14 Şubat 2025 07:00
Güncelleme: 14 Şubat 2025 07:00
Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen Haftanın Sanat Rotası, bu hafta yirmi birinci sayısıyla sizlerle. Bu haftanın derlemesinde birbirinden farklı sergiler ve tiyatro oyunları yer alıyor.
Her hafta cuma günü yayımlanan Haftanın Sanat Rotası'nda bu hafta 15-21 Şubat tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor.
İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:
-Solukdaş
Varlığı, üretimi ya da savunduğu değerler nedeniyle hep çoğunluğun kenarında kalmışlık hissiyle boğuşan, yine de hayata tutunan farklı coğrafyalardan sanatçılara ev sahipliği yapan sergi, sanatın bir diyalog ve paylaşım zemini olduğunu hatırlatmayı amaçlıyor.
Sergi Deniz Pasha, Dilek Winchester, Güneş Savaş, Waseem Ahmad Siddiqui’nin işleri ilei Michael Haneke’nin “Code Inconnu” filminden bir alıntıyı bir araya getirerek bireylerin kimlik, aidiyet ve görünürlük mücadelelerini sanat aracılığıyla yeniden düşünmeye davet ediyor. Solukdaş adlı sergi 21 Mart'a kadar BüroSarıgedik'te olacak.
-Opus 3c / Silva Bingaz
Fotoğraf çalışmalarında tarih yüklü ve çok katmanlı mikro coğrafyalarda çalışan, kenar yörelerdeki geçici ve güvenliksiz hayatları kayda geçiren; özellikle de denize temas eden kentlerdeki insan, hayvan ve doğa ilişkilenmelerinin peşine düşen sanatçı bu sergisinde Letonya’yı ziyaretleri sırasında oluşturduğu fotoğraf serisini sunuyor. Seri, daha önce İstanbul ve Japonya’da gerçekleştirdiği “Kıyı” serilerinin yoğunluğuna denk bir yük taşıyor. Opus 3c; ismiyle hem serinin önceki adımlarına referans hem de sanatçının sergileme tercihlerinde sadık kaldığı müzikal takibe dair ipucu veriyor. Opus 3c / Silva Bingaz sergisi 22 Mart tarihine kadar Beyoğlu'nda yer alan Öktem Aykut sanat galerisinde ziyaret açık olacak.
-Yaşam Şarkısını Söyler
Kişilerin hayatımızda bıraktığı izlerin, hislerle olan bağlantısına ve kusurlarımızla bir bütünlük oluşturmasına odaklanan sergide 15 bağımsız sanatçının (Ahmet Yiğider, Berk Kakeci, Bertan Ekici, Emre Tura, Ergül Karagözoğlu, Ezgi Kılıç, Fatih Altan, Halil Vurucuoğlu, Hüseyin Rüstemoğlu, İlyas Arapoğlu, Kaan Fıçıcı, Lale Yılmaz, Nihan Çakır, Taylan Öngünç, Zuhal Baysar) tuval, video art, kağıt, heykel, kumaş ve fotoğraf eserleri yer alıyor. Loft Art'ta yer alan Yaşam Şarkısını Söyler sergisi 22 Mart tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
- Küçük Balkon
‘’Bize o balkonda hiç yer yoktu, annem minnacık iki çocuğunu oraya sığdıramadı.’’
Tadilatı yarım kalmış bir evin salonu. Yerlerde kablolar, kutular, duvarlardan sarkan borular, prizler, toz, kir… Üstü naylon, çarşaf ve gazete kaplı eşyalar...
İki kişilik bir ilişki hikayesi gibi başlayan Küçük Balkon, ‘abla’nın, aniden eve girişiyle yön değiştirip bir abla-kardeş hesaplaşması ve sıkı bir kız kardeşlik hikayesine dönüşür.
Annenin hastalığıyla aniden yarım kalan tadilat, bu abla kardeşin anneleriyle yarım kalmış bütün konularının da konuşulmasına eşlik eder. Adeta eşyaların üzerindeki örtüler kaldırıldıkça altlarında gizlenen, saklı kalmış tüm konular su yüzüne çıkar.
O gece asıl amaçlarına ulaşamayan üç karakteri absürt ve zor durumların içinde, bir yandan hepsiyle ayrı ayrı bağ kurarak, duygularını anlayarak izleriz. Hem bulundukları durum komiktir hem de aynı durum boğazımızda bir yumru oluşturur.
