Gündem

'Hayata Dönüş operasyonu' davasında yargılanan mahkûmların beraati istendi

19 Aralık döneminde Ümraniye Cezaevi'nde kalan 399 mahkûm, 'isyan, patlayıcı madde bulundurma, kasten yaralama ve adam öldürme' gibi suçlardan yargılanıyordu

11 Haziran 2015 19:06

Ümraniye Cezaevi ölüm orucu eylemlerine son vermek gerekçesiyle 2000 yılının Aralık ayında başlatılan ve biri asker 4 kişinin ölümü, birçok kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan  'Hayata Dönüş operasyonu' davasında savcı mütalaasını verdi.

 

Anadolu Adalet Sarayı 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve o dönem Ümraniye Cezaevi'nde kalan 399 mahkûmun, 'isyan, patlayıcı madde bulundurma ve öldürme' gibi suçlardan sanık olarak yargılandığı duruşmada mütaalasını veren Cumhuriyet Savcısı, 71 sanık hakkında yakalama emirlerinin infaz edilemediği ve savunmalarının alınamadığı gerekçesiyle dosyasının ayırılmasını istedi.

Savcı, 31 sanık hakkında yargılama aşamasında yaşamını yitirdiği gerekçesiyle davanın düşürülmesini, 297 sanık hakkında da 'cezaevi idaresine silahlı ayaklanma', '6136 sayılı yasaya muhalefet', 'patlayıcı madde bulundurmak' ve 'kasten yaralama' suçlarından dava zaman aşımı sürelerinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesini talep etti.

Tüm sanıklar yönünden 'adam öldürme' ve bu suça iştirakten de cezalandırılmaları istemiyle dava açıldığını belirten savcı, sanıkların atılı suçları işlediklerine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar verilmesini istedi.

 

19 Aralık’ta ne olmuştu?

 

Bundan tam 14 yıl önce, 2000 yılında hapishanelerde koğuş sistemi yerine F Tipi cezaevi uygulamasına geçilmesi kararına karşı mahkûmlar süresiz açlık grevine başladı. Tecride karşı 20 Ekim’de başlayan açlık grevinin 45. gününde ölüm orucu kararı alındı. Eylemde artık ölüm sınırına gelindiği günlerde heyetler dönemin hükümeti ve mahkûmlarla görüşerek “çözüm” bulmaya çabaladı. Bu görüşmeler sonucu 9 Aralık’ta Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ölüm oruçları ve açlık grevlerini sona erdirmek amacıyla F Tipi ceza ve tutukevlerine nakillerin ertelendiğini açıkladı.

Artık çözüm için bir umut var derken, bu açıklamadan sadece 10 gün sonra 20 cezaevine 10 bin güvenlik kuvvetiyle büyük bir saldırı başladı. Operasyon basına “Hayata Dönüş” olarak duyuruldu ama aradan yıllar geçtikten sonra operasyonunun adının “Tufan” olduğu ortaya çıktı.

Kanlı saldırıda tam 30 mahkûm ve 2 asker hayatını kaybetti. Askerlerin mahkûmlar tarafından öldürüldüğü iddia edilse de bunun da gerçek dışı olduğu, askerlerin üzerinden yine asker kurşunları çıkınca anlaşıldı.

237 mahkûmun yaralandığı operasyon sonrası Edirne F Tipi Cezaevine 348, Kocaeli F Tipi Cezaevine 340, Sincan F Tipi Cezaevine 341, Kartal F Tipi Cezaevine 67 mahkum sevk edildi.

 

İlgili Haberler