Lübnan'da Hizbullah mensuplarının çağrı cihazlarını "aynı anda" patlatması sonrası çok sayıda kişinin ölmesi ve yaralandığı olay, İsrail tarafından resmi olarak henüz üstlenilmedi. İsrail medyası saldırıyı, Netanyahu hükümetinin Hizbullah’a karşı strateji değişikliği olarak değerlendirirken daha önce benzer saldırıların ABD ile birlikte İran’a karşı gerçekleştirildiği belirtildi.
Lübnan’da Hizbullah’ın iletişim kurmak için kullandığı çağrı cihazlarının patlaması sonucu en az 9 kişinin öldüğü, 3 bine yakın kişinin de yaralandığı bildirildi.
Hizbullah’a yönelik gerçekleştirilen saldırı İsrail medyasında “Yeni ve farklı bir saldırı beklentisinin gerçekleşmesi” olarak yorumlandı. Arap SKY Haber’in konuyla ilgili haberini kaynak gösteren Haaretz gazetesi, Mossad’ın, telsizlerin pillerine patlayıcı yerleştirdiği ve bunların ısısını artırarak patlamaya neden olduğunu yazdı. Haberde, “Arap medyası, Mossad'ın Lübnan'da patlayan radyoları Hizbullah görevlilerine ulaşmadan önce ele geçirdiğini bildiriyor. Arapça Sky News, Mossad'ın telsiz pillerinin arasına PETN patlayıcı yerleştirdiğini, patlamanın pillerin sıcaklığının artmasından kaynaklandığını bildirdi. Lübnan'daki bir güvenlik kaynağının El Cezire'ye aktardığı bilgiye göre, patlayıcının ağırlığı 20 gramı geçmedi” denildi.
“Karmaşık bir operasyonun sonucu”
Haaretz'e konuşan araştırmacı ve konuya yakın kaynaklar, yaygın saldırının, telsizlerin pillerinin aşırı ısıtılması, kötü amaçlı yazılım kullanılması veya cihazlara patlayıcı yerleştirilmesi yoluyla gerçekleştirilebileceğini açıkladı. Cihazların Hizbullah’a ulaştırılmasının karmaşık ve hassas bir istihbarat faaliyeti gerektirdiği ifade edilen haberde, patlamaları kimin gerçekleştirdiğine bakılmaksızın örgütün iletişim sistemine derinlemesine nüfuz etmeyi gerektiren karmaşık bir operasyonun sonucu olduğu aktarıldı.
FÜSUN SARP NEBİL YAZDI | Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl patlatıldı?
14 saat önceki açıklama eylem işaretiymiş
Haaretz’de olaya ilişkin analizde, patlamaların İsrail’in, Hizbullah’a karşı strateji değişikliğine işaret ettiği belirtildi. Çağrı cihazlarını, Beyrut'tan Şam'a aynı anda yüzlerce Hizbullah savaşçısı ve mensubunun eline geçecek şekilde düzenlemenin, bir gecede yapılabilecek bir şey olmadığı ifade edilen analizde, Hizbullah’ın tehdidi nedeniyle ülkenin kuzey bölgesinden göç eden İsraillilerin evlerine dönmesine yönelik başbakanlık tarafından patlamadan 14 saat önce yapılan açıklamaya dikkat çekildi. Analizde şu ifadelere yer verildi:
“Başbakanlık Ofisi salı günü saat 02.36'da bir açıklama yaparak, güvenlik kabinesinin mevcut savaşın hedeflerini "Kuzey sakinlerinin güvenli bir şekilde evlerine dönmesini" de kapsayacak şekilde güncellediğini duyurdu. Kısa açıklama şu şekilde sonuçlandı: "İsrail bu hedefi hayata geçirmek için harekete geçmeye devam edecek.
“Tesadüf mü?”
On dört saat sonra, Lübnan'ın dört bir yanında ve hatta Şam'da Hizbullah üyelerinin ceplerinde ve çantalarında yüzlerce kablosuz çağrı cihazı patladı, 2 bin 800'den fazla kişi yaralandı ve terör örgütüne önemli bir fiziksel ve manevi darbe vuruldu. Tesadüf mü? Muhtemelen hayır. Salı akşamı itibariyle İsrail, aksiyon filmlerine konu olan saldırıyı üstlenmedi ancak Lübnan, Hizbullah ve diğerleri parmaklarını doğrudan İsrail'e doğrultuyor.
