Politika

'Hasan Abi'den Başbakan'a kırık not

07 Ekim 2009 03:00

T24 -  Başbakan Tayyip Erdoğan, "Hasan Abi" diye hitap ettiği Hasan Cemal tarafından, Aydın Doğan için yaptığı "Al Capone" benzetmesi nedeniyle eleştirildi. Benzetmenin "haksız, yakışıksız, insafsız" olduğunu vurgulayan Cemal, Erdoğan'ın "demokrasi kültürü dersinden bir kırık not daha aldığını" dile getirdi.

Başbakan'ın hatasını "yakın zamanda düzeltmesini" dileyen Cemal'in Milliyet'te yayımlanan (7 Ekim 2009) yazısı şöyle:

Al Capone: Haksız, insafsız, yakışıksız bir benzetme...

Ben kuruluşundan beri AKP demeyi sürdürüyorum. Ama partililerle sohbette bazen AK Parti dediğim de oluyor.

Çifte standart mı?
Sanmıyorum.

CNN Türk’te pazartesi akşamları Cengiz Çandar’la birlikte yaptığımız Tecrübe Konuşuyor isimli programda Bülent Arınç’la konuşurken daha çok ‘AK Parti’ dediğimi fark ettim.
Olabilir.

Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’le birlikte AKP’nin üç kurucu babasından ya da büyüğünden biri sayılır. TBMM Başkanlığından sonra şimdi de MGK üyesi bir Başbakan Yardımcısı olarak hem hükümetin hem partinin en önde gelen kurmaylarından biridir.

Noktası virgülü yerli yerinde konuşan iyi bir hatipdir. Bazen kaseti taktı mı uzun konuşsa da, sözcükleri fazla eğip bükmez. Sözünü sakınmayan deneyimli bir siyaset adamıdır Bülent Arınç...
Önceki akşam da öyleydi.

Asker ve siyaset, Susurluk ve Ergenekon, Kürt sorunu ve demokrasi konularında açık dille konuştu.

28 Şubat post-modern darbesinden 27 Nisan e-muhtırasına çekilen bir çizgide, AKP acaba demokrasinin neresinde duruyor sorusuyla ilgili olarak bazı doğrulara işaret etti.

‘Kürt açılımı’ konusunda partisinin büyük bir siyasal risk aldığını belirtti ama şunu da ekledi:
“Seçim kaybetme pahasına da olsa, demokrasi açılımı konusunda sonuna kadar gideceğiz.”
Bu kararlılık Erdoğan’da da var.

Ve Turgut Özal dahil Türkiye’de hiç bir siyasi lider bugüne kadar Kürt sorunuyla ilgili olarak Erdoğan kadar kararlı ve yürekli bir tutum almamıştır.
Bunu vurgulamakta yarar var.

Aynı zamanda, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hukuk devleti yolunda mesafe almasıyla Kürt sorununun çözüm rayına oturması arasındaki yaşamsal bağ görmezlikten gelinemez.
Ama her şey bununla bitmiyor.

Tayyip Erdoğan’ın demokrasi notu sadece bu pencereden bakılarak verilemez. Çünkü Başbakan Erdoğan’ın demokrasi karnesinde, özellikle demokrasi kültürü dersinden kırıkları da var.
Medya üzerinde gitgide uzayan ve koyulaşan bir Tayyip Erdoğan gölgesi söz konusu.
Görmezlikten gelinemez bu.

Bu açıdan Başbakan Erdoğan’ı eleştirmeden, demokrasilerde basın özgürlüğü konusunu yerli yerine oturtmak mümkün değildir.(Bu konuda,’Hiçbir ölçüye sığmayan bir ceza ve demokrasi’ başlığını taşıyan 15 Eylül 2009 tarihli yazıma bakılabilir)

Dünyanın birçok demokrasisinden siyasal iktidarlarla büyük medya grupları arasında yaşanan çekişme ve kavgalara birçok örnek verilebilir.

Bunlarda şuna dikkat edilir:
Oyun kuralına göre mi oynanıyor?       
Demokrasilerde rastlanan bu tür ‘iktidar çatışma’larında taraflar, oyunu ne kadar kuralına göre oynuyor sorusu gündemde tutulur.
Belirleyici ölçü budur.

Peki oyun nedir?
Demokrasi, hukuk ve özgürlüktür.
Kavga bu çerçeve içinde kalıyorsa bir bakıma mesele yoktur. Belden aşağı vuruşlar pek yaşanmıyorsa, fazla söylenecek bir şey olmaz. Çünkü her şey zamanla demokrasi içinde tabii mecrasına karışır gider.

Başbakan Erdoğan’la Doğan Grubu’nun ilişkilerine bu pencereden bakınca söylenecek çok şey, eleştirilecek çok nokta var.
Üstelik tek taraflı değil.
Biliyorum bunu da.
Bu konuda kendi grubumu da bazı açılardan bu köşede eleştirdim. Kapalı kapılar arkasında belki daha çoğunu da söyledim.

Ancak, son vergi cezası konusunda Başbakan Erdoğan’ı eleştirdim.
Bugün de eleştiriyorum.
Bu ceza hiç bir platformda savunulamaz. Demokrasi, hukuk, basın özgürlüğü dediğiniz her yerde, böylesine astronomik bir ceza her seferinde önünüze getirilir.
Nitekim getiriliyor da...
Ve Erdoğan frene de basmıyor!
The Wall Street Journal’e yaptığı açıklamalardaki Al Capone benzetmesi büyük bir talihsizliktir.
Haksızlıktır.

Ne insafla bağdaşır, ne de hukukla. Olmadı Sayın Başbakan, yakışmadı. ‘Demokrasi kültürü’ dersinden bir kırık not daha aldınız.
Dileriz, yakın zamanda düzeltirsiniz.