Kaşifler Antarktika'ya ilk olarak 194 yıl önce, balina avlamak ya da petrol ve kürk elde etmek için ayak bastı. O zamandan bu yana Dünya'nın bu en ıssız, en vahşi ve gizemli kıtası, bilim insanları için bir hazine sandığına dönüştü. Evrenin yaratılışından küresel ısınmayla yükselen deniz seviyelerine kadar pek çok sorunun yanıtı kıtada aranmaya başlandı.
ABD Ulusal Bilimler Akademisi'nden Kelly Falkner, “Kıta, evrene ve zamana açılan bir pencere” diyor.
AP ajansı, ocak ayında farklı alanlardan bilim insanlarıyla inceleme için kıtayı ziyaret etti. Kıtanın yüzde 98'ı buzlarla kaplı ve bu buzullar sürekli hareket halinde. Aktif bir volkan gibi olan Deception Adası'nda çok aşırı hava koşulları mevcut. Deniz suyunun 100 derecede kaynadığı bölgeler varken, bazı yerler ise eksi 32 derecede donuyor. Kıtada güneş çok ender parlıyor. Karanlık kış aylarında güneş neredeyse hiç parlamazken, yazın ise gece gelmek bilmiyor.
Turistler, kıtaya güzelliği ve gizemi için gelirken, bilim insanları ise sadece iş için orada bulunuyor. Keşifleri, binlerce kilometre uzaktaki insanların yaşamlarını etkileyebilir. Uzmanlar haklıysa, Batı Antarktika buzullarının erimesi geri döndürülemezse, kıtada olanlar Miami, New York, New Orleans, Guangzhou, Mumbai, Londra ve Osaka gibi kentlerin sürekli sellerle boğuşup boğuşmayacağını da belirleyecek.
İngiliz Antarktika Araştırmaları kurumunun direktörü David Vaughan, “Antarktika büyük ve değişiyor. Gezegenin geri kalanını etkiliyor. Burada olanları görmezden gelmeye devam edemeyiz“ şeklinde konuşuyor.
Yeni canlı türleri bulundu
Bilim insanları çoğunlukla araştırdıklarından daha farklı şeyler de bulabiliyor. Örneğin geçen yıl kıtanın batı kısmındaki buzulların tahmin edilenden daha hızlı eridiği tespit edildi. Uzmanlar geçen ay ise o bölgede araştırmalar yaparken beklemedikleri bir şey keşfetti: 15 santimetre uzunluğunda karidese benzeyen canlılar kameralarına yüzerken yansımıştı.
Şili Antarktika Enstitüsü'nden Richard Spikings, “Hayvan ve bitki çeşitliliğindeki farklılıkları anlamak için kıtaların ne zaman ayrıldığını anlamak önemli. Dünya'nın gerçek antik çağına ve kıtaların 1 milyar yıl, 500 milyon ya da 300 milyon yıl önce nasıl yapılandığına bakıyoruz” diyor.
Buzullar ayrıca, karbondioksit seviyesinin yüz binlerce yıl içinde nasıl değiştiğini de söylüyor. Kıtaya 14 seyahat düzenleyen Şilili araştırmacı Alejo Contreras, Antarktika'yı “gezegenin dondurucusu”na benzetiyor.
Mars'tan gelen meteorlar
Bölgeye bir meteor düştüğü zaman hiç dokunulmadan olduğu gibi kalıyor. Bu yüzden araştırmacılar kıtada -örneğin Mars'tan- çok sayıda meteor bulabiliyor.
Antarktika'nın bazı bölümleri uzaylılarla ilgili film setlerini andırıyor. NASA, kıtanın uzaklığından faydalanıp, bir gün insanlar Mars'ı ziyaret ederse neler yaşayabileceklerini test etmeye çalışıyor. Kuru hava da astronomların uzayı incelemesini kolaylaştırıyor.