“Hizbullah içinde kaos yarattı”
Eğer gerçekten de bu yenilikçi saldırının arkasında İsrail varsa ve bunun çok daha büyük bir İsrail askeri eyleminin habercisi olup olmadığı henüz netleşmeden önce – bu durum Hizbullah içinde kaos yarattı, yüzlerce savaşçısını en azından birkaç gün, hatta daha uzun süre etkisiz hale getirdi ve örgütün iletişim kurma becerisi konusunda karmaşa yarattı – bu durum birkaç faktörü ortaya koyuyor: Birincisi, güvenlik kabinesinin savaşın amaçlarını güncellemesi anlamsız değildi.
Lübnan'da Hizbullah militanlarının çağrı cihazları eş zamanlı olarak patlatıldı; 9 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 800 kişi yaralandı
60 bin yerinden edilmiş İsrailli!
İsrail'in, çağrı cihazları aracılığıyla çağrı cihazı taşıyan Hizbullah mensuplarına saldırmak için 60 bin yerinden edilmiş İsrailliyi evlerine geri döndürmenin bir savaş amacı olduğunu ilan etmesine gerek yoktu, ancak bu açıklama saldırıyı belirli bir bağlama oturtuyor: Son 11 ayda olanlar bundan sonra olmayacak.
Hizbullah ile yaklaşık bir yıl süren karşılıklı saldırıların ardından - bu süre zarfında İsrail üstünlük sağlamış, daha fazla Hizbullah savaşçısını öldürmüş, stratejik ve askeri tesislerine İsrail'e verdikleri zarardan çok daha fazla zarar vermişti - bu eylem, İsrail'in eldivenlerini çıkarıp yeni bir operasyon seviyesine doğru ilerlediğinin sinyalini veriyor.
Lübnan saldırısı “Savaşın güncellenmesi”
Kamuoyunun Kuzey'deki statükoya karşı sabrı tükendi ve hükümet bunu anlıyor; savaşın amaçlarını güncellemesinin nedenlerinden biri de bu. Savaş amaçları güncellendikten hemen sonra yapılan bu eylem, Hizbullah'a hükümetin vatandaşlarını evlerine döndürmek için daha agresif adımlar atmakta ciddi olduğu mesajını veriyor. Bu mesaj yalnızca Hizbullah'a değil, aynı zamanda uluslararası topluma, en başta da ABD'ye yöneliktir: “Hizbullah'ın geri çekilmesini sağlayın, yani İsrail sınırının kuzeyine doğru hareket etmesini ve füze ve insansız hava araçlarının ateşlenmesini durdurun, aksi takdirde İsrail aylardır tehdit ettiği adımları atacaktır.
TIKLAYIN - Patlamaları ne tetikledi: Hizbullah'ın, İsrail takibinden sıyrılmak için kullandığı çağrı cihazları binlerce insanı nasıl yaraladı?
“Bir gecede yapılabilecek bir şey değil”
İkincisi, bu eylem bölge genelinde görülecek müthiş, akıl almaz yeteneklerin göstergesidir. Çağrı cihazlarını, Beyrut'tan Şam'a aynı anda yüzlerce Hizbullah savaşçısı ve mensubunun eline geçecek şekilde düzenlemek, bir gecede yapılabilecek bir şey değil. Bu, bundan sorumlu olan kişinin bunu uzun zamandır planladığını gösteriyor. Buradaki mesaj da açık: Hizbullah bir İsrail saldırısı bekliyor olsa da bunun nasıl bir biçim alacağına dair pek fikirleri yok.
Erken uyarı mı?
Savunma Bakanı Yoav Gallant, aylar önce İsrail'in Hizbullah'ı ve İsrail'in düşmanlarını şaşırtacak yeni yeteneklere sahip olduğunu söylemişti. Bu yorum, Hizbullah'ın 8 Ekim'de İsrail'e saldırmaya başlamasından bu yana yaptığı diğer sonsuz ‘Lübnan'ı taş devrine geri göndereceğiz’ tehditleri arasında kaybolup gitti. Oysa bu saldırının İsrail tarafından gerçekleştirilmesi, Gallant'ın sürpriz sözlerinin boş olmadığını gösteriyor.
