TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2023 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Memur maaşları, 20 yıl içerisinde çok fazla kayba uğruyor. Emekli maaşı ikramiyesi, 1982’de bir buçuk ev alabilirken bir memur emeklisi, 2022’de 0.15 bir ev alabiliyor. Ne yani? Evin tuvaletini bile alamıyor. İşçi emeklilerinin durumu daha vahim. Eskiden işçi emekli olunca evini, arabasını alırdı" diye konuştu. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü; işçilerin, AK Parti iktidarı döneminde kazanılmış haklarını büyük oranda kaybettiklerini ifade etti. İktidarın, asgari ücrete enflasyon oranında zam yapıldığını ifade ederek övündüğünü aktaran Pekgözegü, "Türkiye, 'çalışan yoksul emekliler ülkesine döndü"dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2023 yılı bütçesinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda şunları söyledi:
"20 yıldır açıklarını kapatmak şöyle dursun açık maalesef 106 katına çıkmış durumda"
"Çalışma Bakanlığı bütçesi içerisinde en önemli kalemlerden birisi de Sosyal Güvenlik Kurumu. 2008’de yeniden yapılandırılarak yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu üzerinden 14 yıl geçti. AKP iktidarı üzerinden ise 20 yıl geçti. 20 yıldır açıklarını kapatmak şöyle dursun açık maalesef 106 katına çıkmış durumda. 'Sosyal Güvenlik’te devrim yaptık' denildi. Şimdi sistem mali açıdan sürdürülebilirliği maalesef kaybetmiş durumda.
"AKP’nin SGK açığı, Kılıçdaroğlu’nun 106 katı"
Sık sık CHP ile ilgili bir propaganda var. 20 yıldan beri yapılıyor. AKP Genel Başkanı Erdoğan ve sözcüleri, sakız gibi ‘SSK’yı Kılıçdaroğlu batırdı’ diye bir algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar. Birazdan rakamlarla da göstereceğim bunun nasıl bir manipülasyon olduğunu ve maalesef 20 yıldan beri kendi beceriksizliklerini kapatmaya yönelik hamleler olduğunu söylemek isterim.
Kılıçdaroğlu’nun toplam görev yaptığı sürede 4 milyon 572 bin açık var SSK’da. 2003-2022 yılları arasında SGK’nın toplam açığı ise 482,5 milyar lira. Yani AKP’nin SGK açığı, Kılıçdaroğlu’nun 106 katı. Bunun nasıl bir yalan olduğu, nasıl bir manipülasyon olduğunu burada hem sizlerle hem de kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
"Temel mesele ne verdiğiniz değil, emeklinin ya da asgari ücretlinin ne alabildiğidir"
EYT, sayın Bakan, siz bakan olmadan önce de sayın AKP Genel Başkanı’nın da bu konuyla ilgili çok çetin söylemleri var. ‘Seçimi kaybetsem de bunu çözmeyeceğim. Bunu çözmek mümkün değil. Ülke bunu kaldıramaz’ dedi. Bu dönüşün de sebebi hem EYT derneklerinin büyük mücadelesi hem de Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki duyarlılığının da etkili olduğunu düşünüyoruz. Buradan da seçimi kaybedeceğiniz anlaşılıyor.
Bu EYT meselesi önemli bir mesele, mutlaka çözülmesi gerekiyor ama bu EYT meselesinde daha bir önemli mesele var. Emekli aylıklarıyla ilgili sorunu çözmek gerekiyor. Temel mesele ne verdiğiniz değil, emeklinin ya da asgari ücretlinin ne alabildiğidir. Alım gücüne göre emekli aylıklarına göre yüzde 40 zam geliyor. Ancak 2 bin 500’ün alım gücü 3 bin 500’den daha yüksek. Yani önemli olan emekli maaşını yükseltmek değil, alım gücünü yükseltmek.
"Eskiden işçi emekli olunca evini, arabasını alırdı; şimdi evin tuvaletini bile alamıyor"
Memur maaşları, 20 yıl içerisinde çok fazla kayba uğruyor. Emekli maaşı ikramiyesi, 1982’de bir buçuk ev alabilirken bir memur emeklisi, 2022’de 0.15 bir ev alabiliyor. Ne yani? Evin tuvaletini bile alamıyor. İşçi emeklilerinin durumu daha vahim. Eskiden işçi emekli olunca evini, arabasını alırdı. Burada işçi emeklisi var mı bilmiyorum. Çoğu patron çocuğuna benziyor buradan bakınca AKP’lilere. Emekliler açısından da kötü bir tabloyla karşı karşıyayız.”
"Türkiye, çalışan yoksul emekliler ülkesine döndü"
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü; işçilerin, AK Parti iktidarı döneminde kazanılmış haklarını büyük oranda kaybettiklerini ifade etti. İktidarın, asgari ücrete enflasyon oranında zam yapıldığını ifade ederek övündüğünü aktaran Pekgözegü, "Yapılan zammın hemen eridiğini, asgari ücretin ev kirasına bile yetmediğini de düşünürsek asgari ücretin, yoksulluk verilerine göre şu anda en azından 12 bin lira olması gerekir" dedi.
