Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın milletvekili adayı gösterilmesine parti içinden de birçok itirazın geldiğini söyledi.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre Tekin, "Partimizin içinde birçok arkadaşımızın tutuklu vekillerin adaylığına itirazları olmuştu. İtiraz eden arkadaşlarımızın kim oldukları çok da önemli değil. Bütün itirazlara rağmen sonuç itibarıyla bugün arkadaşlarımız milletvekili ise bu milletvekillerinin mecliste olması gerektiğine inanıyorum." dedi.
Tekin, istifa düşüncesinin bir günde oluşmadığını, iki aydır görevini bırakmayı ölçüp biçtiğini bildirdi. 3 Mayıs'taki istifasının ardından hakkında çıkan yeni oluşum iddialarını ise "Yeni bir oluşum içinde değilim. Hiçbir oluşum içinde de olmam. CHP'nin mal sahibiyim, kiracısı değilim." sözleriyle kesin bir dille reddetti. Parti politikalarını da değerlendiren Tekin, 28 Şubat sürecinde dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın başbakanlık teklifi aldığını, ancak bunu reddettiğini iddia etti.
27 Nisan bildirisine karşı çıkılmamasını doğru bulmayan Tekin, partinin 12 Eylül darbesine yargı yolu açan tarihi 12 Eylül referandumuyla ilgili ise ilginç ifadeler kullandı.
Tekin, "İki sene önceki CHP ile bugün arasında çok farklar var. Elbette iki yıl önceki siyaset koşulları ile bugünkü siyaset koşulları çok farklı olmakla birlikte partimizin muhalefet anlayışı arasında değişim olmuştur. Türkiye'nin temel meseleleri ile ilgili geçmişteki gibi değil, çözüm önerileri var. Mesela yeni yönetim anayasa değişikliği, Kürt sorunu, hukuk, darbe dönemleriyle ilgili CHP'nin farkını göstermiştir. Bu AK Parti'nin kimyasını da bozmuştur. 12 Eylül referandumunda CHP'nin bugünkü yönetimi olmuş olsaydı tasarrufu çok daha farklı olurdu. Ben İstanbul il başkanıydım o dönem. Birebir düşüncelerimi parti yönetimi ile paylaşmıştım" şeklinde konuştu.