İngiltere'de Covid: Öncelikli gruplar aşılandıktan sonra kısıtlamalar neden hızla kalkmayacak?
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, koronavirüs salgınına karşı uygulanan sokağa çıkma ve kapatma önlemlerinin ilkbaharda kalkabileceğini söylemek için henüz çok erken olduğunda ısrarlı
23 Ocak 2021 11:20
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, koronavirüs salgınına karşı uygulanan sokağa çıkma ve kapatma önlemlerinin ilkbaharda kalkabileceğini söylemek için henüz çok erken olduğunda ısrarlı. Ama giderek hızlanan aşı kampanyasında, hedeflendiği gibi Şubat ayı ortasına kadar en korumasız 15 milyon kişi aşılanabilecekse, neden önlemlerin kaldırılması planlanmıyor?
Bunun en önemli nedeni İngiltere'de Ulusal Sağlık Hizmetleri'nin (NHS) hala tehdit altında olacak olması.
Uygulanan kapatma önlemleri ilk bakışta vaka sayılarını etkilemeye başlamışa benziyor. Yeni vaka sayıları azalmaya başladı.
Fakat bunun hastanelere yatırılan hasta sayısına yansımaya başladığını söylemek için henüz erken görünüyor.
Hastaneye yatan hasta sayısında düşüş başlasa bile genel olarak, hastaların taburcu olma hızı yeni hasta sayısından çok daha yavaş olduğundan sistemde bir rahatlamanın gecikmeli olması beklenebilir.
NHS kapsamındaki hastanelerin yönetimlerini temsil eden kuruluşu yöneten Chris Hopson, hastaneler üzerindeki yoğun baskının muhtemelen Şubat ayı sonuna kadar süreceğini söyledi.
İngiltere'de sağlık hizmetlerinde kapasitenin sınırına gelindiğinden, özellikle de ülkede daha ortaya çıkan daha bulaşıcı yeni virüs varyantı tehlikesi söz konusuyken hükümet sınırlamaları kaldırma konusunda çok temkinli olacak.
Aşı tedarikine ilişkin kaygılar
Hükümetin Şubat ayı ortasına kadar en yüksek öncelik gruplarındaki 15 milyon kişiyi aşılama hedefini tutturabileceğinin hiçbir garantisi yok.
İngiltere'nin aşılamada çok iyi bir başlangıç yaptığı kuşkusuz. Nüfusa oranla aşılama konusunda çok daha küçük nüfuslu İsrail, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından İngiltere listenin başında geliyor.
Ülkede sadece geçen hafta iki milyondan fazla kişiye ilk doz aşıları vuruldu. Bu, hükümetin ilk etapta 70 yaşın üzerindeki herkes ile sağlığı hassas olanlar ve sağlık-bakım çalışanlarını aşılama hedefi açısından umut verici.
Fakat aşı tedariki konusunda bazı endişeler var.
Pfizer önümüzdeki iki hafta, tesislerini geliştirecek değişiklikleri yapabilmek için üretimi yavaşlatacağını, bahara doğru ise üretimi artıracağını söylüyor.
İngiltere diğer ülkelere kıyasla Pfizer-BioNTech aşısına daha az bağımlı çünkü ülkede üretilen Oxford-AstraZeneca aşısı da var.
Bu aşıdan milyonlarca doz şimdiden üretildi fakat henüz tümü paketleme ve güvenlik kontrollerinden geçmiş değil.
Bunun hızla gerçekleşmesi NHS'in aşılama kampanyasını hızlandırabilmesi açısından hayati önem taşıyor.
Özellikle de Şubat'tan itibaren ikinci doz aşıların başlaması gerektiği düşünüldüğünde bunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Aşılama kampanyası içinde yer alanlar, özellikle Pfizer firmasından söyledikleri miktarda aşı gelmemesi durumunda aşılamanın tehlikeye düşeceğine dikkat çekiyor.
Milyonlarca öncelikli insan var
Aşı tedariki yolunda gitse bile aşılanması gereken öncelikli gruplardaki insanların sayısı çok yüksek.
Şubat ayı ortasına kadar aşılanması hedeflenenler, yaşları ve sağlık durumları bakımından, şimdiye kadar Covid ölümlerinin yüzde 90'ını oluşturan öncelik gruplarında.
