HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Kürtlerin en büyük ortak talebinin anadil olduğunu söylerken, yapılan araştırmalarda Türkiye kamuoyunca en az tepki gösterilen, en fazla olumlu bulunan talebin de bu olduğuna dikkat çekti. Karaca, Kürtlerin oy davranışını kayyımlardan, HDP'nin geleceğinden çok daha önemli bulunan konu olan anadil meselesinin belirleyeceğini belirtti.
Karaca, "'Kürtler ne yapacak?' sorusunun cevabını 'anadil' ajandası belirleyecek" başlıklı yazısında şunları kaydetti:
AK Parti hükümet etmekte olan en büyük parti olarak vaatte bulunma ve gereğini yapma konusunda muktedir olsa da Cumhur İttifakı'nın malum koşulları nedeniyle sıkışmış durumda. Ama devlet gücünü elinde bulunduran, istediği zaman istediği yerden U dönüşü yapabiliyor, rakibini tuzağa düşürüp kendisi viraj alabiliyor. Bu, defalarca görüldü. Muhalefet açısından da bir sıkışıklık var.
Muhalefet partileri sürekli HDP bu ittifakın neresinde, masanın altında mı kenarında mı mugalatalarına cevap vermeye zorlanıyor. Bu arada asıl cevap verilecek makamın halk makamı olduğu gerçeği geri plana düşebiliyor.
Oysa şu gerçeğin artık görülmesi gerekir. Muhalefet Cumhur İttifakı tarafından gelen "Vay efendim mutabakat metninde neden Ankara’nın adı geçmiyor? Neden Türk milleti denmiyor? Ne söylenmek isteniyor?” gibi eleştirilerden ürküp kendisine sınır tayin ederse, Ankara seçim yaklaşırken ekonomiyi bir miktar ferahlatıp, gerçekte yapabileceğinin üçte biri kadar bir Kürt hamlesi yaparak bile yoğurduğu sokak simidini herkese satmaya başarır.
Cumhur İttifakı'nın en büyük avantajlarından biri bu. Beklemiş bayatlamış bir simitten fazlası değil, vaatler simit tadında ve giderek susamı da azalmakta. Ama işte, simit bu, ihtiyaçlar hiyerarşisinin en altında durur ama aynı zamanda olabilecek en yaygın ihtiyacı temsil eder ve simit farklı bir şey gibi davranmaz, istese de olmaz. Bu basitlik taraftarları için zaman zaman bıkkınlık verici olsa da, aynı zamanda rahatlatıcıdır.
Altılı ittifak ise ‘aşure’. Ve istese de “Her gün simit yerim yine de sizin gibi vatan hainlerine…” diye başlayan lafazanlara kendisini beğendiremez ve onları tatmin edemez. Üstelik aşurenin güzelliği çılgınlığından ve cesaretinden gelir. Aşure kof kalabalık değil, çeşitliliğe övgü olmaktır. Yağlı salçalı biberli yemeklerin içinde görmeye alıştığımız şeylerin bir araya gelip, özgün tatlarını kaybetmeden ortaya tatlı bir şey çıkarmasıdır olay.
Altılı ittifakın Kürtler bahsinde anadil talebinin hakkını veren güçlü bir siyasi söylem birliği içine girip giremeyeceğinin cevabı, bol malzemeli simit gibi değil aşure gibi davranmayı göze alabilmesine bağlı. Çünkü bol malzemeli simit diye bir şey yoktur."