Karar yazarı İsmet Berkan, Meclis'ten geçen Nükleer Düzenleme Kurulu Yasası'nda, "elektrik piyasasına sarsıcı bir müdahale" olduğunu yazdı.
Berkan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in geçen hafta elektrik üreticileri ile bir toplantı yaptığını ve onlara 'tebligatta bulunduğunu' söyledi.
Berkan, yazısında "Bakana göre bazı rüzgar ve güneş santralları, süreleri dolduğu için artık YEKDEM adı verilen destek mekanizmasının dışına çıktıklarından, piyasaya piyasa fiyatından elektrik satıyordu. Oysa maliyetleri bu satış fiyatının çok altındaydı. O yüzden onlara bir 'fiyat tavanı' getirilecekti. Bakanın gözü çok kararmıştı, böyle bir kararın hukuka aykırı olacağı hatırlatıldığında, iddiaya göre 'Mahkeme kimin umurunda' bile demişti toplantıda" dedi.
Berkan, Nükleer Düzenleme Kurulu yasasının 17. maddesine yeni bir fıkra eklendiğini söyleyerek şöyle devam etti:
"Bu eklenen yeni fıkra, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu EPDK’ya çok ilginç bir yetki veriyor. Buna göre elektrik kaynak maliyetlerinde veya girdi maliyetlerinde 'makul olmayan artış'lar yaşanması halinde, kurum bir 'destekleme bedeli' belirleyecek ve maliyeti artan elektrik üreticilerine bu bedeli ödeyecekti. Peki para nereden gelecekti? Aynı fıkraya göre parayı da 'Üretim maliyeti düşük üretici' karşılayacaktı. Yani, yenilenebilir kaynaklardan üretim yapanlar, kazanacakları paranın bir bölümünü termikçilere verecekti.
...
Yenilenebilir kaynaklardan üretim yapanlardan alınacak para bizim cebimize konmuyor; aksine ithal kömür ve doğal gazla üretim yapanların cebine gidiyor.
Bir şirketin karının başka bir şirkete aktarılmasının başlıca sebebi ise devletimizi yönetenlerin elektrik üretim planlamasını yaparken termik santralları korumuş olması. Şimdi aynı korumayı bu kez onlara doğrudan para aktararak sürdürüyorlar.
Şöyle düşünün: Son 20 yılda elektrik üretimi için 60 milyar doları aşan (nükleer santral maliyeti hariç) yatırım yapıldı Türkiye’de. Bu paranın pek azı yenilenebilir kaynaklara gitti. Bugün Türkiye’nin toplam kurulu gücünün yüzde 18,3’ü rüzgar, güneş ve jeotermal. Oysa o kurulu gücün yüzde 40’ının bu üç kaynaktan gelmesi sağlanmış olsaydı, bugün bırakın elektrikte arz sıkıntısını, bugünkü ölçeklerde fiyat zamlarını bile konuşmuyor olacaktık büyük ihtimalle."