Çevre

İklim Adaleti Koalisyonu'ndan Ayhan Çelik: Bu sorumluluk herkesin, bu kadar milyon metreküp moloz halının altına süpürülemez

20 Mart 2023 13:49

Mimar Ayhan Çelik, İklim Adaleti Koalisyonu

“Tüm ilgililerin dikkatine” diyorum. O kadar çok ilgili var ki... Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevre il müdürlükleri, Valilikler ,Belediyeler, Tarım Orman Bakanlığı, Tarım İl Müdürlükleri, DSİ, Sağlık Bakanlığı ... Liste uzar gider ... Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve sorumlu tutan dev bir sorundan bahsediyoruz. Dolayısıyla herkesin ciddiyetle kendi yetki ve sorumluluk alanını tarif edip, o alan üzerinden konuya dahil olması ve dönüştürücü rol olması gerekir. Örnek olarak bu molozları tarım alanlarına dökülmesine ilgili bakanlığın tüm birimleri, dere yataklarına dökülmesine yine tarım ve DSİ nasıl ses çıkarmaz... Herkesin aynı düzeyde sorumluluğu var örneğin asbest ve toz kirliliği konularına sağlık bakanlığı nasıl sessiz kalır....Örneklerle ilerlersek bu liste böyle uzar gider. Yine katili herkesin bildiği, maktulü herkesin tanıdığı bir cinayete engel olmak yerine sessizce tanıklık ediyor ve ne yazık ki ortak oluyoruz... Olmaz… Bu sorumluluk herkesin, bu kadar milyon metreküp moloz halının altına süpürülemez…”

Deprem bölgelerinde çöken, yıkılan ve yıkılması zorunlu hale gelen yapılardan çıkan atıklarla (molozlarla) ilgili sorunlar dağ gibi büyüyor. Her anlamda dağ gibi. Konunun önemli boyutlarından biri asbest riski.

1.Resmi açıklamalar kimseyi tatmin etmiyor.

Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmaları giderek hız kazanıyor. Yıkımdan yüklemeye, yükle- meden taşımaya, taşımadan depolamaya, depolama alanlarının seçimine kadar ortaya çıkan durumların tümü olumsuz. Sistematik ve bilinçli çalışma diyebileceğimiz tek bir örneğe bile rastla- mak mümkün değil. Varsa, bunu bilmek herkesi mutlu eder. Hal böyleyken Bakanın , Koordinatör Valilerin açıklamalarını izledikçe endişeler de artıyor. Görüntüler neyi gösteriyorsa tam tersini yaptıklarını söylüyorlar. Hiç bir kanıt gösterme gereği duymadan. Söylediklerini teyid eden her hangi bir üçüncü taraf, gözlemci raporu, açıklaması vb. olmadan. Depremin ilk anından beri herşeyde olduğu gibi; büyük bir özensizlik, duyarsızlık,düzensizlik, beceriksizlik, el çabukluğu ile birşeyleri örtme tavrı/çabası içindeler. Her açıklamalarında, kamuoyunun önüne çıktıklarında içinde bulunduk- ları “yine yakalandık” , “yine beceremedik” duygusu, ezikliği o kadar belirgin ki hallerinden. Her hareketlerinde, her açıklamalarında, mütevazilik yerine, analitik bilgi sunmak yerine, bölge bölge, sokak sokak , bina bina test sonuçları paylaşmak yerine, toplumda güven sağlamak İçin en muhalif olanı gözlemci olarak çağırmak yerine büyük laflar etme gayretkeşliğinin sadece güvensizliği daha da derinleştirdiğini ya farketmiyorlar ya da zaten işlerine gelmiyor.

2. Çok mu zor, akılcı olanı, bilimsel olanı, sistematik olanı yapmak?