‘Küçük Balkon’ özdeşleştiğimiz karakterin sürekli değiştiği, sert ama çocuksu, psikanalitik bir yolculuk. Küçük Balkon oyunu 15 Şubat Cumartesi günü Mall of İstanbul Biletinial Moi Sahne'de olacak.
-Velayet
Sweatshop Theatre Company’nin velayet davalarında mücadele eden kadınlar hakkında sosyal gerçekçi bir oyunudur, orijinal adı ise Care and Control’dür. Grup hem kendi aralarındaki tartışmalardan hem de seyircilerle olan iletişimlerinden yola çıkarak, çocuklarının velayeti için başlatılan davalarda annelerin yaşadığı sorunları gözler önüne serer. Michelene Wandor tarafından oyunlaştırılır. Lezbiyen, heteroseksüel, bekâr anneler yargı önüne çıktıklarında aynı önyargıyla karşılaşır. Bir kadın, erkeklerden bağımsız yaşama hakkını iddia ettiğinde, devletin gözünde şüphelidir. Aile hayatına ve mahkemenin desteklediği geleneksel cinsel rollere doğrudan bir meydan okuma olarak görülür. Hepimizin hayatının en temel ve mahrem meselelerine karar verme hakkını elimizden alan bu tutum ve varsayımlara karşı kadınlar, çocuklarının velayet mücadelesini vermek için örgütlenir. Velayet tiyatro oyunu,
-Ölüm ve Bakire
Bir hikaye anlatıldığı kadar mı yoksa anlaşıldığı kadar mıdır? Gerçek, kurgudan daha mı çarpıcıdır? Geçmişin gerçekleri ne ölçüde ve nasıl ortaya çıkarılmalıdır? Sorduğumuz doğru sorularla gerçeğe ne kadar yaklaşabiliriz? Gerçekler korkularımızdan kurtulmamıza yardımcı olabilir mi? Gerçek, özgürlük için yeterli midir? İntikam adaletin başka bir adı mıdır? Ölüm ve bakire tiyatro oyunu 15 Şubat Cumartesi günü Kadıköy Boa Sahne'de olacak.
- ARTANKARA 2025 11. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı
Modern sanatın en güzel örneklerini sunacak olan fuar, yerli ve yabancı sanatçıların eserleriyle zenginleşiyor. ArtAnkara 2025 11. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı boyunca sanatseverler, çeşitli sergiler, atölye çalışmaları ve sanatçılarla söyleşiler gibi etkinliklerle sanatın her yönünü deneyimleyebilecek. Fuar, 20-23 Şubat tarihleri arasında sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
-Çöl Rüyası
Çöl Rüyası” Türkiye prömiyeri yapıyor. Funda Özşener’in yazdığı, Güher Hatın Yörük ve Selen Adıgüzel’in rol aldığı oyun, uçsuz bucaksız bir çölde kaybolmuş iki kadının hikayesini anlatıyor. Bir kadın kahramanın, Erna’nın, açtığı ışıklı yola düşmek mi; yoksa kaçtığımız yere, evimize geri dönmek mi? Güzel bir şarkının peşinden gitmek, yeni diyarlara, özgürlüğe açılmak mı; yoksa olduğumuz yerde kalıp her şeye razı olmak mı? “Çöl Rüyası”, kadın olmanın dayanılmaz ağırlığına rağmen içindeki umudu hiç kaybetmeyenlerin hikayesi. Bir özgürlük masalı... Tiyatro İnci’nin yapımını üstlendiği oyunun yönetmeni, Devlet Tiyatroları rejisörlerinden Dr. Servet Aybar.
-Yetimler
Etimesgut Kent Tiyatrosu, sezonun ikinci, 2025 yılının ilk oyunuyla seyircisine merhaba diyor!
Lyle Kessler’in yazdığı, Barkın Kenan’ın dilimize çevirdiği, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölüm başkanı Jason Hale’in yönettiği “Yetimler- The Orphans”; seyircisiyle buluşuyor!
Yetimler , Kuzey Philadelphia'da bir kenar mahallede kendi başlarına yaşayan iki kardeşin hikayesidir. Treat para kazanmak için hırsızlık yaparken, Phillip evden hiç çıkmadan konserve ton balıklı sandviçlerle hayatta kalmaya çalışmaktadır. Treat, bir gece yarısı sarhoş ve yaşlı bir adam olan Harold'ı soyma niyetiyle eve getirir ancak Harold, Treat'in oyununa gelmeyecek kadar zekidir. Harold, Treat ve Philip'i evlerini basit hırsızlıklar için bir karargâh olarak kullanmaya ikna eder. Harold bir yandan da sıcak ve babacan tavrıyla yetim kardeşlere sahip çıkmaya başlayacaktır. Herkes çocuk sahibi olabilir ama gerçek bir baba olmak için özel biri olmak gerekir.
