"Uçaklar daima rüzgara karşı iner ve rüzgara karşı kalkarlar. Aerodinamik yapıları buna göre şekillendirilmiştir. Neredeyse uçak icat edildiği günden bu yana bu kural değişmemiştir" bilgisini veren Cebeci, şunları kaydetti:
"Bu olayda limitlerin zorlandığı, hamlelerle gelen kuyruk rüzgârının itişi ile uçağın hızının arttığı, pilotun reverse açması yani motor freni, yavaşlamaya yetmemiştir. Yayınlanan görüntülerden de gördüğümüz uçağın inişe değil neredeyse kalkışa gittiği gibi hızlı bir akış göstermektedir. Flapların görev yapmadığı, sürati azalmayan uçağın pist sonundan 30 metrelik çukura düşmesi belki de faciayı sınırlamıştır. Eğer pist sonu düz olsaydı ve uçak hızını kesemeyip otoyola sürüklenseydi ya da çevredeki yapılara çarpsaydı çok daha büyük bir facia olabilirdi. Yani çukur olması çok iyi olmamakla birlikte uçağı durduran bir özellik taşımıştır. Kaza kırım ekipleri, 737-800 uçağının imalatçısı Boeing’in raporları, çok daha karmaşık olmayan kazayı kısa sürede ortaya çıkaracaktır. Elbette en önemlisi Ulaştırma Bakanlığı bünyesindeki kaza kırım ekibinin vereceği rapor olacaktır."
Haberin tamamı için tıklayın.
TIKLAYIN - Sabiha Gökçen Havalimanı'nda pistten çıkan yolcu uçağıyla ilgili inceleme ve çalışmalar sürüyor