HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, PKK’nın dağa götürdüğü iddia edilen ve reşit olmayan çocukların ailelerine gönderilmesini isteyerek, "Reşit olmayan ve eğer iddia edildiği gibi 15- 16- 17 yaşlarındaki gençler şu veya bu şekilde dağa gitmişlerse, PKK’ya düşen bunları ailelerine iade etmektir. Veya bu şekilde gelenlerin önünü kesmektir" dedi.
Ferit Aslan'ın Milliyet'teki haberine göre, Diyarbakır’da, çocuklarının 23 Nisan’da Lice ilçesinde düzenlenen bir piknikte kandırılarak dağa götürüldüğünü iddia eden ailelerin oturma eylemi sürerken, HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, reşitliğin kanunen sınırları olduğunu, reşit olan insanların yaptıklarının kendilerini bağladığını ifade ederek, şöyle dedi:
Ailelerin eylemi sürüyor
"Doğru veya yanlış. Şunu söylüyorum; Genç erkek veya kız, kendi iradesi ile dağa mı gider, bağa mı gider, gezmeye mi gider bu kendi bileceği iştir. Bu doğru mudur, yanlış mıdır bu da ayrı bir tartışma konusudur. Ama, reşit olmayan ve eğer iddia edildiği gibi 15- 16- 17 yaşlarındaki gençler şu veya bu şekilde dağa gitmişlerse, PKK’ya düşen bunları ailelerine iade etmektir. Veya bu şekilde gelenlerin önünü kesmektir."
‘Süreç şeffaf ilerlemiyor’
Çözüm sürecinin gidişatı ile ilgili de konuşan Tan, ’açılım’ denilen hadisenin başından beri planlı, programlı, kamuoyunun bilgisi dahilinde cereyan etmediğini, başından beri kamuoyunun bilgilendirileceği, şeffaf açık ve belli bir güzergah üzerinde ilerlemediğini söyledi. Tan, günü kurtarmaya dayalı, kapalı kapılar arkasındaki konuşmalarla sürecin ilerlediğini ifade ederek "Bunun böyle gitmeyeceğini gördüğümden beri ben süreçten tasfiye edildim Başbakan tarafından. İtiraz ettiğim için tasfiye edildim" dedi.
’Başbakan Kürtlerin gazını alıyor’
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, görebildiği kadarıyla Başbakan’ın kendini kurtarana kadar süreci idare etmek istediğini de ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kendini kurtarma nedir? Yerel seçimler çok önemliydi, onu atlattı. Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimini atlatmak istiyor, arkasından tekrar Ak Parti iktidara geldikten sonra dönüp bakarım diyor. Peki neye bakarsın, ne kadar bakarsın hiçbir şey söylemiyor. En azından bize söylemiyor. Benim bilgim yok. Başkalarına söylüyorsa ben bilmiyorum bunu. Kamuoyunun da bilgisi yok. Peki bizim bu 3 seçim geçtikten sonra ne olacak, bunun riski kimde. O da belli değil. Böyle bir süreç devam ediyor ve her seferinde de Kürt siyasetinin gazını almak için tabir bu Kürt siyasetinin Kürtlerin gazını almak için işte ’paket hazırlıyoruz, bir açılım var, şunu yapacağız, bunu yapacağız çalıştay, kurultay, sayıştay’ bir şeyler uyduruyor ve allem edilip, kulem ediliyor, yerel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler atlatılıyor. Tamamıyla gaz almaya yönelik hamlelerdir. Bunun ötesinde bir şey yok. Ama İmralı da ne konuşuluyor, ne yapılıyor onu da ben bilmiyorum. İşte durum bu."