Milletvekilliği 19 Nisan’da TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamayla düşürülen eski HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, yaklaşık 1.5 yıldır tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden mektup yolladı. 2011 yılında cezaevinde başlayan milletvekilliğinin, 2018 yılında yine cezaevinde sona erdirildiğini hatırlatan Irmak, “Şahsımda yaşanan bu örnek bile tek başına Kürt siyasetçilerine, demokratik siyaset yapmanın yollarının nasıl kapatıldığını göstermektedir. Kimin barıştan, diyalogdan, çözümden; kimin şiddetten ve çözümsüzlükten yana olduğunu çok bariz ortaya koymaktadır” dedi.
Seçim çalışmalarına ve demokrasi mücadelesine kadınların öncülük etmesi gerektiğini ifade eden Irmak, “AKP iktidarı ve zihniyeti sonun başlangıcında değil, sonun sonuna gelmiştir. Bize düşen en kısa zamanda tüm kesimleri yan yana, omuz omuza getirecek ruhu, umudu ve direnci yaratmaktır” ifadelerini kullandı. Irmak’ın cezaevinden yolladığı mektubun tamamı şöyle:
"Değerli halkımıza, halklarımıza selam, sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Her koşul altında, halkımızdan aldığımız güç ve moralle, iyi ve dirençli olduğumuzu söylemek istiyorum.
19 Nisan 2018 tarihi itibariyle onurlu ve direngen Hakkari halkının iradesiyle seçildiğim milletvekilliği görevim, bir mahkeme kararıyla Meclis Genel Kurulu’nda sona erdirildi. Öncelikle belirtmek isterim ki, halkın iradesiyle seçilen bizleri ancak halkın iradesi görevden alabilir. Halkın iradesini hiçe sayan, gasp eden bir anlayışın ve zihniyetin aldığı karar bizim nezdimizde, halkımızın nezdinde yok hükmündedir. Halklarımızın aydınlık geleceği için yola çıkan bizler için mevki, makam gerekli değildir. Her şart ve koşul altında kararlılıkla, büyük bir iddia ve inançla mücadele etmeye devam edeceğimizi değerli halkımız bilmelidir. Bizi ceza ile cezaevi ile korkutabileceğini, alıkoyabileceğini, engelleyebileceğini sananlar büyük yanılıyorlar.
"Kürt halkı bu mesajı almıştır, yaşadıklarının hesabını sandıkta soracaktır"
Her tür kanunsuzluğa, hukuksuzluğa, toplumu tümden susturma çabasına, ittifak ve ortaklıklara rağmen baş aşağı gidişi durduramama, can havliyle seçime gitme kararının alındığı günün ertesinde Urfa milletvekilimiz Osman Baydemir’le birlikte milletvekilliğimizin düşürülmesi manidardır. Hakkari ve Urfa’nın iradesinin yok sayılması, seçimin ilk anlarından itibaren halkımız için nasıl bir seçim olacağının işaret fişeğidir. Halkımıza bir mesajdır. Hiç kuşku yok ki, Kürt halkı bu mesajı almıştır. Ve çok değil 24 Haziran’da 2015’ten beridir yaşadıklarının hesabını sandıkta soracak, bu mesajın gereğini yapacaktır.
2011 yılında cezaevinde başlayan milletvekilliğim 2018 yılında yine cezaevinde sona erdirilmiştir. Şahsımda yaşanan bu örnek bile tek başına Kürt siyasetçilerine, demokratik siyaset yapmanın yollarının nasıl kapatıldığını göstermektedir. Kimin barıştan, diyalogdan, çözümden; kimin şiddetten ve çözümsüzlükten yana olduğunu çok bariz ortaya koymaktadır.
Bugün önümüze yepyeni bir fırsat çıkmıştır. Her tür ayrışmayı, kutuplaşmayı, ötekileştirmeyi bir kenara bırakarak, halklarımız adına ilkeli birliktelikle, Kürdüyle, Türküyle, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi, kadını, erkeği, genciyle, emekçisi aydınıyla, 7 Haziran ruhuyla, yeni bir günü inşa etmenin, geleceği kurmanın tam zamanıdır.
"Biz Kazanacağız; çünkü haklıyız, çünkü güçlüyüz…"
Bu vesileyle tüm kadınlara çağrımdır; demokrasi mücadelesine, hep birlikte “Biz” olma hareketine kadınlar öncülük ederse, başarıya ulaşırız. AKP iktidarı ve zihniyeti sonun başlangıcında değil, sonun sonuna gelmiştir. Bize düşen en kısa zamanda tüm kesimleri yan yana, omuz omuza getirecek ruhu, umudu ve direnci yaratmaktır.
Şimdiden herkese sonsuz başarılar diliyorum. İnançla, dirençle söylüyorum ki, “Biz Kazanacağız”. Çünkü haklıyız, çünkü güçlüyüz…
Cezaevinde, meydanlarda, alanlarda, fabrikalarda, tarlada, evimizde, umudun tohumlarının direnişe dönüştüğü her yerde mücadeleye devam edeceğiz.
Başta, vekili olmaktan onur duyduğum Hakkari halkına, tüm halklarımıza, partili arkadaşlarıma destekleri için gönül dolusu teşekkürlerimi, selam, sevgi, özlem ve saygılarımı gönderiyorum.
Umutla, dirençle…"