Nick, yirmi yılı aşkın bir süredir İngiltere’nin Newcastle şehriden yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışıyordu ve dünyanın en küçük hastalarından binlercesinin kurtarılmasına yardımcı oluyordu.
Bu tür nakillerde, hasarlı kan hücreleri sağlıklı olanlarla değiştiliyor. Ancak eşleşme olmazsa vücut, otomatik olarak reddediyor.
Anthony Nolan yardım kuruluşundan Charlotte Hughes, “Önce İngiltere'deki kayıtları araştırıyoruz ve burada bir eşleşme bulmayı umuyoruz” diyor ve takip ettikleri yöntemlerini şöyle anlatıyor:
"Eğer ülke içinde bulamazsak, o zaman dünya çapında arama yapıyoruz. Uygun donör herhangi bir yerden gelebiliyor.”
"Çok duygulandım"
Naklin işe yaradığı bilinene kadar ise hem donör hem de hasta anonim kalıyor.
BBC’nin konuştuğu Nick, naklin işe yaradığını öğrenir öğrenmez iki yıl sonra donörünün izini sürmek istediğini söylüyor.
BBC News, Anthony Nolan'la birlikte çalıştı ve Almanya’nın Dresden şehri yakınlarındaki Chemniz'de yaşayan 24 yaşındaki Marius'un genç yaşlarından beri donör kayıtlarında yer aldığını tespit etti.
Ve Marius İngiltere'ye uçmayı ve Nick'le, naklin yapıldığı Freeman Hastanesi'ndeki Maggie's Newcastle kanser destek merkezinde buluşmayı kabul etti.
İki adam birbirlerine sarılırken Marius, “Çok duygulandım. Elim ayağım titriyor” diyor.
"Bir şey değil"
Nick, Marius’a “kanser hücrelerinin hepsinin yok olduğunu” söylüyor.
"Kanımı kontrol ettiklerinde, tüm bu kan hücrelerinin sana ait olduğunu gördüler. Sen olmasaydın ölürdüm.
"Dört çocuğum var, babaları olmazdı. Sana gerçekten ama gerçekten teşekkür etmek istiyorum.”
Oldukça duygulanan Marius ise ne diyeceğini bilemez halde, “Rica ederim, bir şey değil” diyor.
İkisi de gözyaşları içindeyken, Nick de ona “Çok teşekkür ederim” diye fısıldıyor.
"Sadece ağladım"
Marius daha sonra naklin işe yaradığını ve hastanın hayatta kaldığını öğrendiğini hatırlatıyor.
“Bu bilgiden sonra gözyaşlarımı tutamadım. Sadece ağladım” diyor.
“İşe gidiyordum. Arabamı park edip dışarı çıkmam ve temiz hava almaya ihtiyacım vardı. Ağladım durdum.”
Ardından Marius, daha önce kendisini öldürmeye çalıştığını ve Nick'in bir bakıma onu nasıl da hayatta tuttuğunu açıklıyor.
"13 yaşımdan beri tüm hayatım boyunca zihinsel sorunlarla mücadele ettim" diyor.
"Hayatta yolumu ve hayattaki anlamımı bulmak benim için çok zor oldu. Şimdi 'Bir şeyi doğru yaptım' diyebiliyorum."
Damarlarında aynı kan dolaşan bu iki yabancı şimdi "kan kardeşi" olarak iletişim halinde kalmayı planlıyor.