“Bir sonraki savaş farklı, yenilikçi ve yaratıcı olacak”
Salı günkü çağrı cihazı patlamaları, düşmanı şaşırtmak ve taktiksel bir avantaj elde etmek için başka, geleneksel olmayan yollar olduğunu gösteriyor. Ve bu da üçüncü bir derse yol açıyor: Bir sonraki savaş asla bir öncekine benzemiyor. Güvenlik kabinesinin Salı gecesi yaptığı açıklamanın ardından, akıllara hemen 1982'deki Birinci Lübnan Savaşı'nda yaptıkları gibi tankların Lübnan'a girmesi veya 2006'daki İkinci Lübnan Savaşı'nda yaptıkları gibi uçakların Beyrut'taki Hizbullah'ın kalesi Dahiyeh'i bombalaması geldi. Ve şimdi tam teşekküllü bir Üçüncü Lübnan Savaşı patlak verirse bunların hepsi gerçekleşebilir. Ancak bunların ikisi de dünün savaşının unsurları. Salı günkü eylem, Hizbullah'la bir sonraki savaşın farklı ve yenilikçi ve yaratıcı bir şekilde yürütüleceğini gösteriyor.”
İran’a benzer saldırılar yapılmış
İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a karşı gerçekleştirdiği ileri sürülen saldırının benzerlerinin daha önce İran’a yönelik gerçekleştirildiği belirtildi. Son yıllarda, inanılmaz derecede zararlı olabilen cep telefonu korsanlığı yeteneklerinde muazzam ilerlemeler kaydedildiği, bu kapsamda 2009-2010 yılları arasında ABD ve İsrail’in binden fazla İran nükleer santrifüj'ünü hackleyip yok ettiği ifade edildi. ABD’nin bu eylemlerine devam ettiği aktarılan haberde, daha sonra önemli konumdaki İslam Devrim Muhafızları Kolordusu (IRGC) istihbarat toplama deniz aracının hacklendiği vurgulanarak, “9 Mayıs 2020'de İran'ın Şahid Recai limanı kapatıldı, bu durum aylarca süren büyük gecikmelere ve ekonomik zarara yol açtı ve 30 Ekim 2021'de ülke çapında 4 bin 300 İran akaryakıt istasyonu hack'lenerek kapatıldı” denildi.
Hizbullah eski savunma şefini öldürecekti
Gazete haberinde, Lübnan’daki patlamaların Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Ajansı) Hizbullah'ın üst düzey bir İsrail eski savunma şefini öldürmeye çalışmasının ifşa edilmesinden sadece birkaç saat sonra gerçekleştiğine dikkat çekilerek, Mossad Direktörü David Barnea ile Başbakan Binyamin Netanyahu arasında ise aynı saatlerde özel bir toplantı yapıldığı kaydedildi.
Lübnan'daki saldırıdan sonra herkesin aklında aynı soru vardı: Bakan Uraloğlu'ndan "çağrı cihazı" açıklaması
Patlamaları ne tetikledi?
Çağrı cihazlarının nasıl patlatıldığı konusundaki belirsizlik sürüyor. Bu konuda esas olarak iki iddia öne çıkıyor. Bunlardan ilki çağrı cihazlarının içine önceden patlayıcı yerleştirildiği iddiası. Önceden gelen bir mesajla ya da daha önceden cihazların içine yerleştirilen virüsle piller aşırı ısınarak patladı. İkincisi iddia ise henüz birkaç ay önce alındığı iddia edilen çağrı cihazlarına önceden müdahale edildiği.
T24 yazarı Füsun Sarp Nebil, çağrı cihazlarının hacklenerek Lityum pillerinin bir yazılım ile patlatıldığı yorumlarına katılmadığını ifade ettiği yazısında şu kritik soruları sordu:
- Patlamayı yaratanlar çağrı cihazlarının marka ve modellerini nasıl biliyorlardı?
- Pillerin patlaması için kod, çağrı cihazına nasıl eklendi?
- Piller patladıysa, neden ufak tefek yangınlar olmadı?
- Pillerden meydana gelecek bir patlamanın bu derece ölü ve yaralı yaratması mümkün mü?
- Çağrı cihazlarına bir kod göndererek, pil patlatılması ne kadar mümkün?
- Patlama yaratmak için sadece Hizbullah'ın çağrı cihazları nasıl seçildi?
Nebil, cihazlara üretim ya da teslimat sırasında müdahale edilmiş olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu yazdı.
TIKLAYIN | Lübnan: Çağrı cihazlarının patlatılması İsrail'in suçu ve ulusal egemenliğin ihlali
|