Medya

Hukukçulardan Oğuz Güven'in gözaltına alınmasına tepki: Hukuk devletinin zerresi kalmadı

"Bir manşet attı diye gözaltına alınmak düşünce özgürlüğü ihlalidir"

14 Mayıs 2017 10:35

Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in Denizli Başsavcısı Mustafa Alper’in hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin cumhuriyet.com.tr’nin Twitter adresinden yapılan haber paylaşımıyla ilgili gözaltına alınmasına hukukçular tepki gösterdi. Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, "Tweet’in içindeki bir kelimeyi alıp bunu anayasal bir suç haline getirmek gerçekten hukukun sınırlarını zorlayan bir davranış biçimi" dedi. "Hukuk devletinin zerresi kalmadığı için ne yazık ki hukukçu gözüyle bunu değerlendirmek mümkün değil" diye konuşan eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan "Böyle bir cümleyi suç saymak da mümkün değildir. İktidar, bu tür şeyleri gazetecilik, ifade özgürlüğü olarak saymıyor. Hukukun zerresi yok" değerlendirmesinde bulundu. 

Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ'ın haberine göre, TBB’nin genel kuruluna katılan deneyimli hukukçular, Oğuz Güven’in gözalına alınmasını şöyle değerlendirdi:

Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran: Tweet’in içindeki bir kelimeyi alıp bunu anayasal bir suç haline getirmek gerçekten hukukun sınırlarını zorlayan bir davranış biçimi. Bunu kabul etmek mümkün değil. Cumhuriyet gazetesi yıllardır Cumhuriyetin yanında, demokrasi âşığı gazetecilerle yol almaktadır. Oğuz Güven derhal bırakılmalıdır. Bugün dünyada tutuklu bulunan gazetecilerin üçte biri Türkiye’de. Siyasi iktidar, bir şeylerin önünü kesebilmek için bu tip davranış içinde bulunuyor. Artık bir hukuka uygun davranmanın zamanı geldi.

Eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan: Hukuk devletinin zerresi kalmadığı için ne yazık ki hukukçu gözüyle bunu değerlendirmek mümkün değil. Basın mensubunun sorgusu yapılacaksa bile telefonla, çağrı kâğıdıyla ifadeye çağrılır; ifadesi alınır. Hele hele böyle bir cümleyi suç saymak da mümkün değildir. İktidar, bu tür şeyleri gazetecilik, ifade özgürlüğü olarak saymıyor. O nedenle hukukçu olarak bunu hukuki olarak değerlendirmek mümkün değil. Hukukun zerresi yok. Kimsenin hukuki güvencisi yok. Çünkü Türkiye’de yargı yok. Bu tür hukuksuzluklara şaşırmıyoruz.

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar: Son dönemlerde aslında en fazla şikâyet ettiğimiz mesele, basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri. Demokratik bir ülkede var olması gereken ifade özgürlüğü tek yanlı olarak tamamen yok edildi. Bir tarafta tamamen hakaret etme özgürlüğü var. Ama diğer tarafın ifade özgürlüğünü kullanma hakkı yok. Ülkede sürekli biçimde toplumun bir kesiminin görüşlerini açıklamaya sınırlama getirmek, bunları cezayla tehdit etmek... Bunu daha fazla yürütemezsiniz. İktidar bir an önce ifade özgürlüğü sınırlamalarından vazgeçmeli.

Avukat Celal Ülgen: Bir manşet attı diye gözaltına alınmak düşünce özgürlüğü ihlalidir, gözaltı süresinin 1 hafta uzatılması kişilerin özgürlükleri baskı altına alınarak terbiye etme yöntemidir. Bu konuları demokrasi sözcüğü ile bağdaştırmayız. OHAL yönetiminin gölgesinde bu tür uygulamalar yapmak Türkiye’nin temel sorunlarından biri olmuştur. Türkiye normal ve sivil yönetim tarzına bir an önce göçmelidir. Ve özgürlükler hukuku yeniden inşa edilmelidir.