HDP Diyarbakır Milletvekili, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Garo Paylan, Osmanlı'dan beri Meclis tartışmalarının haddini aşan padişahı dengelemek ve denetlemek için oluşturulduğunu söyledi. Paylan, kral ve padişahların tek başına verdikleri kararları denetlemek için meclislerin oluşturulduğunu söyledi.
TIKLAYIN-HDP'li Garo Paylan: Erdoğan'ın 105 bin lira maaş alması hak değildir; bu yıl Cumhurbaşkanı zam almasın
Komisyon toplantılarında, israfa karşı diğer siyasi partilere de çağrılarda bulunan Paylan, Meclis’in yasama ve denetleme görevine de dikkat çekerek, “Bu gücümüzü etkin bir şekilde kullanabilirsek aldığımız maaşı millet bize helal etsin, yoksa hepimize haram, zıkkım olsun bu maaşlar arkadaşlar. Bakın, bu kadar bütçe var, milletin maaşlarından, milletin vergilerinden bu bütçe ödeniyor, hepimize haram, zıkkım olsun, görevimizi yapmıyoruz demektir” diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bir haftasını dolduran 2019 yılı Merkezi Yönetim bütçe görüşmelerinde komisyon üyesi HDP’li Paylan’ın, TBMM bütçesindeki konuşması şöyle:
“Padişahların haddini aşması durumunda Meclisler oluşturulmuş”
Değerli arkadaşlar, meclisler niçin var? Türkiye Büyük Millet Meclisi, dünya meclisleri niçin var, niçin var edilmiş veya yargı niçin var veya ombudsmanlar ne için oluşmuş? Yani Magna Carta'dan beri bu tartışmalar neden yapılmış?
"Kralların ve padişahların kimin düşman olduğunu tek başına belirlememesi için meclisler oluşturuldu"
Türkiye Cumhuriyeti'nin ya da Osmanlı'dan beri iki yüz elli yıllık demokrasi mücadelesinde Meclis tartışmaları neden yapılmış? 1876'da niye biz Kanun-i Esasi'yi kabul edip Meclis oluşturmuşuz? Veya 1908'de neden Meclis tekrar ihdas edilmiş? 1920 Meclisi ne için ihdas edilmiş? Bizim iki yüz elli yıllık demokrasi mücadelemiz ne için var arkadaşlar? Bütün bunlar dünya tarihinde de, Türkiye tarihinde de krallara karşı, padişahlara karşı, kralların ve padişahların haddini aşması durumunda kimin düşman olduğunu, kime vergi salınacağını tek başına belirlememesi için meclisler oluşturulmuş. Çünkü krallar geçmişte istedikleri gibi vergi salmışlar, demişler ki: 'Arkadaş, sen 1 ton buğday aldın, ürettin, yarısı benim.' demiş kral, haddini aşmış. Hâlbuki o köylü belki 1 tonun 100 gramını, 100 kilosunu verebilir vergi olarak ama demiş ki; 'Yüzde 50'sini alıyorum' demiş, rasgele vergi salmış.
"Kral ve padişahların yıkımlarına karşı meclisler oluşturuldu"
Bu tepki doğurmuş halkta, 'Arkadaş, nasıl yüzde 50'sini benden vergi olarak alıyorsun?' demiş, itiraz etmiş. Veya krallar düşman belirlemiş, demiş ki: 'Şu ülke düşmandır, şu toplum düşmandır' demiş ve savaş ilan etmiş krallar, büyük yıkımlar yaratmış krallar, padişahlar. Tek başına karar vermiş çünkü düşmana. Buna karşı meclisler oluşturulmuş, büyük isyanlar sonucunda, büyük mücadeleler sonucunda meclisler ve anayasalar oluşturulmuş. Ne için?
"Hepimize haram, zıkkım olsun"
Yani bizim alametifarikamız budur. Meclisin, Ombudsmanın, Sayıştayın, Yargıtayın, dengeleyici, denetleyici bütün kurumların alametifarikası budur, varlık sebebi budur, bunun için maaş alıyoruz, bakın, milletvekilleri olarak hepimiz, biz bunun için maaş alıyoruz, padişah olma hevesinde olan kişilere karşı kuvvetler ayrılığını hatırlatmak için, onları dengelemek ve denetlemek için. Elimizdeki güçler ne? Yasama gücümüz var, değil mi? Evet. Ve bir de denetleme gücümüz var. Bu gücümüzü etkin bir şekilde kullanabilirsek aldığımız maaşı millet bize helal etsin, yoksa hepimize haram, zıkkım olsun bu maaşlar arkadaşlar. Bakın, bu kadar bütçe var, milletin maaşlarından, milletin vergilerinden bu bütçe ödeniyor, hepimize haram, zıkkım olsun, görevimizi yapmıyoruz demektir.