Çok zor elbette de. Hiç kimse kolay bir durumla yüz yüze olduğumuzu iddia etmiyor zaten. Tüm bir toplumun katılımı, güçbirliği ve ortak çabasını gerektiren, daha ötesi zorunlu kılan büyük bir yıkımla karşı karşıyayız. Bu toplumsal seferberliği sağlamanın ön şartı da güven sağlamak değil midir? İşte bu güveni sağlamak o kadar güç olmamalıydı. Ama başta devlet olmak üzere kamu aygıtlarını ellerinde bulunduranlar daha da güçleştiriyor işi. • Her bölgede bir çevre laboratuvarı kurmak ve tüm çalışmaları uzman kuruluşların, meslek örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin denetimine açmak çok mu zor? • Her yıkıntı çevresine bir uzman koymak, onun denetiminde ve onun her gün vereceği rapor ları izlemek, yayımlamak, paylaşmak ve çalışmaları ona göre yönlendirmek ve iyileştirmek çok mu zor? • Döküm sahası İçin belirlenen kriterleri ortaya koymak, bu kriterlere göre olası yerlere dair analizleri, her bir alternatifin kısa, orta ve uzun vadeli avantaj ve dezavantajlarını kamuoyuna sunmak, birlikte geçici ve kalıcı depolama sahaları sağlamak çok mu zor? Çok zor aslında. Kamyonların üzerine branda örtülmesini bile sağlayamayanlar için, tozumayı engellemek üzere tankerler seferber edemeyen ve sulama sağlayamayanlar İçin, bulduğu çukuru, dere yatağını, yamacı döküm sahası zannedenler, buralara kamyonlarca molozu boca etmeyi de depolama zannedenler için. Bırakın riskli atıkları, sıradan atıkları yüklerken, naklederken ve depo- larken en ilkel tedbirleri almayı bile beceremeyenler için önereceğiniz herşey çok zor, onların kendil- erini denetime açmaları ve güven sağlamaları, işbirliği organize etmeleri çok zor. 3. Konu nasıl ele alınabilir? Öncelikle yapılar çok iyi gruplanmalıdır. Çünkü yapı türlerine göre riskler ve özellikle asbest riski çok büyük ölçekte farklılaşmaktadır. En büyük ve belirgin olan risk Asbest açısından bakmak doğru olur bu aşamada. 3.1. İlk gruplama kriteri, yıkım aciliyeti olabilir İstense de istenmese de, çökme riski bulunan ve çökerken yaşam riski oluşturan yapılara öncelik verilmelidir. Diğer yapılar yıkım aciliyeti ikincil olan yapılardır. Bu iki kategoriye de diğer tüm kriterler uygulanmalıdır. 3.2. İkinci gruplama kriteri, bina yaşı olabilir Yapıları asbest kullanım yasağının başladığı yılı esas alarak, 2010 (2013 daha emniyetli olabilir) öncesi ve sonrası gibi iki gruba ayırabiliriz. Asbest yasağı sonrası yapıları asbest risksiz yapılar olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır. Yine de kuşkular var ise, uzman dernek yönlendirmesi ile rasgele örneklemelerin ölçümü ve incelemesi ile durum kesinleştirilebilir. Yıkımlarda, enkaz kaldırmada, ayrıştırmada ve depolamada bunlara öncelik verilebilir, diğer gruplar İçin, doğru çalış- ma yöntemi hazırlıkları yönünde zaman kazanılabilir. 

3. Üçüncü gruplama kriteri yapı kullanım, daha doğrusu inşa amacı olabilir

Yapıları, endüstriyel tesis yapıları, sağlık yapıları ( bunlarda farklı bir çok kriter de öne çıkmaktadır) ve diğer yapılar olarak iki gruba ayrılabilir. Endüstriyel yapılar, sağlık yapıları, özellikle proseslerinde sıcak su, buhar, soğutma suyu, basınçlı gaz kullanımı, iletimi vb gerektiren yapılarda asbest kullanım ihtimali yüksektir. Bu nedenle bu tür yapılar özel tedbirlerle ve ölçümlerle işlem görecek yapılar olarak ayrılmalıdır. Bu hazırlıklar tamamlanıncaya kadar yapılar izole edilmelidir. Diğer yapılar ağırlıkla konut olmak üzere, eğitim, ofis, idari vb.yapılardan oluşmaktadır. 3.4. Diğer yapılarda daha alt kriterlere göre gruplanabilir. Deprem bölgesindeki eski yapı stoğunun çok önemli kısmı mütevazi yapılardan oluşmaktadır. Asbestin yoğun kullanıldığı kazan daireleri, kalorifer boruları, asma tavanlar vb içermeyen, çoğun- lukla sobalı (sobalı etrafında amyant levha kullanımının hala sürdüğünden emin değilim ama azaldığını söyleyebilirim. En azından son yıllarda erişim güçlüğü nedeniyle) ya da doğalgaz geldik- ten sonra kombiye geçebilmiş yapılardır. Çoğunlukla bodrumsuzdur ve su yalıtımı, ya da ısı yalıtımı da bulunmamaktadır. Özellikle çatı örtülerinde asbestli levha kullanımının sınırlı sayıda kırsalda ve ikinci el malzeme kullanım alanlarıyla sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. Yaygın kullanılan asbestli levhalar, uzun ömürlü olmadıklarından son on yıl içerisinde sökülmüş ve başka bir malzeme ile değiştirilmişlerdir. Zemin kaplaması olarak kullanılanlar da kısa ömürlü ve benzeri şekilde yenilenme ihtimali çok yüksek orandadır. Yine de yıkım ve söküm sırasında bodrumlu yapılar, kazan daireli yapılar, levha çatı örtülü yapılar özellikle gruplanmalı ve denetimsiz/ölçümüz yapılmalarına izin verilmemelidir.

