İran Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanlarından Tuğamiral Ali Fadavi, geçtiğimiz haftalarda öldürülen ülkenin nükleer programının kilit isimlerinden fizik profesörü Muhsin Fahrizade suikastında uydudan kontrol edilen ve "yapay zekaya" sahip bir silahın kullanıldığını açıkladı.
İran basınında yer alan haberlere göre, Fadavi, kullanılan silahın Fahrizade'nin yüzüne "odaklandığını" ve 13 el ateş ettiğini belirtti.
Fadavi, olay sırasında Fahrizade'nin yanında 11 koruma görevlisi olduğunu ve yakın korumasına dört merminin isabet ettiğini sözlerine ekledi.
Fadavi, silahın Nissan marka pikabın üstüne yerleştirildiğini vurgulayarak, "Silah yalnızca Fahrizade'nin yüzünü hedef aldı. Kendisine yalnızca 25 santimetre mesafedeki eşinin burnu bile kanamadı" dedi.
Fadavi, silahın uydu üzerinden "internetten kontrol edildiğini" ve hedef alırken gelişmiş kamera ile yapay zeka teknolojilerini kullandığını sözlerine ekledi.
İran'ın nükleer programının mimarı olarak görülen nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade, Kasım ayı sonunda başkent Tahran yakınlarında uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.
İranlı yetkililer, daha önce suikasttan dolayı İsrail'i ve Halkın Mücahitleri Örgütü'nü suçlayan açıklamalar yapmıştı.
İran basınında, Fahrizade'nin suikastına ilişkin farklı bilgilere içeren haberler yer almıştı.
Bazı haberlerde, Fahrizade'nin açılan çapraz ateş, diğer haberlerde ise patlama sonucu yaşamını yitirdiği belirtilmişti.
Fahrizade neden önemli bir isim?
İran'ın Kum kentinde 1958 yılında doğan Fahrizade, İran'ın nükleer programında çalışan en önemli bilim insanlarından biriydi.
New York Times gazetesinde 2015 yılında yayımlanan bir haberde, Fahrizade, İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD'nin atom bombası geliştirmek amacıyla yürüttüğü Manhattan Projesi'nin başındaki Robert Oppenheimer'a benzetilmişti.
İsrail'in de İran'ın nükleer programına ait olduğu iddiasıyla bazı basın organlarıyla paylaştığı belgelerde, Fahrizade İran'ın nükleer programının başındaki isim olarak gösteriliyordu.
Reuters haber ajansına 2014'te bir açıklama yapan bir diplomat, İran'ın uranyum zenginleştirmeye devam etmesi halinde Fahrizade'nin de ülkenin nükleer bombasının "babası olarak" bilineceğini öne sürmüştü.
İran'da 2010-12 yılları arasında dört nükleer bilimci suikasta uğradı ve Tahran yönetimi bu eylemlerden İsrail'i sorumlu tuttu.