Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Mersin’de vahşice katledilmesi sonrasında, idam cezası yine gündeme geldi. Konu ile ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD), ‘’Ölüm cezası Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır’’ başlıklı açıklamasında ‘’idam cezasının tekrardan gündeme getirilmesini AKP’nin manüpülasyonu olarak değerlendiriyoruz’’ ifadelerine yer verildi.
İHD’nin 2014 yılında Türkiye’de erkeklerin saldırısı sonucu 296 kadın öldürüldü, 776 kadın yaralandı ve 142 kadın taciz ve tecavüze uğradığı bilgisini içeren açıklaması şu şekilde:
Ölüm cezası Türkiye'nin gündeminden çıkmıştır
12 Şubat 2015 tarihinde Mersin Tarsus’ta vahşice katledilen merhum Özgecan Aslan’ın ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi bir kez daha ifade ediyor, bu menfur olay üzerinden ölüm cezasının tekrardan gündeme getirilmesini AKP manipülasyonu olarak değerlendiriyoruz.
Türkiye, ölüm cezasını başta Anayasa olmak üzere mevzuatından çıkartmıştır. Bunun yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne(AİHS) ek 6 ve 13 nolu ölüm cezasının kaldırılmasına dair protokoller ile BM Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası sözleşmesine ek ölüm cezasının kaldırılmasını amaçlayan 2 nolu İhtiyari Protokolü de onaylayarak yürürlüğe koymuştur. BM ve Avrupa Konsey’inin insan hakları sisteminin en temel protokollerini onaylayan bu ülkenin bu protokollerden geri dönmesi demek, insan hakları sisteminin dışına çıkmak ve uluslararası alana kötü örnek durumuna düşmek demektir. Böylesi bir gelişme Türkiye’deki otoriterleşme eğilimlerini hızlandıracak ve AKP iktidarının istediği polis devletinin inşasında önemli bir basamak olacaktır.
İHD verilerine göre 2014 yılında Türkiye’de erkeklerin saldırısı sonucu 296 kadın öldürüldü, 776 kadın yaralandı ve 142 kadın taciz ve tecavüze uğradı. Türkiye’de her gün ortalama 4-5 kadın saldırıya uğramakta bu kadınlardan 1 veya 2’si yaşamını yitirmektedir. AKP iktidarı döneminde kadına yönelik şiddetin artmasının sosyal sonuçları ortada dururken, iktidar sözcülerinin bu sorunla baş etmek yerine sorunun yarattığı sonuçlar üzerinden ölüm cezasını gündeme getirmeleri sorumsuzluk örneği olduğu gibi kafalarındaki anti demokratik dünya görüşünü de açığa vurmaktadır.
Her şeye rağmen şu unutulmamalıdır ki Türkiye’de insan hakları ve demokrasi, barış, emek ve özgürlük mücadelesi yürütenlerin büyük emeği ile kaldırılmış bulunan ölüm cezasının tekrar geri getirilemeyeceğini bir kez daha vurgulamak isteriz.