-Grönholm Metodu
Bir akşam… Şık bir plaza… bir iş görüşmesi... Ama bu sıradan bir mülakat değil. Grönholm Metodu, dört adayın bir toplantı odasına hapsedildiği ve onları sınırlarına kadar zorlayan sıra dışı bir seçme sürecini gözler önüne seriyor. Bu süreçte manipülasyon, sırlar ve insan doğasının karanlık taraflarını yeniden keşfediyoruz. Peki, bu oyunda asıl test edilen profesyonel yetkinlikler mi, yoksa kişisel sınırlar mı? Bu adaylar sadece bir iş için mi yarışıyor, yoksa kendilerini kurtarmak için mi? Bu odada maskeler düşüyor, gerçek yüzler ortaya çıkıyor. Modern iş dünyasının acımasız gerçeklerini zekice kurgulanmış bir gerilim ve kara mizahla sahneye taşıyan Grönholm Metodu, beklenmedik bir yolculuk vaat ediyor. Hazır mısınız?
Cesaretin varsa, bu zihin oyununa katıl! Unutma, burada hayatta kalmak kazanmaktan daha zor. Grönholm Metodu oyunu 15 Şubat Cumartesi günü CerModern Sahnesi'nde olacak.
-Dansöz
Dansöz, Meryem adlı bir oryantalin hikayesi.
Bakış üzerine bir hikaye anlatıyoruz. Tiyatronun Antik Yunan’dan beri bakışla tanımlandığı teorik bir alanı (theatron, “bakılan/seyredilen yer” anlamına geliyor), oryantaldeki ekol farklarıyla birlikte düşünmeyi denedik. Birilerine bakmak için özel olarak tasarlanmış bir alanda, yine özel bir bağlam içinde, bakış’ın ne anlama geldiğini araştırıyoruz.
Sahne, bu kez dönüp bize baksın istedik.
Süreçte, M. Merleau-Ponty, Sartre, Lacan gibi felsefecilerin, “nazar” üzerine yazdıkları hep bize eşlik etti. Fakat düşünceye ayrı bir alan açmayı değil, oyunun yarattığı deneyimi düşüncenin kendisine dönüştürmek istedik.
Etin Cinsel Politikası gibi kült metinlerden de destek alarak, hayvanların ve kadınların hikayelerini ortaklaştırdığımız bir yola da ilk kez Dansöz’le giriyoruz. Bir hayvanın iradesini kırmakla, bir kadının iradesini kırmak arasındaki sınırın bulanıklaştığı yerleri araştırıyoruz.
Dansöz, dansı, varoluş biçimine dönüştürmüş bir oryantalin hikayesi. Dansöz oyunu 15 Şubat Cumartesi günü Kült Sahne'de olacak.
-Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Yaşadığımız bu dünyanın arkasında, gerilerde bir yerde bir başka dünya daha vardır; insan şeffaf bir tül ardından bakar gibidir ve tülden bir dünya görünür, daha hafif, daha ruhani, gerçek dünyadan farklı niteliklerde. Birçokları kendilerini bedensel olarak var oldukları bu dünyadan ziyade o diğer dünyaya aitmiş gibi hissederler.
Baştan çıkarıcı, hayatını şiirsel bir şekilde yaşama görevine adamış biri. Hayatı ilginç kılan deneyimleri bulmak için ziyadesiyle gelişmiş uzuvları ilgi çekici. O, anın estetiğinden kendince keyif almak, sonra da kendinin estetik keyfine varmak için gerçekliği bir araç olarak kullandı.
Gerçeklik, yeterli bir dürtü değildi onun için, o gerçeklikle birlikte yükselemezdi, zayıf olduğu için değil, hayır, o çok güçlüydü aslında bu güçtü onun illeti. Gerçeklik onun için anlamını yitirince korumasız kalırdı, işte ondaki kötülük bunda gizliydi.
Dünyadakilere… Baştan Çıkarıcının Günlüğü oyunu 15 Şubat Cumartesi günü Yakîn Sahne'de olacak.
