Ses sanatçısı Burcu Özkan iki yıl önce nöroblastom kanserinden kaybettiği 5 buçuk yaşındaki oğlu Çınar adına vakıf kurarak kendini "oğlumun arkadaşları" dediği çocuklara adadı. "Kanser çocuğumdan uzak dur" sloganından yola çıkan vakıf, tanısı konmuş çocuklara maddi ve manevi destek sağlamayı amaçlıyor. Nöroblastom (sinir hücrelerinde çocuk yaşlarda görülen tümör) kanseri Türkiye'de ve dünyada çok bilinmiyor.
Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Funda Çorapçıoğlu’nun da desteğiyle Burcu Özkan, Çınar Vakfı’nı kurmak için kolları sıvadı. "Hiçbir belirti yoktu. Bir gecede hayatımız değişti” diyen Özkan yaşadığı süreci şöyle anlattı:
"2012’nin 30 Ağustos günü yuvada öğretmenine karnının ağrıdığını söylemiş. Doktorlara götürdük. En sonunda Çorapçıoğlu’na gittik. Aslında benim elime gelen bir şişkinlik vardı karnında. Yine de insan bu kadar ağır bir hastalığın çocuğunda var olacağını konduramıyor. 15 gün sonra tanısı konuldu. Nöroblastom dedikleri sempatik sinir sistemine bağlı böbrek üstü tümörü. Oğlumun vefat ettiği son geceye kadar bütün kan değerleri normal bir insanın kan değerleri gibiydi. 4 kere ameliyat oldu, 4 kere nüksetti. 2.5 yıl sonra da kaybettik.
"Oğlum misyon bıraktı"
"Oğlunun bir şeyleri değiştirmek için geldiğini ve kendisine bir misyon bırakıp gittiğine inandığını" belirten Burcu Özkan başka çocuklar için mücadeleye başladığını söyledi. Özkan "İki çocuğun annesiydim, şimdi milyonlarca çocuğun annesi olmaya aday oldum. Nöroblastom Türkiye’de hatta dünyada çok bilinmeyen bir kanser türü. Prof. Dr. Funda Çorapçıoğlu’nun manevi desteğiyle bir vakıf kurmaya karar verdik. Bu bilinmeyen yüzde 80 oranındaki kanser türlerinden hem korunmak amaçlı, hem de bu hastalığın tanısını alan çocuklar için neler yapabileceğimiz konusunda masaya oturduk. Vakfın adı: Çınar Vakfı, sloganı da “Kanser Çocuğumdan Uzak Dur” dedi.
"Saçının olmaması kötü bir şey değil, insanlara bunu da aşılamak istiyoruz"
Burcu Özkan vakfın amacını şu sözlerle anlattı:
Bu işi zaten fahri olarak yapıyordum artık vakıf eliyle yapacağım. Bu vakıf tanısı konmuş çocukların ailelerini bilgilendirecek, ardından da ihtiyaçlarına yönelik maddi manevi destek sağlayacak. Kirasından, faturasına, çocukların yiyecek, içeceğine kadar. Anne ve çocuklara psikolojik destek verilecek. Bazen de çocuğun tedavi sürecinde anne kansere yakalanabiliyor. O üzüntü nasıl oluyorsa anne o hastalığı kendine alıyor, bunu çok yaşadık. Şehir dışından gelecek aileler için çocuklarıyla steril bir ortamda konaklamalarını sağlayacak bir hotel de olacak. Çok yakışıklı bir oğlum vardı benim. Herkesin evladı gibi benim oğlum da çok yakışıklıydı, hiç kafasını kapatmadım. İnsanlar buna alışsın, oğlum da buna alışsın diye. Çünkü saçının olmaması demek kötü bir şey demek değil. Ya da bir uzvu da olmayabilirdi. Biraz da insanlara bunu aşılamak için de yola çıktık biz.