şile’de bulunan Şifa Köy, sahibesinin 2017 yılında büyük bir hevesle hayata geçirdiği, her geçen gün geliştirdiği ve geleceği için de hayaller kurduğu bir çiftlik. Enerji terapisti Merve Tüfekçi’nin şifayla ilgili araştırmaları sırasında sağlıklı beslenmenin her konuda şifaya kavuşmanın ilk adımı olduğunu keşfederek çıktığı bir yol bu. Şimdi 40 dönümün üzerinde bir arazide beş ayrı serada gerçekleştirdiği organik üretim her türlü mevsimsel sebzeyi ve bölgenin meyvelerini içeriyor. 34 keçilik bir ağılı da olan çiftlikte sütün ancak bollaştığı zaman satışı yapılıyor. Yoğurt hatta peynir üretebildikleri zamanlar da var. Konserve, reçel, turşu, kurutulmuş sebze ve ot türü yan ürünler daima bulunuyor.

 

 Ama çiftliğin ağır topu, tohumlarını büyük bir özenle seçip bebek gibi bakarak yetiştirdikleri her türlü sebze ve yeşillikler. Orada gördüğüm kuzukulağının, pazının bir benzeri başka yerde karşıma çıkmadı. Dolayısıyla, fiyatları da organik pazarların üzerinde, butik bir üretime uygun fiyatlar. Dere kenarındaki oturma kısmında özel buluşmaların ve yemeklerin organize edilebildiği çiftliği, Instagram’daki @sifakoyu hesabından takip edebilir, haftalık ürün listesine abone olabilirsiniz. Şifa Köy’e gidip yerinde alışveriş yapmak da mümkün, online sipariş vermek de. Ama sırf kar beyazı Saanen cinsi keçilerini görüp sevmek için bile bir Şile yolculuğu yapmaya değer.

Pulat Cafe: Malzeme kendi çiftliğinden 

Bir diğer durak, İstanbul’dan Trakya yönüne yola çıkarak varılan Silivri’deki Pulat Çiftliği. Bu ad çoğunuza tanıdık gelecek çünkü sahibesi Zeynep Pulat Arpacıoğulları, Kuzguncuk’taki ünlü Pulat Cafe’nin de kurucusu. Aslında bu kafe de işin ikinci durağı.

Bugün bir dükkân-kafe olarak servis veren mekânda çiftliğin üretimi olan tarhana, salça, soslar, ekmekler, üzüm, yumurta gibi doğal ürünler satılıyor ve bu malzemenin kullanıldığı yemekler yenebiliyor. Burada ayrıca kendi üretimleri olmayan ama özenle üretildiğini bildikleri, Tosya’dan karakılçık pirinci ve Kastamonu’dan siyez buğdayı gibi ürünlere de yer veriliyor.

Çiftlikte sürekli yeni ekim-dikim yapılıyor. Üzüm bağları yenilenmiş. Sadece eski bağlardan birini koruyup evlerinin yanına dikmiş ve üzümüne de babalarının anısına Yüksel adını vermişler. Önümüzdeki dönemde arılarla dölleme yöntemini ve Kudret Tezel danışmanlığında topraksız tarımı deneyecekler. İnternet satışlarına bir süreliğine ara veren çiftliğin ürünleri şu anda kafenin dükkânından alınabiliyor. Yeni ürünler ve satış yöntemleriyle ilgili gelişmeleri çiftliğin Instagram hesabı @pulatciftligi’nden izlemek mümkün.

Tatil köyü gibi yumurta çiftliği: Ymrt Farm

Kilyos, Kumköy’de kapısında Ymrt Farm yazan ama neredeyse bir tatil köyünün önünden geçtiğiniz hissini veren bir yer göreceksiniz. Ağaçlar arasındaki yapıların bungalov değil kümes olduğunu ancak etraflarında dolaşan yüzlerce tavuğu gördüğünüzde anlayabilecek ve bir yumurta çiftliğinde olduğunuzu nihayet fark edeceksiniz. Benzerini görmediğim güzellikteki ahşap kümesler 2 bin 500 kadar yumurta tavuğunu barındırıyor. Oysa üç yıl önce sadece beş tanelermiş.

Mevsimine göre günde bin ila bin 400 arasında yumurta üreten, on bir tavuk cinsi ile göz alıcı horozları barındıran bir yer burası. Özenle bakılıp özel yem karışımlarıyla besleniyorlar. Kazlar ve ördekler de var ama onlar sadece çalışanların ve ziyaretçilerin göz zevki için ortalıkta salınmakla yükümlüler, üretim yapmaları beklenmiyor.

Haftanın her günü uğrayıp tadı damağınızda kalacak yumurtalardan alabilir, bahçesindeki tahta masada ördekleri seyrederek bir ‘doğa molası’ verebilirsiniz. Ayrıca Keşan’da kendilerine ait arazilerden ceviz ve badem, Biga’daki çeltik tarlalarından beyaz ve esmer pirinç geliyor Ymrt Farm’a. Eğer yolunuzu düşüremezseniz, Instagram hesabından abone olabilirsiniz. Her hafta salı ve perşembe günleri Avrupa, cuma günleri ise Anadolu Yakası’na sevkiyat yapıyorlar.

Yazının tamamını okumak için tıklayın