Çevre

Hidrobiyolog Levent Artüz: 1989 Marmara Denizi'nin ölüm tarihidir, müsilajı temizlemenin olanağı yok

"Süpürgeyle sahilde kum süpürmek gibi, sonunu bulamazsınız"

10 Haziran 2021 12:58

Marmara Environmental Monitoring - Marmara Çevresel İzleme (MAREM) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog Levent Artüz, Marmara Denizi’nde görülen müsilaja ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, “Müsilaj bir nihai ürün. Bir yumurtanız vardı -müsilaj yumurtanın akıyla özdeş bir yapıdır- siz bunu Mart ayında denize kırdınız. O zaman içerisinde pislikleri bünyesinde topladı bugüne geldi” dedi. Artüz, “1989 Marmara Denizi'nin ölüm tarihidir” yorumunu yaptı.

HaberTürk gazetesinden Burçak Orçun’un haberine göre,  şu anda Marmara Denizi'nde ortaya çıkan manzaranın 40 seneye yayılabilecek bir hikaye olduğunu belirten Artüz "Süreç Haliç gözlerimin renginde olacak sloganıyla başladı. 80'lerde İstanbul büyürken altyapı yetersizliği için, neoliberal politikaların devreye girmesiyle palyatif çözümlere yönelindi. 'Atıkları hiç arıtılmaksızın alt akıntıya deşarj edersek Karadeniz'e gider' dediler. Çok karşı çıkıldı ama uygulandı" açıklamasını yaptı. 

"1989'u Marmara Denizi'nin ölüm tarihi olarak rahatlıkla kabul edebiliriz"

Marmara Denizi'nin yerli balık türlerinin çok büyük bir bölümünü o dönemde tamamen kaybettik. 1989'u Marmara Denizi'nin ölüm tarihi olarak rahatlıkla kabul edebiliriz. Çok genç ve özgün bir yapıya sahip dünya harikasını o tarihte kaybettik. 

Müsilajın ilk kez 2007'de görüldüğünü belirten Artüz o dönem ilk raporu da Marem'in hazırladığını söyledi.

"Midyeyi müsilaj olmasa da yiyemezsiniz"

"Midyeyi müsilaj olmasa da yiyemezsiniz. Marmara Denizi'ne özgü bir balık bulursanız, o zaman düşünün. Bazı göçmen balıklar var onlarla ilgili bir problem yok. 

"Müsilajı temizlemenin olanağı yok"

Boş yere emek ve para kaybı. Bunu temizlemenin olanağı yok. Süpürgeyle sahilde kum süpürmek gibi, sonunu bulamazsınız. Bu organik bir madde ve parçalanacak. Bunun için de suda çözünmüş oksijene ihtiyaç var o da denizde çok az.

Bundan sonraki süreci bilmiyoruz ama bundan daha kötü olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Doğa alıcı ortam olarak kullanılamaz nokta. Bunun bıraktığı hasarları ne zaman ölçmeye başlayabiliriz noktasındayız. Bundan sonra karşılaşacağımız olgu bunu solda bırakacak.

"Haliç'i nasıl temizlediysek Marmara Denizi'ni de öyle temizleyeceğiz dendi, umarım dil sürçmesidir"

 Marmara Denizi'nin 1989'dan beri yapılan deşarjlarla kirlendiğinin kabul edilmesi benim için çok büyük bir adım" dedi. Haliç'i nasıl temizlediysek Marmara Denizi'ni de öyle temizleyeceğiz dendi. Umarım dil sürçmesidir. Başımıza ne geldiyse Haliç'in temizlenmesinden geldi. Buraya bu süreçle yüzleşme maddesini de eklemek isterdim" 

"Marmara Denizi çok uzun zamandır zaten tam anlamıyla foseptik"

Dünyanın en kirli akarsularından biri olarak kabul edilen Ergene'ye dikkat çeken Levent Artüz "Ergene'nin Derin Deniz Deşarjı ne olacak" sorusunu sordu. Artüz yine en fazla merak edilen sorulardan biri olan "Marmara Denizi'ne girilebilir mi?" sorusuna Artüz "Marmara Denizi çok uzun zamandır zaten tam anlamıyla foseptik. Müsilajı görünce bunu sormak çok anlamsız" yanıtını verdi.