Türkiye'nin, 'çalışan yoksul emekliler ülkesine döndüğü'nü dile getiren Pekgözegü, çalışma yaşamında, güvenceli işlere erişimi daha zor kesimlerin bulunduğunu söyledi. Pekgözegü, en düşük emekli aylığını asgari yaşam standartlarına kavuşturacak bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu kaydetti.
"Sözleşmeli personele kadro; keyfiyet değil, gereklilik"
İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, "EYT düzenlemesi beklentilere cevap vermeli, 3600 gibi yarım yamalak çıkmamalı" dedi.
Yokuş, kamu personel sisteminin; iş güvencesi, tayin, kurum değişikliği, aile birliği, görevde yükselme gibi hakları tüm çalışanlara sağlayan bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti. Yokuş, aynı okuldan mezun olan, aynı sınava giren, aynı işi yapan personelin farklı statülerde çalıştırılmasının, adalete ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtti.
Güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya alınmasını isteyen Yokuş, "Sözleşmeli personele kadro keyfiyet değil gereklilik. Temel haklardan mahrum çalışan tek kamu görevlisi dahi kalmamalı. Güvencesiz çalışma modelleri kamu istihdam sisteminden çıkarılmalı" dedi.
"SGK'yi milletin emrine amade etmek en büyük başarılarımızdan"
AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora ise AK Parti iktidarları döneminde çalışma hayatı ve sosyal güvenlik alanında reform niteliğinde düzenlemelerin hayata geçirildiğini söyledi. Sosyal güvenlikte devrim gerçekleştirildiğini dile getiren Cora, "Genel Sağlık Sigortası ile ülkemizdeki tüm vatandaşlarımızı sosyal güvence kapsamına dahil etmek, SGK'yi milletin emrine amade etmek en büyük başarılarımızdan oldu" ifadelerini kullandı.
Sosyal güvenlik reformuyla nüfusun yüzde 98'ini sosyal güvenlik şemsiyesi altına alarak hastane kapılarından geri dönüşü bitirdiklerini belirten Cora, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın yalnızca kimlik belgesiyle tüm sağlık kuruluşlarından hizmet almalarını sağladık. Eczane kuyruklarına son verdik, ilaca erişimi sağladık. Maluliyet şartlarını kolaylaştırdık. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine eşit ve kaliteli şartlarda ulaşmasını sağladık. 18 yaş altında genç ve çocuklarımızın tüm ilaç ve tedavi masraflarını Genel Sağlık Sigortası kapsamında karşılıyoruz. Sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımız, bakmakla yükümlü oldukları kişileri aylık yalnızca 194 lira ödeyerek sağlık hizmetinden yararlandırabiliyor. Ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın primleri de devlet tarafından ödenebiliyor. Şehit yakınlarından, gazilerden, gazi yakınlarından özel hastanelerdeki tedavilerinde hiçbir ilave ücret alınmıyor."
Cora, SGK'nin mali yapısının sağlam temellere oturtulmasına önem verdiklerini, kayıt dışı istihdamla mücadelenin, hükümetin en önemli hedefleri arasında yer aldığını bildirdi.
"Enflasyon farkıyla birlikte refah payı verilmeli"
MHP Genel Başkan Yardımcısı, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, "MHP olarak asgari ücret belirlemesinde ve emekliler ile kamu çalışanlarının aylıklarına Ocak 2023'te uygulanacak artışlarda, enflasyon farkıyla birlikte refah payı verilmesinin uygun olacağı görüşündeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Sözleşmeli personel, taşeron işçiler ve EYT konusundaki açıklamaları dikkatle takip ettiklerini belirten Kalaycı, şöyle konuştu:
"Sözleşmeli personel bazı haklardan yoksun olduğu için mağduriyet yaşıyor. Eş durumu özrü ile yer değiştirme hakkının bulunmaması nedeniyle bazı sözleşmelilerin aileleri parçalanıyor. EYT'liler, sigortalı oldukları tarihteki emeklilik şartlarının uygulanmasını istiyor. EYT'lilerden özellikle işsiz durumda olan ve iş bulma imkanı bulunmayan kişiler ciddi mağduriyet yaşıyor. Hiç şüphesiz sözleşmeli kamu çalışanlarının, taşeronların ve EYT'lilerin mağduriyetlerini giderecek düzenleme yıl bitmeden yapılacak, yaşanan adaletsizlikler köklü çözümlerle buluşturulacak."
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sözleşmeli personelin tamamının kadroya alınmayı beklediğini aktaran Kalaycı, "Kamuda ehliyeti ve liyakati esas alacak, statü ve istihdam karmaşasını giderecek, ücret adaletini sağlayacak, topluma kaliteli hizmet sunan, değişen koşullara uyum yeteneği yüksek ve daha verimli bir kamu personel sisteminin oluşturulması lazım. 'Memur' tanımı yeniden yapılmalı, sözleşmeli, geçici, vekil, fahri ve ücretli personel çalıştırılması çok özel haller dışında son bulmalı, asli devlet hizmetlerinde çalışanlar kadrolu hale getirilmeli" diye konuştu.