4. Enkazlardan malzemenin geri dönüşümü ya da kullanımı sağlanmalıdır

Asbest korkusu o kadar haklı ve canlılar açısından o kadar büyük risk ki, ekoloji aktivistleri olarak bile yer yer, enkazdan çıkan atıkların neredeyse ayrıştırılmasına, depolanacak atık miktarının azaltılmasına, geri kullanımına ve geri kazanımına karşı çıkar hale geldik. Bu konuyu birilerinin ayrıştırılan malzemelerden gelir sağlaması üzerinden tartışmak da, eleştirmek de doğru görün- müyor bana. Kullanmadığımız her malzeme, yerine yenilerinin üretilmesini ve yeni varlıkların tüketilmesini getiriyor. Elbet de contamine olmuş malzemeleri kullanmaktan sözetmiyoruz. Devlet aklı gibi toptancı yaklaşımlara düşülmemelidir. Riskli olanla olmayanın ayrıştırılması savunul- malıdır. Bu atıkların çok büyük kısmı, inşaat demirleri ayrıştırıldıktan sonra beton, tuğla ve sıva atığıdır. Yeni taş ocaklar, yeni agreaga üretimleri yerine bunların işlenmesi ve uygun gradasyonla yol zemin ıslah ve alt temel çalışmalarında, altyapılarda kullanılması sağlanmalıdır. Sadece kullanılamayan malzemeler uygun şekilde depolanmalıdır.

5. Yapı atıkları görünür şekilde depolanmalıdır

Atıkları, vadilere, yamaçlar, kuru dere (!) yataklarına, yüksek yerlerden alçak yerlere doğru öteleyer- ek gizleme, çukurları, birikinti alanlarını, sulak alanları doldurma alışkanlığı memleketin her yerinde yaygındır. Bunun açık anlamı ise en önemli ekolojik geçiş noktalarının, bioçeşitliliğin en zengin olduğu yerlerin işgali ve tahribatıdır. Zaman içerisinde ise yer altı ve yer üstü su kaynaklarının sızıntılar veya sürüklenmeler yolu ile kirlenmesidir. Bu etkiler tartışmasız ve kesindir. Eğilip, büküle- meyecek gerçeklerdir. Asla izin verilmemelidir. Aksine bunlar en görünür şekilde depolanmalı, gerekirse gözümüze sokulmalı ve hiç unutmaya- cağımız şekilde anıtlaştırılmalıdır. Örnekleri vardır Dünyada. İyi yer seçimi yapılmalı, verimsiz alanlar, sulak alan ve su yollarından uzak olmalı, yağışlardan etkilenmeyecek iyi direne olan yerler belirlenmeli, sızdırmaz ve iyi bir şekilde muhafaza edilmeli, düzenli depolanmalı ve üzeri bitkilendiri- lecek şekilde toprakla örtülmelidir. Asbest parçalandığında, aşındığında , liflerine ayrıldığında tahrip- kardır. Bu tür etkilerden uzaksa bir zarar vermemektedir. Depolama alanları bir yerleşmede tek bir yerde olmak zorunda da değildir. Nakliye zararlarını ve taşıma risklerini minimize etmek için yerleşimlerin birden fazla noktasında da yer alabilirler.

6. Asıl asbest riski altyapı çalışmalarıyla başlar

Henüz yerleşimlerde mevcut altyapılar sökülmeye, altyapı inşaatlarına, tamir ve onarımına başlan- mamıştır. Asıl asbest riski yer altında ve özellikle içme suyu şebekelerinde saklıdır. Şimdiden kamuoyunu ve herkesi çok kesin olarak uyarmalı, ve hiçbir hatalı işleme sessiz kalınmayacağı duyurulmalıdır. İlgili uzman derneğin sertifikalandırdığı, tam yetkili, kamu adına denetlemeyle görevli bir uzmanın bulunmadığı, tek bir metre kazıya bile rıza olmayacağı aleni olarak şimdiden ilan.

7. Hiçbir asbest riski taşımasa dahi, sökme, yıkma, parçalama sırasında ortaya çıkan tozların tüm canlılar ve doğa üzerine tahribatını biliyoruz

Vahşi yıkıma da, vahşi nakliyeye de, vahşi depola- maya da razı olunmamalıdır. Basit ama temel önlemleri alma basiretinden bile yoksun olmak kabul edilmemelidir. Afet içinden yeniden afet yaratma döngüsüne mahkum değiliz ve bu döngüyü kıracak kamusal birikim bu toplumda var.