Kültür-Sanat

İrem Sak: Kadın olmak başlı başına o kadar güzel bir şeymiş ki...

"Erkeklerin mizahı daha fiziksel. Kendilerini yerden yere atabiliyor, hiç sakınmadan saçlarını kazıtıyor, bıyıklarını kesiyorlar"

04 Aralık 2016 18:13

Bu ay vizyona girecek olan ‘Dönerse Senindir’ filminin oyuncusu İrem Sak, Türkiye'de kadın olmanın zor olduğunu belirterek "Kendimi tanıdıkça; hem kadın, hem komik, hem başarılı, hem güçlü olunabileceğinin bilincine vardım. Aynada gördüğüm yüz değişti. Bakış açım farklılaştı. Kadın olmak başlı başına o kadar güzel bir şeymiş ki..." dedi. 

İrem Sak'ın Hürriyet gazetesğinden Hakan Gence'ye verdiği söyleşi şöyle:

Sizi hep komedide izledik, komedi oyuncularının fiziksel özellikleri daha geri planda kalıyor...

- ‘Hem güzel hem komik olunmaz’ gibi bir kanı var. Bir arkadaşım, “Sen çok komiksin, sakın güzel kadın olacağım gibi bir düşünceye girme” demişti. Ben de güvenli alanım olan komedide kalmıştım.◊ O maskülen duruşun sebebi sadece bu cümle miydi?- Bazı şeyler de çocukluktan geliyor. Yetişme tarzı, büyüdüğün coğrafya, toplum, aile yapısı... Ülke şartları malum... Tarih boyu kadınlara adil davranılmamış. 100 yıl önce oy verme hakkımız yoktu. Kadın yazarlar edebiyatta, gazetelerde erkek isimleri kullanıyordu. Yavaş yavaş kendimize geliyoruz.

"Cinsellik halen tabu..."

Ailenizden baskı gördünüz mü?

- Erkeklere daha çok söz hakkı veren bir toplumuz. Benim ailemde de bu etkiliydi. ‘Babamızı üzmeyelim’ derdik. Oysa başarılı, güçlü, yetenekli olursan baban neden üzülsün? Korku ve endişeyle büyüdüm. Artık durum öyle değil.

Nasıl keşfettiniz seksi yanınızı?

- Bir yıllık mazisi var. Kendimi tanıdıkça; hem kadın, hem komik, hem başarılı, hem güçlü olunabileceğinin bilincine vardım.

Bu anlattıklarınız hayatınızda neleri değiştirdi?

- Aynada gördüğüm yüz değişti. Bakış açım farklılaştı. Kadın olmak başlı başına o kadar güzel bir şeymiş ki...

Cinsellik size ne ifade ediyor?

- Halen tabu... Tabii seks herkesin hayatında olan bir şey. Leylek işi yalanmış, onu artık biliyoruz (gülüyor). Algı olarak yanlış yere çekilmeye çok müsait bir konu olduğu için böyle sakınarak konuşuyorum. Bir de Çerkes olmanın ve Anadolu’da büyümenin verdiği bir durum var. Bizde o konular dillendirilmez.

Şimdi hayalini kurduğunuz yerde misiniz?

- O dönemece geldim. Bu seneden sonra benim hikâyemde olaylar büyür ve hızla gelişir.

Türkiye’de kadın komedyen olmak zor mu?

- Kadın olmak zor.

Kadın ve erkek mizahının farkı ne?

- Erkeklerin mizahı daha fiziksel. Kendilerini yerden yere atabiliyor, hiç sakınmadan saçlarını kazıtıyor, bıyıklarını kesiyorlar. Kadınlarda daha metne dayalı komedi var.

Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda insanları güldürmek zor mu?

- Gündemden dolayı çok zor tabii. Ama gülmeye ihtiyacımız var. Ben de kendimi görevli hissediyorum. Eğer biz de durup güldürmekten vazgeçersek her şey daha da kötüye gidebilir.

Güldürürken kendinizi kısıtladığınız oluyor mu?

- Cinsiyetçi şakalar yapmamaya özen gösteriyorum. Ama “Çirkin çıkarım”, “Kilolu görünürüm” gibi dertlerim yok. Kendimle barışığım. İşimi ‘miş gibi’ değil, mis gibi yapıyorum (gülüyor).

‘Dönerse Senindir’de sizi en etkileyen neydi?

- Bundan önce de romantik komedi senaryoları geldi. Ama bir türlü olmadı. Kiminle oynayacağım çok önemliydi. Murat Boz’un adını duyunca direkt kabul ettim.

Çok mu beğeniyorsunuz Murat Boz’u?

- Ben bir Murat Boz hayranıyım, bilen bilir (gülüyor).

Filmin adından yola çıkarsak; dönerse senin midir? Hayatınızda ‘dönenler’ oldu mu? 

- Sözünden dönenler oldu ama gidip de dönen olmadı (gülüyor).

Şimdi var mı hayatınızda biri?

-Hayır. Aşkı çok seviyorum. İnsana iyi geldiği sürece harika bir duygu. Kimsenin hayatında ‘öylesine’ bulunmak istemem. Zaman çok değerli... Ben de öyleyim. Bunu hissettiğim sürece mutluyum. İlişkilerde zor bir kadın değilim; hatta bence çok tatlıyım! Bu ara kendime zaman ayırdığım, ruhuma ve hayallerime yoğunlaştığım, bir yerde kendimi sevdiğim bir dönemdeyim.

"Bizde bazı konular konuşulmazdı"

Çerkes olduğunuzu biliyoruz... Aslen nerelisiniz?

- Babam Kayserili, annem Bandırmalı. Ben Sivas’ta doğdum. Babam anestezi doktoru. Annemle hastanede tanışmışlar. Kafkas derneklerinin gecelerinde aşkları başlıyor. Sanırım bu anlattıklarım da İstanbul’da yaşanıyor.

Nasıl yani, emin değil misiniz?

- Dedim ya; bizde bazı konular konuşulmazdı. Çerkeslere özgü bir durum; “Ayıp” denir. Bir gün anneme “Babam sana nasıl evlenme teklifi etti” diye sordum. “Etmedi ki” dedi. Olaylar kendiliğinden gelişmiş...

Bu kadar korunaklı bir aile, kızının tek başına İstanbul’a gelmesine nasıl izin verdi?

- İstanbul Üniversitesi, Amerikan Dili ve Edebiyatı’nı kazandım. Başta onaylamadılar. Tek şansım, abimin burada yaşamasıydı. Okulun ikinci yılında oyunculuğa başladım. Önce reklamlarda rol aldım. Sonra BKM’ye katıldım. Ardından ‘5’er beşer’, ‘Yalan Dünya’ ve ‘Güldür Güldür’ işleri geldi.