Fakat hiçbir aşı yüzde yüz koruma sağlamıyor ve muhtemelen bu öncelikli gruplardaki herkes de aşı olmayacak.
Ayrıca Şubat ortasına gelindiğinde hala aşılanmamış olan, 60 yaş ve üzeri, 50 yaş ve üzeri, ya da belli sağlık sorunları olan daha genç yetişkinler gibi riskli öncelik grupları hala aşılanmadığından tehlike hala sürüyor olacak.
Fakat kimilerine göre bu grupların aşılanması bile yeterli olmayabilir.
Warwick Üniversitesi tarafından yapılan bir modelleme çalışmasına göre, aşılama oranı yüzde 85'lere bile çıksa Nisan ayında önlemler kaldırılırsa, çok yüksek sayıda ölümler yaşanabilir.
Araştırma grubunun başındaki Profesör Matt Keeling, "Aşı bütün sorunları çözen bir şey değil" diyor.
50 yaş altındaki yetişkinlerde ölüm riski azalsa bile, uzun Covid, yani hastalığın kişiyi uzun dönem etkilemesi ve kalıcı etkiler bırakması riski hala devam ediyor.
Bu konuda kapsamlı veri bulunmadığını not etmekle birlikte, bazı araştırmalara göre her 10 Covid hastasından birinde, hastalığın uzun dönemli etkileri görüldüğünü hatırlatıyor.
Büyük bilinmeyen: Aşı-bulaş ilişkisi
Salgının yayılma hızını etkileyebilecek en önemli faktör aşının, bulaştırmayı engelleyip engellemediği.
Yapılan deneyler aşının, insanların hastalanmasına engel olduğunu ortaya koydu.
Fakat, aşılanan kişilerin vücutlarındaki koronavirüsü başkalarına bulaştırmasına engel olup olmadığı hala bilinmiyor.
Çoğu uzman bulaşıyı da bir ölçüde engelleyeceği fikrinde ama bu konuda kesin bilgi edinmek için aylarca beklemek gerekecek.
Bu bakımdan önlemleri gevşetme kararı almanın riskleri var.
Fakat diğer yandan kapatma önlemlerinin olumsuz etkileri de çok büyük.
İlk öncelik, tartışmasız okulların yeniden açılması olacak.
Okul kapatmaların çocuklara ve ailelerine maliyetinin çok yüksek olduğu sık sık dile getiriliyor.
Okullar açıldıktan sonra, bazı zorlu kararlar daha almak gerekecek ve işte bu noktada büyük tartışmalar kopacak.
İktidardaki Muhafazakar Parti'den bir grup milletvekili Mart ayı başlarından itibaren aşamalı olarak önlemlerin gevşetilmesi konusunda hükümete baskı yapıyorlar.
Eninde sonunda kararlarda toplumun o noktada kısıtlamaları sürdürmeye ne kadar gönüllü olacağı da kararlarda belirleyici bir rol oynayacak.
Kabul edilebilir bir risk düzeyi
İngiltere hükümetinin baş sağlık danışmanı Profesör Chris Whitty, Covid'i risk olmaktan çıkarma kavramını kullandı.
Chris Whitty bu durumu, "Covid vakaları ve ölümlerinin artık toplumun kaldırabileceği bir düzeye inmesi" diye açıkladı.
Tıpkı her yıl 7 ila 20 bin kişinin bilinen grip türlerinden ölmesinin normal bir düzey olarak kabullenilmesi gibi.
Hükümete insan davranışları konusunda danışmanlık yapan sosyolog Profesör Robert Dingwall, böyle bir noktaya gelinmesinin çok uzun sürmeyeceği kanısında.
Bu nedenle de "Bence bahar ve yaz aylarında önlemlerin oldukça hızlı bir şekilde kaldırıldığını göreceğiz. Bazı bilim çevrelerinde riskin tamamen elimine edilmesi stratejisini savunanlar var. Ama ölüm sayıları, grip ölümlerine yakın bir düzeye inmeye başladığında, kamuoyunun artık bu durumu kabulleneceğine tanık olacağız" diyor.