-Don Kişot'un Ölümü
Cervantes'in Dünya Edebiyat tarihine bir hediyesi olan Don Kişot ve Sancho Panza karakterlerini Tiyatro Ansambl yorumu ile izleyeceğimiz DON KİŞOT'UN ÖLÜMÜ, karanlığın dünyaya hükmettiği bir çağda, deliliğin cesaretle ayağa kalkıp cehalete, yalana ve ikiyüzlülüğe meydan okuduğu bir hikâye sunuyor bizlere... Kişot ve Sancho, karanlıkla yüzleşebilmek için uzun bir süredir yol almaktadırlar. Bu yol onları pek çok maceraya sürüklese de Sancho'nun aklında sadece zengin olmak vardır. Don Kişot onu delilik ve bilgelik arasında uzanan şeffaf duvara kadar götürür. Nihayet 'karanlık' ile karşılaşırlar. Ve gerçek mücadele başlar... Don Kişot'un Ölümü oyunu 19 Şubat Çarşamba günü Kemeraltı Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde olacak.
-Şşşh
Hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği ve geçmişin yankılarıyla dolu bir dünyada, bir anne kayıplar karşısındaki acısını sevgi dolu hatıralarını ve yıkıcı bir gerçeklikle harmanlayarak derin bir duygusal yoğunluk yaşar. Ancak mutluluk, yerini hayallerle örülü bir yalnızlığa bırakır. Insanın sevdiklerini kaybettiğinde dahi onların anılarıyla nasıl yaşamaya devam ettiğine dair unutulmaz bir hikaye. "Şşşh" adlı oyun Ahmet Piriştina Kültür Merkezi'nde olacak.
-Frida
Frida , seyircisiyle buluşuyor...
20.yüzyılın en büyük sanatçılarından Frida, Özge Kırıkoğlu Çidamlı’nın muhteşem performansıyla yaşadığı aşk, devrim ve acı dolu , bir yandan da çoğumuza ilham olacak bu hayat hikayesine gelin hep beraber tanık olalım... Frida adlı oyun 17 Şubat İzmir DT Konak Sahnesi'nde olacak.
-Van Gogh
Tiyatrogerçek, Van Gogh'un portresini sahneye taşıyor. Kaçıranlar ve yeniden izlemek isteyenler için, yoğun ilgi üzerine Van Gogh yeniden sahnede... Van Gogh'un yaşadıklarına, resme başlayışından intiharına kadar geçen süreye atölyesinde çok yakından tanık olmak ister misiniz? “Bir yüzden sevgi çıkarılabilir mi ya da bir yüze sevgi eklenebilir mi?” tiyatrogerçek’ten sevmek ve çalışmak üzerine kurulu bir hayat hikâyesi... Bir portre...
-Nora 2
Oyun, Henrik Ibsen’in ünlü oyunu Nora (Bir Bebek Evi)‘nın devamı olarak Amerikalı oyun yazarı Lucas Hnath tarafından 2017 yılında yazılmıştır.
Ibsen’in metninin finalinde Nora, kocasını ve üç çocuğunu geride bırakarak evini terk eder. Lucas Hnath oyunu yazmaya başlarken aklında iki fikir olduğunu söylüyor: Birincisi bir kapı çalacak (Bu kapı, Nora’nın 15 yıl önce çıkıp gittiği evin kapısıdır.), ikincisi Torvald (Bu erkek, Nora’nın 15 yıl önce terk ettiği kocasıdır.) ve Nora, Ibsen’in metninde yapmadıkları şeyi, gerçek bir tartışmayı (yazarın deyişiyle ‘boka batmak’) yapacaklar. Dolayısıyla bir kapı çalınır, Anne Marie (Bu kadın, Nora’yı da, Nora gidince Nora’nın üç çocuğunu da büyüten kadındır.) kapıyı açar, gelen Nora’dır; tam 15 yıldır kendisinden hiçbir haber alınamayan, öldü zannedilen Nora. Ve oyun başlar. Nora 2 oyunu 20-21 Şubat tarihinde İstinyeArt %100 Performans Arena'da olacak.
-Güne Bakan Cam Kırıkları
İki yalnız insanın bir parkta beklenmedik şekilde karşılaşmasıyla başlayan oyun, geçmişin ve bugünün, yalanla gerçeğin, kahkahalarla gözyaşlarının birbirine girdiği, seyredenlerin unutamayacağı bir hikayeye dönüşür. Adam ve kadın birbirini, oyun seyirciyi değiştirecektir. Oyunu izlemeye ama onun da ötesinde bizimle diz dize oturup, Memet Baydur'u dinlemeye davet ediyoruz herkesi. Bu hüzünlü ve hınzır, zeki ve alaycı yazar, ruhuna hep iyi geliyor insanın. Güne Bakan Cam Kırıkları oyunu 21 Şubat Konak Atatürk Kültür Merkezi'nde olacak.
© Tüm hakları saklıdır.